"bazen de" - Translation from Turkish to Arabic

    • في بعض الأحيان
        
    • و أحياناً
        
    • وأحيانًا
        
    • وأحيانا
        
    • وبعض الأحيان
        
    • أحيانًا
        
    • أحياناً يكون
        
    • و أحيانا
        
    • وفي بعض الاحيان
        
    • و احيانا
        
    • وفي بعض الأحيان
        
    • أحياناً تكونين
        
    • في بعض الاحيان
        
    • لكنهم أحياناً يحتاجون
        
    • في بعض الأوقات
        
    Bazen sen ejderhayı öldürürsün bazen de ejderha seni öldürür. Open Subtitles في بعض الأحيان تذبح التنين وفي بعض الأحيان يذبحكَ التنين
    Ayna Boyutu'nu eğitim, denetleme ve bazen de tehditleri hapsetmek için kullanırız. Open Subtitles نستعمل بعد المرايا للتدرب، و المراقبة و في بعض الأحيان لاحتواء تهديدات
    Babam her zaman "Bazen anlarsın, ...bazen de anlamazsın" derdi. Open Subtitles أبي كان يقول أحياناً تخدع أحدهم و أحياناً يخدعك أحدهم
    Çünkü toplum hizmetini bazen ben yapıyorum, bazen de o yapıyor. Open Subtitles أحيانًا أقوم أنا بأداء الخدمة الاجتماعية. وأحيانًا هو. يروقنا خلط الأمور.
    Bazen yarımım, bazen bütün. bazen de tek bir dilimim. Open Subtitles أحيانا أنا نصف وأحيانا كامل و أحيانا تراني شريحة صغيرة
    Bak, bazen verdiğin sözleri tutmak çok önemlidir ama bazen de... Open Subtitles انظر بعض الأحيان الأمر هام الإيفاء بالعهود لكن في بعض الأحيان
    Ancak bazen de şiirin gerçekten korkutucu olduğu ortaya çıkıyor. TED ولكن تبين في بعض الأحيان ، أنه يمكن للشعر أن يكون مخيفا حقا.
    bazen de gençleri şiir yazmaları için kandırmanız gerekiyor. TED تبين في بعض الأحيان ، يجب خداع المراهقين من أجل كتابة الشعر.
    Bazen iyi birisi onu bulur, bazen de kötü birisi bulur. TED في بعض الأحيان يجدها شخص جيد في بعض الأحيان يجدها شخص سيء.
    Ama bazen de merak ediyoruz: Hepsi bu mu? TED ثم نتساءل في بعض الأحيان : هل هذا كل شيء ؟
    Barlarda bazen insanlar bir şeyler söyler ve bazen de konuşan viskidir. Open Subtitles في الحانات أحياناً يتفوّه الناس بأشياء و أحياناً تكون من آثار الويسكي
    Bazen Krishna olarak, bazen İsa olarak bazen de Ganesh olarak. Open Subtitles ‎أحياناً بهيئة كريشنا، و أحياناً بهيئة المسيح.. ‏ ‎و أحياناً كغانيش.
    Bazen bizim işimizde birkaç önemsiz veya hileli ödenek durumları olmaktadır, ve bazen de biz, yasal ve daha zaruri ödeneklere öncelik sağlayabilmek için bu türde bir dil kullanmak zorunda kalırız. Open Subtitles حسناً , أحياناً نتلقي بعض المطالبات التافهة و النصّابة خلال عملنا و أحياناً نضطر لاستخدام مثل هذه اللهجة
    Bazen ajansın yararına, bazen de daha az onurlu sebeplerden. Open Subtitles أحيانًا من أجل إفادة الوكالة وأحيانًا أخرى أقل من المساعدة.
    Öğrenmeye isteklidirler ve bazen de bildiklerini göstermeye heveslidirler. TED إنهم توّاقون إلى التعلّم، وأحيانًا يتوقون إلى إثبات ذكائهم.
    Bazen yarımım, bazen bütün. bazen de tek bir dilimim. Open Subtitles أحيانا أنا نصف وأحيانا كامل و أحيانا تراني شريحة صغيرة
    Karşılığında ise bedava yiyecek ve barınak ve bazen de ailelere aylık ödenen bir maaş bağlıyor. TED وفي المقابل، يقدمون لهم طعام مجاني ومأوى وبعض الأحيان يدفعون للأسر راتب شهري.
    Bazen çok sinirlendiğini... bazen muazzam fikirleri olduğunu ve bazen de fiziki işkence ile kendine acı çektirdiğini öğreniyoruz. Open Subtitles أحياناً يكون غاضب وتنتابه أفكارٌ عظيمة وأحياناً تختلجه أيضاً افكار إضطهادية.
    bazen de sırf yakın hissedebilmek için evinin önünde takılırdım. Open Subtitles وفي بعض الاحيان اتسكع حول شقتها فقط لأشعر باني قربها
    Korumalarındaki altındaki genç bir çocuğun peşinden gitmek ve suçları sadistçe, vahşice, bazen de tuhaf olabilir. Open Subtitles انهم يذهبون خلف الاطفال الصغار تحت رعايتهم و جرائمهم يمكن ان تكون سادية وحشية, و احيانا غريبة
    Bazen kalbimi fırlatıp atıyorsun bazen de sımsıkı sarılıyorsun. Open Subtitles ‎‏"أحياناً تكونين قد أوقعت قلبي". ‏ ‎‏"أحياناً تكونين قد أمسكت به".
    Ve çocuklarını doktora getirmek için iki, üç ve bazen de dört otobüse binmiş annelerin yorgunluğu oldukça belirgindi. TED و التعب المضني للامهات اللواتي اخذن اثنان, ثلاثة, في بعض الاحيان أربعة باصات ليجلبن اطفالهن للطبيب كان واضحا تماما.
    bazen de hapse göndermek. Open Subtitles لكنهم أحياناً يحتاجون لدخول السجن
    Kızımı tanırım, nasıl düşündüğünü, bazen de nasıl düşünemediğini iyi bilirim. Open Subtitles أنا أعرف ابنتي وكيف تفكر، وكيف في بعض الأوقات لا تفعل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more