| Gerçek kullanımı hakkında düşündüğümüz zaman, Firefly'ın tek bir beşiği olduğunu fark edeceksiniz. | TED | عندما نفكر بالإستخدام الفعلي، ستلاحظ أن فايرفلاي له مهد مفرد. |
| Yaşamın beşiği arayışına başlamak için öncelikle herhangi bir yaşam türünün temel gereksinimlerini anlamak önemlidir. | TED | حتى نشرع في البحث عن مهد الحياة من المهم أولًا فهم الاحتياجات الأساسية لأي شكل من أشكال الحياة، |
| Ancak bilim insanları siyah dumancıların SEOA için fazla sıcak olduğuna inanıyor— dolayısıyla yaşamın beşiği için baş adaylar artık beyaz dumancılar. | TED | ولكن يعتقد العلماء أن المدخنات السوداء كانت مرتفعة الحرارة بحيث لا يتحملها اللوكا؛ لذلك فالمدخنات السوداء هي المرشح الأول لتكون مهد الحياة. |
| Fark ettin mi bilmiyorum ama o beşiği ben aldım. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت تدرك هذا ولكني اشتريت هذا المهد |
| Yani beşiği almaya Santa Barbara'ya gideceğiz. | Open Subtitles | اذن سنذهب الى سانتا باربرا لكي نحضر المهد |
| Bebeğin yeni ve güzel bir beşiği olsun istemiştim.Kullanılmış değil. | Open Subtitles | أردت للطفل أن يكون لديه سرير جديد جميل وليس شيء يدوي |
| Her şey fırtınaların beşiği gibi korkunç bir sükûnettedir. | Open Subtitles | و أشياء مريعه غير ذلك مثل منشأ العواصف |
| O artık bir makyaj masası, yemek köşesi, bebek beşiği veya çöp kutusunu dolduran bir gazete olmuştur. | Open Subtitles | بل تصبح , طاوله فاخره ركن افطار , مهد طفل وصحيفه قابعه في سله المهملات |
| Uygarlığın beşiği. Mısırlılar mumyayı ve tuvalet kağıdını icat ettiler. | Open Subtitles | مهد الحضارة , لقد إخترعوا التحنيط وورق المرحاض |
| Uygarlığın beşiği. Mısırlılar mumyayı ve tuvalet kağıdını icat ettiler. | Open Subtitles | مهد الحضارة , لقد إخترعوا التحنيط وورق المرحاض |
| Bütün dünyada bu ülkenin liderliğinin beşiği olarak tanınıyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن معروفون حول العالم كوننا مهد الزعامة في هذه البلاد |
| Beşik, bebek masası, puset altını değiştirme masası, pelüş oyuncaklar, oyun beşiği. | Open Subtitles | مهد ,كرسي هزاز ,وعربة وطاولات للغيار ,ودمى |
| Geçen hafta beşiği kurmak yerine ne yaptım biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ما فعلته الأسبوع الفائت عوض تركيب مهد للطفل؟ |
| ...Birçok Avrupalının hâlâ çamurdan kulübelerde yaşadığı bir dönemde burası Batı Uygarlığının beşiği konumundaydı. | Open Subtitles | حيينها كان معظم الأوربييون لا يزالون يعيشون في منزل من الطين هذه كانت مهد الحضارة الغربية |
| Aynen "beşiği Sallayan Eller" belgeselinde olduğu gibi. | Open Subtitles | مثل الفيلم الوثائقي "اليد التي تهز المهد" |
| beşiği soyabilir, kendinizi utanmalısın. | Open Subtitles | تسرق المهد يجب عليك أن تخجل بنفسك |
| O beşiği söz verdiğin gibi bitireceksin. | Open Subtitles | ستنهي تركيب هذا المهد كما وعدت |
| Yanlış beşiği seçeyim mi? | Open Subtitles | ما رأيك أن أختار المهد الخاطئ؟ |
| beşiği teslim ettiler mi? Onu sen taşımalısın. | Open Subtitles | سرير الطفل موجودٌ هنا، دعنا نضعه مع بعض. |
| Maggie'nin tüm eski eşyalarını getirdik, dünyanın en ağır beşiği de dahil. | Open Subtitles | نعم، حصلنا على كل من الاشياء القديمة ماغي، بما في ذلك أثقل سرير في العالم. |
| Her şey fırtınaların beşiği gibi korkunç bir sükûnettedir. | Open Subtitles | و أشياء مريعه غير ذلك مثل منشأ العواصف |
| Hadi ama, Phil ve ben de bunu isterdik, bu yüzden lütfen Phil'in yaptığı, benim tamir ettiğim bu beşiği kabul et. | Open Subtitles | بربك ، هذا ماكان فيل يريده لذا اقبلي هديتي هذا السرير الهزاز اللذي صنعه فيل |
| Rejenerasyon beşiği doku yapıyor, yeni bir vücut yaratamaz. | Open Subtitles | المتجددة جولة تجعل الأنسجة الاصطناعية. لا يمكن إنتاج كائن حي. |