| Erken yatsan iyi olur. Sıcaktan kaçınmak için yarın sabah beşte yola çıkacağız. | Open Subtitles | يفضل أن تنامى مبكرا سننطلق فى الخامسة صباحا حتى نهرب من أشعة الشمس |
| Saat beşte aerobik dersim var. Sonra saat 6:30'da dekoratörle buluşacağım. Hadi gidelim. | Open Subtitles | لدي لياقة في الخامسة وإجتماع مع مهندس الديكتور السادسة والنصف , هيا بنا |
| Sürekli başkalarından emir alır ve kontrol edilirsin. Kopyalarım beşte elimde olsun. | Open Subtitles | وأنتي كل شيء هنا تحت الطلب والسيطرة واحصلي على نسختي بحلول الخامسة |
| O zamandan beri karayolların sayısını iki kat olmuş artık Amerika'da gelirimizin beşte birini ulaşım için veriyoruz. | TED | منذ ذلك, ضاعفنا عدد الشوارع في امريكا, والان ننفق فقط خمس من دخلنا على وسائل النقل. |
| Ayrıca, hapishanedeki sözüm ona motive edici konuşman öğleden sonra beşte bitmiş. | Open Subtitles | وايضاً لقد قلت انه خطاباً تحفيزياً في السجن ينتهي في الخامسه عصراً |
| Marisa bugün sabah beşte bana gıcık bir mesaj gönderdi. | Open Subtitles | ماريسا أرسلت لي نصاً مشاكساً. عند الخامسة تماماً هذا الصباح. |
| FB: Bir kız, kız kardeşini sevdiğinde saat sabah beşte sen daha uyurken o arar. | TED | عندما تحب أختٌ أختها، الساعة الخامسة صباحاً، أنت نائمة وهي تتصل بك. |
| beşte seni almaya geleceğiz. Yani üç saatin var. | Open Subtitles | سوف نأتى إليك فى الخامسة سأمنحك ثلاث ساعات |
| Saat beşte savaşı kaybettim, ama yedide tekrar kazandım! | Open Subtitles | أنا خسرت المعركة في الساعة الخامسة لكنني استعدتها مرة أخرى في السابعة |
| Sabah beşte 30 saniyeliğine yerçekimsiz ortam oluşacak. | Open Subtitles | فى الخامسة صباحاً، سيكون هناك إنعداماً للوزن لمدة 30 ثانية |
| Dışarı çıkıp işlerini gördüler. Saat beşte seri bir şekilde geri döndüler. | Open Subtitles | خرجوا وأدوا عملهم وعادوا فى تمام الخامسة بعد الظهر |
| Benim de beşte gitmem gerekiyordu ama çok iyi bir avukatım var. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أرحل في الخامسة ، لكن لدي محامٍ ذكي .. |
| Saat beşte öğreneceğiz. | Open Subtitles | النتائج تأتي تمام الخامسة. حسناً، لستَ مستاءاً، |
| beşte evde olman gerektiğini unutma. Charles'a bunu söyle, tamam mı? | Open Subtitles | تذكري , أريدك في المنزل في الساعة الخامسة تأكدى أن تشارلز يتفهم ذلك , حسنا ؟ |
| Saat dört buçuk. beşte kapatırız. | Open Subtitles | إنها الرابعة والنصف، ووقت إغلاقنا الخامسة بالضبط. |
| Saat tam beşte geri gelmemiş oyuncular paralarını kaybeder. | Open Subtitles | اللاعبون الذين لن ياتوا فى الخامسة سيخسرون أقراصهم |
| Burada sizin için son 20 yılda nüfusun her beşte birine ve en üst yüzde beşine düşen ortalama hane gelirini çizdim. | TED | هنا قد خططت لكم متوسط دخل الأسرة الذي يتلقاه كل خمس وأعلى 5 بالمئة من السكان خلال ال 20 عاماً الماضية. |
| Gördüğümüz şeye reaksiyon vermemiz yaklaşık saniyenin beşte biri kadar sürüyor. | TED | نحن نأخذ حوالي خمس الثانية للتفاعل مع ما نراه. |
| Saat beşte yemeğe ne dersin? | Open Subtitles | و ماذا عن العشاء اليوم في الساعه الخامسه ؟ |
| Gama teknolojisinin herhangi başka uygulamasının beşte biri kadar radyasyon kullanıyoruz. | TED | ونحن الان نستخدم خُمس كمية الاشعاع التي تستخدم في اي تقنية كشف بأشعة جاما |
| Ve Birleşik Krallık hükümeti "ilk beşte olmak zorundasınız" diyor. | TED | الحكومة البريطانية قالت : "عليك أن تكون في المراكز الخمسة الاولى." |
| Kamchatka hala bende. Dünyanın beşte üçü su, geri kalanı ise benim. | Open Subtitles | ثلاث أخماس العالم مغطى بالماء و الباقى لى |
| beşte dört, fena değil. | Open Subtitles | أربعة من خمسة .. هذا ليس سيئاً |
| Eğer sevgi bağım olduğu ilk on sanatçı ismi var olsaydı, ...Rodriguez ilk beşte olurdu, bu kadar basit. | Open Subtitles | إن كان علي أن اسمي عشرة فنانين تعاملت معهم رودريقز سيكون في الخمس . الأوائل ، ببساطة |
| Dersler pazartesi başlıyor ve Eric saat beşte gelecek. | Open Subtitles | الأصناف الجيّدة تَبْدأُ يوم الإثنين ويَعُودُ إيريك في خمسة |
| Interpol'ün arananlar listesinde ilk üçte. FBI ve CIA'de ilk beşte. | Open Subtitles | المرتبة الثالثة للمطلوبين لدى الشرطة الدولية والخامسة لدى المباحث الفدرالية والاستخبارات |
| beşte biri bu konuda iyi hissetmedikleri günlerde hiç sınıfa uğramıyorlar bile. | TED | واحد من كل خمسة يتغيب عن المدرسة عندما لا يكون راضيا عن مظهره |