Ho Şi Min'e hoşgeldiniz Bay Beckett. Vietnam'a ilk gelişiniz mi? | Open Subtitles | مرحبا بك في هوتشيمنه سيد باكيت اول مره في فيتنام ؟ |
Bay Beckett çığlık attı. Çatlak gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد كنت في التواليت والسيد ، باكيت يصرخ في الجميع ، لقد بدا فظيعاً |
Öldürdüğü iddia edilen FBI Ajanı Gus Harper'a yapılan ikinci otopside Bay Beckett'ın 1979'da görülen davasında belirtilen detaylarda tutarsızlıklar bulundu. | Open Subtitles | لضحيته المزعومة عميل الإف بي آي غوس هيربير تناقضًا في تفاصيل محاكمة السيد باكيت عام 1979 مانوع التناقض؟ |
Beckett mahkemeye gitmek istemiyor. | Open Subtitles | باكت ، لا يريد الذهاب إلى المحكمة لماذا لا نعوّضه ؟ |
Andrew Beckett'ın iş performansı yeterlilikten uzaktı... genellikle ancak vasattı... bazen gerçekten yetersiz. | Open Subtitles | أندرو باكت ، تفاوت عمله من مؤهّل إلى في أغلب الأحيان متوسّط إلى أحياناً عاجز بشكل صارخ |
Atlantis, ben Beckett! | Open Subtitles | أتلانتس, هنا بيكت نحن قادمون ونتعرض لإطلاق النار |
- Bana şimdiden bitirdiğini söyleme, Beckett. - Hayır, yakınında bile değilim. | Open Subtitles | ـ لا تخبرنى أنك أنتهيت, باكيت ـ أوه, لا. |
Kuyunun dibinde, mezarlarda. Beckett yanımda. | Open Subtitles | أسفل البئرِ، في سراديب الموتى وجدت باكيت |
Ve özellikle de, tecrübeli arkadaşımız Andrew Beckett. | Open Subtitles | وتحديداً أكثر الشريك ، أندرو باكيت |
Topçu Başçavuş Beckett Jake Cole'la tanışın. | Open Subtitles | السيد باكيت, رقيب بالمدفعية جاك كول |
Bunu Beckett'in yapmasını istiyorum. | Open Subtitles | طلقة واحدة فقط أريد باكيت أن يطلقها |
Onunla ilgilenmiyorum. Ben Thomas Beckett'le ilgileniyorum. | Open Subtitles | لست مهتماً بة انا مهتم بتوماس باكيت |
Bu değil, Nişancı Çavuş Thomas Beckett. | Open Subtitles | ليس هذه ... علم المدفعيه البارع العريف توماس باكيت |
Doktor Heightmeyer seni yönlendirebilir ve Doktor Beckett fizyolojini gözlemek için devamlı başında duracak. | Open Subtitles | د/هايمير تستطيع مساعدتك فى هذا ود/باكيت سيراقب وظائفك الحيويه. |
İşverenlerine illeti ile ilgili yalan söyleyen Andrew Beckett'tı. | Open Subtitles | الذي كذب هو ، أندرو باكت بالنسبة لمرضه مع أرباب عمله |
Wyant Wheeler'daki ortaklar Andrew Beckett'ı kovduklarında onun AIDS'li olduğunu bilmiyorlardı. | Open Subtitles | الشركاء في ، ويانت ويلر لم يعلموا أن ، أندرو باكت كان به مرض الإيدز عندما طردوه |
Andrew Beckett 1990'da sizin firmanızı temsil etti, doğru mu? | Open Subtitles | أندرو باكت ، مثّل شركتك في 1990 ، هل هذا صحيح ؟ |
Beş ay önce Andrew Beckett'ı havyar olarak nitelendiriyorsunuz. | Open Subtitles | قبل خمسة أشهر إعتبرت أندرو باكت ، ككفيار |
Beckett bana, kendisine bir top çarptığını söylemişti. | Open Subtitles | باكت ، أخبرني بأنه ضرب بواسطة كرة ، وأنا صدّقته |
John, Mr. Beckett'a biraz su getirir misin, lütfen? | Open Subtitles | جون ، اجلب بعض الماء للسيد ، باكت رجاءًا |
Yani ikisi aleti yaptılar sonra Beckett bunu kimliksizimizin gerçek kimliğini öğrenmek için kullandı. | Open Subtitles | اذن الإثنان يصنعونه معا وبعدها بيكت يستخدمه حتى يتعرف على هوية رجلنا المجهول الحقيقة |
Kız kardeşimin orada olmasını istiyorum Beckett'a tam bir otopsi yapabileceğini söylediğimi bilmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تعرف أننى أخبرت بيكيت أنه يجب أن يقوم بتشريح كامل لى |
Her yazar bir esin kaynağına ihtiyaç duyar. Ben de benimkini buldum. Dedektif Kate Beckett. | Open Subtitles | كل كاتب يحتاج إلى إلهام، ولقد وجدتُ إلهامي. |