"bedel" - Translation from Turkish to Arabic

    • الثمن
        
    • ثمن
        
    • ثمناً
        
    • سعر
        
    • السعر
        
    • تساوي
        
    • ثمنا
        
    • يساوي
        
    • تضحية
        
    • ثمنه
        
    • ثمنٌ
        
    • ثمنًا
        
    • عواقب
        
    • مقابلها
        
    • سعرا
        
    Gün batımına kadar her şey hazır olduktan sonra bedel önemli değil. Open Subtitles الثمن لا علاقة له. إن كان كل شيء جاهز بحلول وقت الغروب.
    Gece Nöbeti'nin bir adamı olmak istiyorsan ödemen gereken bedel budur. Open Subtitles ذلك هو الثمن الذي تدفعيه لكي تكوني من ضمن حرس الليل
    İnsan ırkına verdiğin bütün zararlar için bedel ödemen gerektiğini düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقد أنك يجب أن تدفع ثمن الأذى الذي سببته للجنس البشرية؟
    Çekinmeden söyleyebilirim ki, bu problemleri çözmeye gerçekten başlamamızın yanında, ödememiz gereken bedel çok çok az. TED أتجرّؤ على القول أنّه ثمن بخس، نظرا لما سيتطلّبه منّا أن نبدأ بمعالجة هذه المشاكل.
    Bu bedava şeyleri sadece güzel olduğum için elde ettim bunun kim olduğumla ilgisi yok. Kişilikleri için değil görünüşleri yüzünden bedel ödeyen insanlar var. TED وحصلت هذه الأشياء مجاناً بسبب مظهري، وليس بسبب شخصيتي، وهناك أشخاص يدفعون ثمناً لمظهرهم لا لشخصيتهم.
    Ve bilinçli seçme hakkımızı korumak için ne bedel ödeyeceğiz? Open Subtitles وأي سعر يجب أن يدفع لإبقاء قدرتنا للقيام بخيارات واعية؟
    Birini dilediğin gibi çağırıp göndermek için bir bedel ödemek zorundasın. Open Subtitles الذى يسمح لشخص بالمجيء و الذهاب و الثمن الذى تدفعه مختلف
    Herhangi bir tarafın kazanması için hepimizin ödeyeceği bedel yüzünden endişeliyim. Open Subtitles إنني قلق من الثمن الذي سندفعه من كلا الجانبين بغية الإنتصار
    Herhangi bir tarafın kazanması için hepimizin ödeyeceği bedel yüzünden endişeliyim. Open Subtitles إنني قلق من الثمن الذي سندفعه من كلا الجانبين بغية الإنتصار
    Oyuncular işi batırır, aptalca bir şey yaparlarsa bedel öderlerdi. Open Subtitles إن أخفق اللاعبون، أو قاموا بحركة حمقاء، فإنهم يدفعون الثمن
    Mahremiyet bir seçenek değildir, ve Internet'te gezmek için Bizim kabul edeceğimiz bedel olmamalıdır. TED الخصوصية ليس خياراً، ولا ينبغي أن تكون الثمن الذي نقبله لمجرد الوصول إلى الإنترنت.
    Bu halk aşağılanması için çok kişisel bir bedel ve internetin büyümesi bu bedeli yükseltti. TED هناك ثمن شخصي باهظ للإذلال علنا و نمو الإنترنت ساعد في مضاعفة ذلك الثمن.
    Cazibeye rağmen pes etmemek için bedel ödemeye razısınızdır. TED كنت على استعداد لدفع ثمن لتحمل الإغراء المعطى.
    Bunun için bir bedel ödüyoruz, ama bunun farkındayız ve genellikle artan özgürlükler tercihler ve fırsatlar için ödeyeceğiz. TED ندفع ثمن ذلك، لكننا واعون بذلك، وعموما سندفع ثمن الحريات المتزايدة، الإختيارات والفرص.
    Böyle güzel bir hanımı konuk etmek için küçük bir bedel. Open Subtitles ثمن بخس للدفع مقابل رفقة مثل هذه السيدة الفاتنة
    Ruslar kazanmak için büyük bedel ödemişti. Open Subtitles دفع الروس ثمناً باهظاً لهذا الأنتصار بالطبع
    Eksik kamu hizmetinden daha büyük bir bedel yoktur, değil mi Verlyn? Open Subtitles ليس هناك سعر أعلى للدَفْع، فيرلين , أكثر مِنْ الخدمة العامةالفاشلةِ. حَسَناً؟
    Bu örneğimizdeki bedel ise Bayan Francon ile nişanınızı bozmanız. Open Subtitles في هذا المثال ، فإن السعر هو أنك تفسخ خطبتك من الأنسة فرانكون
    Bu pislikte üç metre yürümek düz yolda 100 metreye bedel. Open Subtitles ثمان خطوات على هذا الطين تساوي 30 ياردة في الطريق المعتدل
    Ödediğiniz bedel ise öz saygınızın elinizden alınması. TED وما تدفعه ثمنا لهذا انك تفقد ثقتك بنفسك
    Dünyadaki tüm para bile, eski yaşantımıza bedel olamaz! Open Subtitles كل مال العالم لا يساوي الحياة التي نفقدها
    Olacaklardan onları koru, ve ben de istediğinin bin katı bedel ödemeye hazırım. Open Subtitles أرشدهم لطريق الصواب وسأشكرك آلاف المرات مقدماً مع أيّ تضحية تطلبها منى
    Benden yapmamı istediğin bu değersiz şey için bedel ödediğin gün elbet gelecek. Open Subtitles هذا الشىء الغير مجدى الذى تجعلنى افعله سيكون هناك يوما تدفع ثمنه
    Güçlü olanlar için, şiddetli fırtınalar yıl boyunca zengin Güney Okyanusu'nda avlanmak için ödemeye değer bir bedel. Open Subtitles يبدو لبعض الأشداّء أنّ العواصف العاتية ثمنٌ يستحق دفعه مقابل الصيد طوال العام في مياه المحيط الجنوبي الغنية
    Size gelince, eşiniz bu konuda korkunç bir bedel ödedi ve kurul sonuna kadar arkanızda olduğumuzu bilmenizi istiyor. Open Subtitles وأنت, زوجتك دفعت ثمنًا فظيعا مقابل هذا، لكن مجلس الإدارة يريدك أن تعرف أن لديك دعمنا الكامل في هذا.
    Evet, sorun da insanların herhangi bir bedel olmaksızın büyü yapabileceklerini sanması. Open Subtitles المشكلة الوحيدة هي أنّ الناس يعتقدون بأنهم يستطيعون التعامل مع السحر بدون عواقب
    Şunu anlamalısınız ki, istediğim miktar kabul edeceğim tek bedel. Open Subtitles أريدك أن تفهم أنني حينما أخبرك بالقيمة التي أريد مقابلها فإنني سأعطيك الرقم الذي سآخذه مقابلها, أتفهمني؟
    Böylece Tammany'e verilen her oy için cömert bir bedel olacak. Open Subtitles وسيكون هناك سعرا مناسبا لكل صوت يتجه لحزب تامانى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more