bedenimin daha feminen nitelendirilen bölümleriyle hep başım dertteydi: göğsüm, kalçalarım, sesim. | TED | عانيت دائماً مع مناطق جسدي التي قد تُنعت بالنسائية كصدري والفخذين وصوتي. |
Belki fazladan ses çıkarmak için bedenimin diğer kısımlarını kullanabilirim." | TED | ربما أستطيع إستخدام جزء آخر من جسدي لعمل أصوات إضافية." |
Kendi bedenimi tanımak ve bedenimin içinde rahat hissetmek trans biri olarak hayat boyu bir yolculuk oldu. | TED | اكتشاف جسدي وكيفية ارتياحي معه كعابر جنسياً رحلة تستمر طوال العمر. |
Şeytani bedenimin her hücresi bana yeşil gözlü adama ihanet etmemem gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | كل عضمة في جسمي الشرير تقول لي أن لا أخون صاحب عيون الخضراء |
Onlar bedenimin oğullarıydı ama ruhumun oğlu olamadılar. | Open Subtitles | كانوا من جسدى و لم يكونوا ابدا من روحى |
Bu yüzden bedenimin içinde ve feminenliği ifade ediş biçimlerimle daha rahat hissetmek için her gün çalışıyorum. | TED | إذاً أعمل يومياً أن أرتاح داخل جسدي وعن طرق تعبيري للأنوثة. |
Bu günlük rahatsızlık, hem eylemlerimi hem de bedenimin, toplumsal cinsiyetimin nasıl görüneceğinin gerçekliğini inşa etmeme yardım ediyor. | TED | عدم الارتياح اليومي يساعدني على بناء قوة وأصالة في كيفية إظهار جسدي ونوعي. |
Keşke, keşke bedenimin neden olduğu kısıtlamalar olmadan bu fikirlerin engelsiz bir şekilde ortaya çıkmaları için bir yol olsaydı. | TED | لكن ماذا لو كان هناك طريقة لتخرج هذه الأفكار دون أي عائق من القيود التي تحتمها علي جسدي. |
hala oluyor. Ve ben bedenimin bütün parçalarıyla umuyorum ki hiç kimse | TED | وآمل بكل ذرة من جسدي أن أحداً لم يسمع.. لا أختي ولا صديقتي الحميمة، وبالتأكيد ليس ابنة أختي. |
giderek kötüleşiyordu. O yüzden makinadan kalktım, ve oturma odamda yürürken bedenimin içindeki her şeyin, çok ama çok yavaşladığını fark ettim. Ve her adımım kaskatı, iyice ağır, | TED | يزداد سوء. فتركت الجهاز وأنا أمشي على أرضية غرفة المعيشة وأدرك أن كل شيء داخل جسدي قد أصبح بطيئاً. |
Ve banyomda duşa girmek üzere dikilirken bedenimin içinde süren diyaloğu net bir şekilde duyabiliyordum. Küçük bir ses şöyle diyordu: | TED | وأنا أقف في الحمام استعداداً للاستحمام، وأسمع فعلاً الحوار داخل جسدي. |
Ve koluma bakınca anladım ki bedenimin sınırlarını artık tanımlayamıyordum. | TED | وأنا أنظر لأسفل لذراعي وأنا أدرك أنه لم أعد أحدد حدود جسدي. |
bedenimin mekânda kapladığı yeri tanımlayamadığımdan, kendimi devleşmiş, genişleyip yayılmış hissediyordum. Tıpkı şişesinden çıkmış bir cin gibi. | TED | لأنني تعذر علي تحديد وضع جسدي في الفراغ، شعرت بالضخامة والتمدد مثل جني خرج للتو من قمقمه |
TED' de bulunmanın ilginç yanlarından biri de şu: Ben daha çok bedenimin içinde yaşıyorum, artık pek fazla kafamın içinde yaşamıyorum. | TED | حول التواجد في مؤتمر تيد ، والشئ المثير للغاية هو اني أعيش في جسدي كثيرا ، و اني لا اعيش في رأسي كثيرا |
Gelin, diliniz ağzımın derinliklerine dalsın, elleriniz bedenimin surlarını aşsın. | Open Subtitles | تعال, واجعل لسانك يغوص داخل خندق فمي دع يديك تقتحم أسوار جسدي |
Bir anda korkunç iğrenç bir cüzam kabartısıyla şişti, katılaştı yumuşak, sapasağlam derisi bedenimin. | Open Subtitles | فلم يلبث ان شاعت فيه القروح كاني مجذوم ذميم الجلد كريهة على كل جسدي الناعم |
Eğer bu bana olduysa o zaman bir süredir sürekleniyorumdur ve kapsül bedenimin canlandıramayacağını tespit etmiştir. | Open Subtitles | إن حصل لي ذلك فقد بقيتُ هائمة لفترة طويلة وارتأت الحاوية أنه لا فائدة من إنعاش جسدي |
Yok olmuş bedenimin ve yok olmuş evliliğimin mutluluğunuza gölge düşürmesine izin vermeyin. | Open Subtitles | لا تدعوا جسدي الهالك و زواجي الهالك أن يقف في طريق سعادتكم |
Ve operadakilerde olduğu gibi iyi bir vibrato değil bu benim tüm bedenimin korkuyla sarsılmasıydı. | TED | و هذا ليس من النوع المحبب من الاهتزاز، كالذي يمتلكه مغني أوبرا، إن جسمي يرتعش بأكمله من الخوف. |
Şu bedenimin örtüsü kanımla boyandı | Open Subtitles | هذه الطرحة على جسدى لونتها بدمائى |
Onu üç boyutlu düşüneceğim. Yani şimdi sadece önümde duran bir harftense bedenimin de içine girebileceği bir boşluk. | TED | أنا سأفكر بها كشكل ثلاثي الأبعاد. الآن، بدلاً من كونها مجرد حرف أمامي، أنها مساحة التي يمكن لجسدي ان يذهب لداخلها. |
İşte oradaydım, mezuniyet günümde bedenimin dışına çıkmış, yukarıdan kendime bakıyor ve düşünüyordum... | Open Subtitles | وبعد ذلك وجدت نفسي واقفاً في حفل التخرج. وكأنني أتفرج عن بعد. أنظر إلى نفسي وأفكر، |
"bedenimin Virginia'nın soğuk havasında tutulmasını eyaletten istedim," | Open Subtitles | "طلبتُ أن يظل جثماني على حاله،وأن يُحفظ بواسطة هواء(فيرجينيا)" |