"beklemez" - Translation from Turkish to Arabic

    • ينتظر
        
    • نداء
        
    • يتوقع
        
    • ينتظروا
        
    • تنتظرك
        
    • لن تنتظر
        
    • لاتنتظر
        
    • يَنتظرُ
        
    Eğer sandığımdan daha aptal değilse kirası artana kadar beklemez. Open Subtitles مالم يكن أغبى مما أعتقد لن ينتظر حتى ينتهى عقد إيجارة
    Eğer sandığımdan daha aptal değilse kirası artana kadar beklemez. Open Subtitles مالم يكن أغبى مما أعتقد لن ينتظر حتى ينتهى عقد إيجارة
    Umarım şu sandviçin kendi kendisine gelmesini beklemez. Open Subtitles آمل أنّه لا ينتظر من الشطيرة أن تصل لوحدها
    Üzgünüm ama görev beklemez. Ve henüz karar verme şansım olmadı. Open Subtitles سيئ جدا، نداء الواجب لم أستطيع الإختيار بعد
    Lonnie Walsh'ı denemelisin. Ve o bunun için övgü de beklemez. Open Subtitles لوني والش يستطيع، والذي لن يتوقع ان يأخذ وسام مقابل ذلك
    Ama gerçek döğüşte, Hasım formaliteleri beklemez. Open Subtitles لكن فى القتال الحقيقى لن ينتظر خصمك الرسميات
    Ama gerçek dövüşte, hasım formaliteleri beklemez. Open Subtitles لكن في القتال الحقيقي لن ينتظر خصمك الرسميات
    Tren hareket etmeye başladı, herkes vagona atladı çünkü tren kimseyi beklemez. Open Subtitles بدأ القطار بالتحرك لذا عاد الجميع إلى القطار... لأنه لا ينتظر أحدا
    Leydim, gelgit kimseyi beklemez, ama yemin ederim sizi bekleyecektir. Open Subtitles سيدتي، المد لم ينتظر إنساناً من قبل لكني أقسم بأنه ينتظرِك
    İngiliz erkekleri asla kahvaltı beklemez. Open Subtitles الرجل الإنجليزى لا ينتظر أبدا ً على لإفطاره
    Benim takımım bok yoluna gitmeyi beklemez. Vuran hep biz oluruz. Open Subtitles فريقي لا ينتظر حتى تقتله العاصفه لقد كنا نحن العاصفه
    Vicdanlı biri vazgeçmek için tanık kürsüsüne çıkmayı beklemez. Open Subtitles ذلك الرجل دون ضمير ولن ينتظر حتى يقف على المنصة
    - Bir bira verin. Bu adam birayı beklemez. O bir film yıldızı. Open Subtitles احضر لهذا الشاب البيرة هذا الشاب لا ينتظر من أجل البيرة انه نجم أفلام
    Global Ekonomi asla beklemez. Oh! Ooh, sen DJ değilsin. Open Subtitles الاقتصاد العالمي لا ينتظر أنت لست مقدم الأغاني
    Gerçek dünya, bu saçmalıklar için beklemez. Open Subtitles العالم الحقيقي لن ينتظر لهذه الحماقات البيروقراطية.
    Güzel olurdu. Ama gidemeyiz. İş beklemez. Open Subtitles هذا سيكون جميلاً لا يمكننا القيام بذلك, نداء العمل
    Görev beklemez ama eşim ve çocuğum kalıyorlar. Open Subtitles نداء العمل. لكن ابني وزوجتي سيبقيان.
    Ve kimse ilk başka bunda iyi olmamızı beklemez. TED لا أحد يتوقع منا البدء في ذلك على نحو جيد.
    Kimse bu yardım toplantılarının vaktinde başlamasını beklemez. Open Subtitles كنت متأخراً و لم يتوقع أحد أن يبدأ حفل تجميع تبرعات في موعده
    Bu saatte mi? Antikalar kimseyi beklemez. Open Subtitles بهذا الوقت المتأخرا في انتيك هم لا ينتظروا احدا
    Öyle durma. Kararını ver, feribot beklemez. Open Subtitles لا تقف هكذا فحسب أتخذ قرارك بسرعة , العبارة لن تنتظرك
    Kasabadaki sağlıklı arkadaşıma gideyim, beklemez yoksa. Open Subtitles لديّ صديقة صحتها جيدة في البلدة و لن تنتظر
    Genelde, bunu yapmak için eve gitmeyi beklemez misiniz? Open Subtitles لاتنتظر عادة لتصل للبيت قبل أن تفعل ذلك ؟
    "Zaman hiç kimseyi beklemez..." 5 dakika sonra zamanınız doluyor. Tamam, bırakıyoruz öyleyse. Open Subtitles الوقت لا يَنتظرُ أحد، الوقت لا يَنتظر أحد...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more