Bu kadar çabuk dönmenizi beklemiyorduk. Ofisimde görüşmek ister misin? | Open Subtitles | لم نتوقع عودتك قريبًا جدًا، أتود أن نتحاور في مكتبي؟ |
Özgürlükleri ve devrimleri doğuran yerden, düşüncelerin köreldiği, kırsallaşan ve yadırgayan bir düşünce yapısının yaygınlaşmasını beklemiyorduk. | TED | لم نكن نتوقع أن يكون هناك تطويق للفكر، للحكم، للتعريف الذي تدفق من نفس المكان الذي يناشد بالحرية والثورة. |
Seni beklemiyorduk, Kay. Telefonla aramalıydın. | Open Subtitles | لم نكن نتوقع مجيئك يا كاى كان المفروض أن تتصلى |
Herhangi bir koruma olmaksızın... (Werner Schröer, Gündüz Uçuş Lideri) ...Almanya içine bu şekilde bir saldırı yapılmasını beklemiyorduk. | Open Subtitles | حسناً، لم نتوقع أن نذهب فى هجوم بمثل هذا التوغل فى عمق البلاد بدون مقاتلات مرافقه |
Seni beklemiyorduk patron. | Open Subtitles | لم نكن نتوقعك يا زعيم. |
- Dışarıdan bir etkiyi beklemiyorduk. - Biz etkilemek için yapmadık. | Open Subtitles | .. لم نكن نتوقع تدخل خارجى- . لم نقصد أن نتدخل- |
Yardım etmesi gerekiyordu. Bize kazık atmasını beklemiyorduk. | Open Subtitles | كان من المُفترض أن يساعدنا إننا لم نتوقع أن يخوننا |
Çok özür dilerim efendim ama misafir beklemiyorduk. | Open Subtitles | اسفين بشده يا سيدى فنحن لم نتوقع مجىء احد |
Doktor, yarın 19:30'a kadar sizden haber almayı beklemiyorduk. | Open Subtitles | دكتور , نحن لم نتوقع أن نسمعك حتى مساء الغد |
Yağmur beklemiyorduk, değil mi? | Open Subtitles | مثلنا عندما لم نتوقع سقوط الأمطار الآن، صحيح؟ |
Sizi beklemiyorduk bu ne sürpriz | Open Subtitles | مرحباً ، يارفاق لم نكن نتوقع قدومكم يالها من مفاجأة. |
Bebek evinde karısını bulacağımızı beklemiyorduk. | Open Subtitles | لم نتوقع أن نجد زوجة في بيت الدُمى. أين زوجكِ؟ |
Aman, ziyafetimizde erkek misafir beklemiyorduk. | Open Subtitles | يا إلهي، لم نكن نتوقع حضور صحبة ذكورية في احتفالنا هذا |
Peki. Galiba bu kadar açık olmanı beklemiyorduk. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن هذه بصيرة مُبالغ بها عما كنا نتوقع. |
Bu kadarını beklemiyorduk şimdi beklentileri doyurmalıyız. | Open Subtitles | نحن لم نتوقع اي شيء من هذا لذا الان هناك شيء نتطلع من اجله |
Böyle olacağını biliyorduk ama bu kadar çabuk beklemiyorduk. | Open Subtitles | كنا نعرف أن وضعه خطير لم نتوقع أن يسوء بهذه السرعة |
Ne oluyor? Bugün başka posta arabası beklemiyorduk. | Open Subtitles | ما الذي يجري نحن لا نتوقع عربة آخرى الليلة |
Sanırım bu kadar kısa sürede bu kadar başarıyı beklemiyorduk. | Open Subtitles | اظن اننا لم نتوقع هذا النجاح بهذه السرعة |
Seni daha beklemiyorduk. - Beni beklemek mi? | Open Subtitles | نحن لم نكن نتوقعك الآن |
Yapmanı beklemiyorduk. Ee, ne diyorsun? | Open Subtitles | نحن لم نتوقّع منكِ ذلك حسنـاً، مـا قولك؟ |
7:00'den önce gelmeni beklemiyorduk. | Open Subtitles | توقعنا قدومك بعد السابعه مساءاً |
Bugün sizi beklemiyorduk. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتشُ أَتوقّعُك اليوم. |