"belli başlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • معينة
        
    ve günümüzün karmaşık sorunlarını anlayamayarak uygulamada belli başlı tehlike sinyalleri yayıyorduk. TED وبفشلنا في فهم القضايا المعقدة في عصرنا، كنا نواجه آثارًا عملية معينة.
    Ve belli başlı önyargılarla tekrar tekrar karşılaşıldığını görürsünüz. TED و تستطيعون أن تروا تحيزات معينة تعاد مرارا و تكرارا.
    Fizik ve belli başlı tesadüflerin sonucu oluşan kimyasal bağ yoluyla, insan zihni nörobiyoloji ve pek çok tesadüften ortaya çıkabilir. TED يمكن للعقل البشري أن ينشأ من بيولوجيا الأعصاب والكثير من الحوادث، الطريقة التي تنشأ بها الرابطة الكيميائية من الفيزياء وحوادث معينة.
    Ayrıca belli başlı bazı yiyecekler de bağırsak bakterisini etkileyebilir. TED نحن نعرف أيضًا أن أنواعًا معينة من الطعام قد تؤثر على بكتريا الأمعاء.
    Kontrolünüz dışında gelişen belli başlı şeyler var, bayım. Open Subtitles هناك أشياء معينة لا يمكنك السيطرة عليها سيدي
    Kızlar ve erkekler sarhoş olduklarında belli başlı davranışlar gösterirler. Open Subtitles سأخبركِ بالأمور الشباب والبنات يسقطون إلى حالات معينة ثابتة عندما يثملون
    Terimleri bazı belli başlı kalıpları biliyor. Open Subtitles إنها تعرف جملاً معينة توحي إليك بأنها تعرف أكثر مما يبدو عليها.
    İşte belli başlı şeylerden kaçıyor. Open Subtitles حسنا، وقال انه تم تجنب حالات معينة في العمل، و
    Vali annesi olmanın belli başlı avantajları var, ...ama yalnızca... Open Subtitles كوني أم الحاكم له فوائد معينة ..... لكنه ليس فحسب
    Hatta belli başlı durumlarda bunun için yalvarırlar bile. Open Subtitles في مواقف معينة, يتوسلون إلى ذلك في الحقيقة
    Ancak hala yalnızca sizin erişim izniniz olan belli başlı yazılar var. Open Subtitles مع هذا تظل هناك نصوص معينة أنت وحدك تستطيع الوصول إليها.
    Bak, bulaşıkçı olduğunu biliyorum ama şunu bir netleştirelim buraya gelen insanların belli başlı beklentileri oluyor. Open Subtitles ‏‏أعرف أنك تغسلين الأطباق وحسب، ‏ولكن يجب أن يكون واضحاً لك‏ ‏‏أن الناس لديهم توقعات معينة ‏حين يقصدون مكاناً كهذا. ‏
    Fakat aynı zamanda Kanner, bazı genç hastalarının müzik, matematik ve hafıza gibi bazı belli başlı alanlarda yoğunlaşan özel yeteneklerinin olduğunu fark etti. TED وفي نفس الوقت، من ناحية ثانية، لاحظ كانر أن بعض مرضاه الشباب يملك قدرات خاصة متجمعةَ في مناطق معينة من الدماغ، قدرات مثل الموسيقى والرياضيات وقوة الذاكرة.
    İnsan mimarisinin sınırlı olduğunu anlamamız lazım ve hayatımızda yapmamız ve saygı duymamız gereken belli başlı sınırlar var, teknoloji bunu yapmamızda bize yardım edebilir. TED وما نريد إدراكه هو أن البنية البشرية محدودة وأن لدينا حدود أو أبعاد معينة لحياتنا نريد بها أن نشعر بالتكريم والاحترام وتستطيع التكنولوجيا المساعدة في ذلك.
    Hatta bir yayaya araba çarpınca vücudun alt kısmında belli başlı yaralar olur, onlar bile yok. Open Subtitles تقريبا من دون استثناء، عندما يكون ضرب المشاة سيارة، هناك جروح المتوقعة معينة في أطرافه السفلى ...
    belli başlı özelliklerin vardı. Open Subtitles لقد كان عندكِ نوعيات معينة
    Ancak Lord Baelish'in yokluğu belli başlı sorunlar doğurabilir. Open Subtitles (ولكن غياب اللورد (بايليش سيسبب مشكلة معينة
    Kamar-Taj'daki hiçbir bilgi yasak değildir. Sadece belli başlı uygulamalar yasak. Open Subtitles لا معرفة محرّمة في (كامار-تاج)، المحرَّم ممارسات معينة فحسب.
    Max, cinsel ilişkiye girdiğin kişi hakkında bilmen gerek belli başlı şeyler vardır. Open Subtitles (ماكس), هناك أشياء معينة يجب أن نعرفها عن الشخص الذي نقوم معه بالإتصال الجنسي
    Nick'i buraya göndermeye ilk karar verdiğimde diğer pek çok yerden çok daha iyi teklifler gelmesine rağmen siz bana belli başlı ayrıcalıklar tanıyacağınızın sözünü verdiniz. Open Subtitles عندما وافقتُ على إلحاق (نيك) بهذه المدرسة، رغم العروض من البدائل الأخرى، والتي تعتبر أفضل بكل صراحة، لقد وعدتمونا بامتيازات معينة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more