| Performans, sanatçının belli bir zamanda, seyirci önündeki bir yerde yaptığı zihinsel ve fiziksel kurgudur ve sonra enerji diyaloğu gerçekleşir. | TED | العرض هو البناء المادي والعقلي الذي يقوم به المُؤدي في وقت معين في مكان ما أمام جمهور ثم يتولّد حوار ساخن. |
| Bir adım geri gidebilirim, belli bir kısma tekrar dönebilirim. | TED | أستطيع أن أخطو خطوة الى الوراء ، نحو قسم معين. |
| Örneğin, ben ve Başkan Ashwan belli bir süreye kadar ortalıkta görünmezsek, adamlarım o bataryalara ateş emri verecekler. | Open Subtitles | على سبيل المثال ينبغي عليّ وعلى الرئيس اشوان أن نعود في وقت معين وإلا رجالي لديهم أوامر لإطلاق النار |
| belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur. | TED | ليس له أي هدف محدد, و هذا هو الأمر الرائع في اللعب. |
| Ayrıca belli bir durumda yürütücü işlevi kullanırken ortaya koyduğunuz stratejilere de bağlıdır. | TED | وتعتمد كذلك على الاستراتيجيات التي تنفذها عند استعمالك للوظيفة التنفيذية في حالة معينة. |
| Raporumun sadece belli bir bölümünü okumamı mı istiyorsunuz Senatör? | Open Subtitles | أنت تطلب أن أقرأ فقرات محددة من نقريري أيها السيناتور؟ |
| belli bir yaştaki bir kadın ve bu bir klasik. | Open Subtitles | , انها امرأة في سن معين و هو لون كلاسيكي |
| Ve eminim ki çok da fazla reddedildiğini sanmıyorum, ama belli bir yaşa gelince, şu kırışık boynunla ortalarda salınma fikri çok ürkütücü. | Open Subtitles | لا أظن بأنكِ قد اختبرتِ رفضا كثيرا في حياتكِ متى تصلين إلى سن معين يصبح من المخيف أن تعودي إلى المواعدة ببشرتك الغضة |
| Bak, benim görevim her yıl belli bir miktar mezun vermek yoksa kapatılabiliriz. | Open Subtitles | عملي هو توزيع عدد معين من الشهادات كل سنة و إلا سيتم إغلاقنا |
| 30'lu ve 40'lı yıllarda belli bir oyunculuk tarzı vardı. | Open Subtitles | في الثلاثين او الاربعين يكون لديك نوع معين من التمثيل |
| Interstate 10'un Chandler ve Phoenix arasındaki belli bir bölgesine odaklanmanı istiyoruz. | Open Subtitles | نحتاج منك التركيز على امتداد معين من الطريق السريع بين تشاندلر وفينيكس |
| Erkekler belli bir yaşa geldiğinde aniden farklı şeyler yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | عندما يصل الرجال لعمر معين فجأة يرغبون في عمل شيء مختلف |
| Aslında becerme listemden belli bir demografik kesimi karalayabilmek için uzatıyorum. | Open Subtitles | لا .. أنا أحاول أن أبرز منطقة محدد وأضعها فى قائمتى |
| Çevirme kontrol kristallerinin geçidin belli bir yerinde olduğunu tespit etmeyi başardık. | Open Subtitles | لقد تمكنا من تحديد موقع بلورات التحكم بالطلب في جزء محدد بالبوابة |
| - Hiçbir şey. Yabancı ancak belli bir açıdan baktığında endişelendirir seni. | Open Subtitles | أنت تقلق بشأن الغريب إن نظرت إليه من وجهة نظر معينة فقط |
| Mesajların anlaşılabilmesi için belli bir frekansta ve hızda çalınması gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد أنها تعمل علي تردد وسرعة معينة كي تصبح واضحة |
| Aslında yaptığım çalışmaların çoğunun konusu belli bir disiplin ya da belli bir teknik olmaktan çok, biraz çalışma metodolojileri hakkında. | TED | حسناً، معظم عملي الذي أقوم به يدور بعض الشيء حول منهجيات العمل بدلاً من ارتباطه بمجال معين أو تقنية محددة |
| Bacanagim yakin bir zamanda belli bir dagitim merkezine ziyarete gidecek. | Open Subtitles | صهري في المستقبل القريب سيذهب في جولة إلى .مركز توزيع معيّن |
| Kuantum mekaniğine göre uzay zamandaki belli bir nokta, birkaç olası enerji seviyesi arasında dalgalanıyor. | TED | بحسب ميكانيكا الكمّ، فإن نقطة معيّنة في الزمكان تتذبذب بين عدّة أوضاع محتملة للطاقة. |
| Ben güzel bir kızım. "belli bir açıdan." | Open Subtitles | أنا فتاة جميلة و لست جميلة وجادة |
| İşte, tüm okyanuslarımız buharlaşıp yok oluyor ve ısı artmaya devam ettikçe, belli bir yerde bütün gezegen eriyip gidecek. İşte gidiyor. | TED | الآن هنا محيطاتنا بأكملها تتبخر من السطح، بينما ترتفع السخونة في مرحلة ما الكوكب سوف ينصهر بأكمله . هاهو يذهب. |
| Otobüsün belli bir güzergahı ve belli durakları vardır. | Open Subtitles | الحافلات لديها طرق محدده تسير خلالها ومحطات معينه تتوقف عندها |
| belli bir şeye ve onun ne kadar olağanüstü olduğuna odaklanırım ve günün geri kalanında mutlu olurum. | Open Subtitles | أركّز بشيء محدّد وكيف هو رائع, وأكون سعيدة لبقيّة اليوم. |
| Cobb hep rastgele ateş edermiş. Kurbanlarına bakarsak, belli bir tarzı yok. | Open Subtitles | (كوب) يختار ضحاياه عشوائيّاً، وليس لديه نسق لإختيار ضحاياه. |
| Eğer bir uygarlık belli bir gelişim düzeyine gelmişse, ilk teması kişisel olarak kurmayız. | Open Subtitles | عندما تصل الحضارة إلى مستوى مُعين من التنمية، لا نقم بالأمر بأنفسنا |
| Kolonideki herkes belli bir algoritma ile süzgeçten geçirildi. | Open Subtitles | كلُّ شخص بالمستعمرة تم إختيارُهم عن طريقِ خوارزمية. |