"belly" - Translation from Turkish to Arabic

    • بيلي
        
    Belly'nin emekliye ayrıldığını ve yerine gelen adamın işe yaramadığını duydum. Open Subtitles أتعلم ، لقد سمعتُ أن بيلي تقاعَد‏ و البدائل ليست المرجوّة
    Belly ve ben gençken düzenli olarak yüksek miktarda LSD kullanırdık. Open Subtitles حين كنت أنا و(بيلي) شابين، كنا نتناول كميات كبيرة من المخدرات.
    Az önce, onu Belly Ball Yolu'ndaki bir evde gördük. Open Subtitles لقد رأيناه للتوّ. إنّه بداخل منزل على طريق "بيلي بول" يشاهد التلفاز.
    Belly'ye hep, karşı tarafa geçemeyeceğimizi bunun çok tehlikeli olduğunu söylerdim. Open Subtitles لطالما أخبرت (بيلي) أننا لا نستطيع العبور، وأنّ الأمر خطير جداً
    Evrenler arası ilişki konusundaki yıllarca süren araştırmalarımızda Belly ve ben maddeyi bir taraftan diğerine geçirmeyi başarmıştık. Open Subtitles أنا و "بيلي" نجحنا في نقل المادة من جانب للأخر حتىقدرناعلىدمج جرعةبسيطةمنالكونين،
    Mümkün. Ama bunu Jones yaptıysa Belly ile benim hiç bilmediğimiz bir şey biliyor olmalı. Open Subtitles هذا ممكن ، لكن لو أن "جونز" سبب هذا هو تصور شيء أنا و "بيلي" لم نفعله أبداً
    Jones'un planı o kadar zekice ki ancak Belly'den çıkmış olabilir. Open Subtitles كنتُ أعلم أنّ خطّة (جونز) كانت عبقريّةً، بحيث أنّ مصدرها (بيلي).
    Bir şey söyleyecek misin, Melly Belly? Open Subtitles أي شيء تريدين قوله , " ميلي بيلي " ؟
    Belly ve ben halüsinojeniklerle bunu uzatabiliyorduk. Open Subtitles وكنّا أنا و(بيلي) نستطيع تطويل تلك اللحظات باستعمال المهلوسات.
    Bildiğin gibi Belly, küçük çocukların diğer dünyaları doğal bir şekilde görebilme yeteneklerinin olduğu teorisini ortaya attı. Open Subtitles نظّر (بيلي) كما تعرف، أن الأطفال الصغار يستطيعون رؤية هذه العوالم بصفة طبيعية.
    Şöyle ki, Ajan Dunham, Belly ile birlikte yaptığımız bir deneyi hatırladım. Open Subtitles الأمر أيتها العميلة (دونام)، أني أتذكر تجربة قمت بها أنا و(بيلي)
    Sonra onları parçalayıp diğer kurtçuklara yedirdik. Bu Belly'nin fikriydi. Open Subtitles ثمّ نطحنها ونطعمها لديدان أخرى، كانت فكرة (بيلي).
    Belly'nin Monte Carlo'sunu bu evrenden diğerine göndermiştik. Open Subtitles في إرسال سيارة (بيلي) من عالمنا للعالم الآخر.
    - Eski bir söz. Belly ve ben günlerce sınırı aşma bilgeliğini tartışırdık. Open Subtitles كنا نقضي أنا و(بيلي) أيامنا نناقش حكمة تجاوز الحدّ
    Objeleri karşıya geçirmek için Belly'yle ikimizin kullandıklarından. Open Subtitles كما كنا نستعمل أنا و(بيلي) لنجعل الأغراض تعبر بين العوالم
    Belly'le ikimiz 70'lerin ortasında buna benzeyen bir serum yapmıştık. Open Subtitles صنعنا أنا و(بيلي) مصلاً مشابهاً لهذا في أواسط السبعينات
    Hayır ama yeterince denememekten değil. Belly ve ben yıllarca bu alanda çalıştık. Open Subtitles كلاّ، لكن ليس من قلّة المحاولة، حاولنا أنا و(بيلي) ذلك لسنوات
    "Dedektif Belly ilginç bir kimyasal kokusu aldı." Open Subtitles المحـقق (بيلي) اشتـم رائحـة كميائيـة مريبـة
    - Belly, her yaptığını... ayrıntılı olarak not alırdı. Open Subtitles لكنّ (بيلي) يحتفظ دائماً بتفاصيل عن كلّ أعماله
    Belly'nin serumu. İkinci raund için hazırım. Open Subtitles "مصل (بيلي)، أنا مستعدّ للجولة الثانيّة"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more