Karaciğer ve diğer organlar bembeyaz, sanki bir damla kan değmemiş gibi. | Open Subtitles | الكبد و باقي الاعضاء بيضاء لون انا لا أري أي قطره دماء |
İşin sırrı bu. Sütle beslenen dana bembeyaz olur. Başkaları pembe dana kullanıyor. | Open Subtitles | هذا هو السر,العجول التي تتغذى على الألبان لحومها بيضاء نقية,لحم العجول هنا لونة وردي |
Daha önce bir siyah adamın bembeyaz olduğunu görmemiştim hiç. | Open Subtitles | لم أرى أبداً رجل أسود تحول إلى أبيض من قبل |
Ama protesto için bembeyaz giydiler makyaj yapmayı bıraktılar. | TED | ولكن لا, في المظاهرة, ارتدوا لباسا أبيض, بدون أي زينة |
Allah' ın huzurunda eşit olan bütün Müslümanlar bembeyaz hacı kıyafetleri içinde, her yıl aynı yerde buluşuyorlar. | Open Subtitles | و أهل الإسلام يأتون للحج مرتدين الملابس البيضاء الجميع متساوون امام الله ، , الجميع متحدون في هذا المكان من أجل الصلاة |
Herkes, her şeyi bembeyaz boyayıp, duvarlara ırkçı sloganlar yazmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يحمونهم بالطلاء الأبيض مع الكتابات العنصرية على الجدار |
Bu yüzden gözlüklerin yeni ve dişlerin bembeyaz. | Open Subtitles | و لهذا أحضرت النظارة الجديدة و لهذا أسنانك بيضاء |
T-shirt var. bembeyaz, Bir tanesi 3'e, ikisi 5'e. | Open Subtitles | لدي قمصان بيضاء ناصعة ، واحد بثلاثة واثنين بخمسة دولارات |
Bayan Galindo kireç gibi bembeyaz oldu, ki o yüz ifadesini saklamakta çok ustadır. | Open Subtitles | الآنسة غاليندو أصبحت بيضاء كالصبغة و هي أكثر الناس إنضباطاً و رزانة في محياها |
Ama bembeyaz. | Open Subtitles | انها بيضاء ، على الرغم. بيضاء قبل الأوان. |
Çocukların hepsine bembeyaz bir Noel geçireceğimizi söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لكل الأولاد أنه سيكون عيد ميلاد أبيض. |
Temiz, şık, ne biliyim işte etrafı şirin bir çitle çevrili... bembeyaz çarşaflar, bilardo masası şirin bir voleybol sahası, ne dersin? | Open Subtitles | .كل شيء منظّم , وكل شيء نظيف ,بسياج , و كرسي أبيض , والبيلياردو .وكرة الطائرة , والحرّاس |
Oh, Jagjit, kafamdaki saçlar, bir işe yaramayı öğrenmeden, bembeyaz olacak. | Open Subtitles | جاجيت ، لون شعري سوف يُصبح أبيض . قبل أن تتعلم وتفعل شيئاً |
bembeyaz çölümüzde güneş buzu öptü, benim için parıldadı. | Open Subtitles | فى صحرائنا البيضاء قلمت الشمس بتقبيل الثلج انها تتللأ لى |
Polisler, kız arkadaşını balık gibi bembeyaz halde ve kendi kusmuğunda gargara yaparken buldular. | Open Subtitles | الشرطة وجدت صديقتك البيضاء تتغرغر من الألم |
Şimdi de yüzü bembeyaz halde, sızlanarak camiye gidiyor. | Open Subtitles | لقد تغير الى الزنبق الأبيض وهو ذهب الأن باكيا إلى المسجد . ياللهول |
Her yerin bembeyaz olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أن اللون الأبيض كان في كل مكان حولي. |
Beyaz ekmekten dolayı bembeyaz oldun. | Open Subtitles | لقد اصبحت شاحب من اكل الخبز الغريب كل يوم خذ ارز |
O saf bembeyaz manzarada yabancı, uzak bir dünyada gibi hissedersin. | Open Subtitles | في ذلك المنظر الابيض الصافي تشعر وكأنك في عالم غريب بعيد |
Frank Bannister, bembeyaz ve titriyormuş. Garson hasta olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | فرانك بانستر وكان شكله شاحباً الساقي قال كان وجهه شاحباً |
İnci gibi, bembeyaz dişleri var. | Open Subtitles | لديه أسنان ناصعة البياض فعلاً. |
Bir gecede saçları bembeyaz olmuş, yaşlı bir adama dönüvermişti. | Open Subtitles | شعرة استحال ابيضاً هذة الليلة . لقد صار رجلاً عجوزاً |
bembeyaz bacaklar, yeşil yeşil damarlar sağdan soldan çıkmış kemikler... İğrenç bacaklar. | Open Subtitles | كانت عبارة عن بياض مع أورده مخضره وعظام ظاهرة |
- bembeyaz. bembeyaz. | Open Subtitles | -وصمة عار، وصمة عار . |
Görmek eğlenceli değil fakat. İngiliz ordusu için saçma olmayan bembeyaz. | Open Subtitles | ليست من النوع المرح بل صناعة بريطانية مخصصة للجيش وبيضاء لون |
Betondan binalar ve bembeyaz çatılarla kaplı. | Open Subtitles | أسطح نظيفة من الخرسانة ومكسوّة برقائق الثلج |
Yüzü bembeyaz olmuştu ve birşeyler mırıldanmaya başladı... | Open Subtitles | إبيضَّ كa صفحة وبَدأَ بغَمْغَمَة الشيءِ - |