"ben de ona" - Translation from Turkish to Arabic

    • فقلت له
        
    • وقلت لها
        
    • لذا اخبرتها
        
    • لذا أخبرته
        
    • لذا أخبرتها
        
    • وقلت له
        
    • وأخبرته
        
    • هذا ما اخبرتها
        
    • قلت له أنه
        
    • لذلك قلت لها
        
    • لذا حجزت لها
        
    • لذا فسأكلفها
        
    • فى الأكل لكننى
        
    • فقلت لها
        
    • لكنّي أخبرته أنا
        
    Ben de ona belki artık futbolu unutmasının zamanı geldiğini söyledim. Open Subtitles فقلت له ، يبدو انه حان الوقت لننسى كرة القدم
    Ben de ona belki artık futbolu unutmasının zamanı geldiğini söyledim. Open Subtitles فقلت له ، يبدو انه حان الوقت لننسى كرة القدم
    Ben de ona bir hesap açılması için giriş ücretinin en az iki yüz bin dolar olduğunu söyledim. Open Subtitles وقلت لها ان المطلوب فتح حساب محدود بقيمة 200,000
    Ben de ona inanılmaz bir doğum günü hediyesi aldığını söyledim. Open Subtitles لذا اخبرتها انك اشتريت لها هدية لامعة لعيد ميلادها
    Erikson, onun bir çeşit kaya olduğunu düşündü, Ben de ona, testlere tabi tutalım dedim. Open Subtitles إريكسون إعتقد بأنّه كان نوع من الصخرة، لذا أخبرته لسحقه للتحليل.
    Bunu çok önemsiyor. Ben de ona sana soracağımı söyledim. Open Subtitles يبدو أن الأمر مهماً لها لذا أخبرتها بأن أسألك
    Ben de ona - zihnimde gayet açık bir biçimde, "Ben Jill!" dedim, "Yardıma ihtiyacım var!" TED وقلت له -- بوضوح في عقلي، قلت له: "أنا جيل! أنا بحاجة إلى مساعدة!"
    Sonra barıştık... ve sonra bana beni sevdiğini söylediğini ve sonra Ben de ona onu sevdiğimi söyledim. Open Subtitles ثم تصالحنا.. ثم أخبرني أنه يحبني وأخبرته أنني أحبه أيضاً
    Ben de ona eğer beni ellemek istiyorsan bana içki ısmarlamasın, güzel olduğumu söylemelisin dedim. Open Subtitles فقلت له أنه يجب عليه أن يشترى لى شراباً ومن ثم أخبرنى أننى جميل وأراد لمسي هكذا
    Ben de ona, bu tür şeyler için üzülmemesini, diğer çocukların sırf o tepki versin diye onunla uğraştıklarını, Open Subtitles فقلت له أنه لا يجب أن ينزعج لهذه الأشياء الصبيه الاخرون يحاولوا اغاظته, ليحصلوا منه على ردة فعل
    Ben de ona öldüğünü ve fotoğrafın cenazen için lazım olduğunu söyledim. Open Subtitles فقلت له بأنك على سرير الموت وأنا بحاجة إليها لأجل جنازتك.
    Ben de ona, "Okuldan eve gelmekten hoşlandığım kadar değil." dedim. Open Subtitles وقلت لها , احب أكثر الرجوع منها
    O da bana sordu ve Ben de ona söyleyeceğimi ama önce penisime dokunmak zorunda olduğunu söyledim. Open Subtitles لذا سألتني وقلت لها أنني سأخبرها ولكن... عليها أن تلمس قضيبي أولاً.
    Ben de ona bunu yapması gerektiğini düşündüğümü söyledim. Open Subtitles لذا اخبرتها بما اعتقد عليها فعله
    Ben de ona, her şeyi uluslararası cinsiyet simgeleriyle işaretlemesini söyledim. Open Subtitles لذا أخبرته أن يميّز أي شئ بالعلامة الدولية الدالّة على فئة الجنس
    Beni kötü bir şekilde terk etti Ben de ona bana borcu olduğunu söyledim. Open Subtitles وهجرتني، بقسوة، لذا أخبرتها أنها مدينة لي.
    Ben de ona çok iyi yapacağını söyledim. Open Subtitles وقلت له إنه لن يجد أفضل منها.
    Ben de ona, eskiden hep verdiğimi, ...ama babamın Ponzi skandalında suçlandığını, ...ve bütün aile servetimizi ve Manhattan'daki konağımızı kaybettiğimi, ...bu yüzden Brooklyn'de bir kanepede kaldığımı, ...ama tüm bunlara rağmen hâlâ, girişeceğimiz heyecan verici, Open Subtitles وأخبرته انني عادة دائما أعطي ولكن أبي قد اتُّهِمَ بالاحتيال وقد خسرت ثروة عائلتي و بيتي في مانهاتن
    Ben de ona bunu söylüyorum. Kesinlikle bunu söyledim. Open Subtitles هذا ما اخبرتها هذا ما اخبرتها به تماما
    Ve Ben de ona, dediklerimi harfiyen yerine getirmez bana ve arkadaşlarıma birazcık olsun saygı göstermeye başlamazsa, avucunu yağlaması gerektiğini söylüyorum. Open Subtitles و قلت له أنه لن يحصل على أي شيء إلا إذا فعل بالضبط ما قلته له أن يبدأ أن يعاملني أنا و أصدقائي بقليل من الإحترام
    Ben de ona dedim ki... Open Subtitles ‫لذلك قلت لها...
    Kalacak bir yeri yoktu, Ben de ona Grand'da yer ayarladım. Open Subtitles وليس لديها مكان تسكن فيه لذا حجزت لها فى الفندق
    Küçük bir macera istiyor, Ben de ona bunu yaşatacağım. Open Subtitles انها تريد مغامره صغيره لذا فسأكلفها بواحده
    Sağlık Bakanlığından gelen adam fırında fare pisliği gördüğünü söyledi Ben de ona, "hayır, onlar damla çikolata," dedim. Open Subtitles حسنا لقد جاء رجل من منظمة الصحه وقال انه وجد بقايا فأر فى الأكل لكننى اقول لا انها فتات شيكولاته
    Bana baktı ve Ben de ona "Anne, ben yapmadım." dedim. Open Subtitles و نظرت إلي فقلت لها: أمي لم أفعل هذه الأشياء قالت:
    Ben de ona buranın sorumluluğunu alabileceğimi söyledim. Open Subtitles لكنّي أخبرته أنا يمكنني أن أتحمل المسؤولية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more