"beni gördü" - Translation from Turkish to Arabic

    • رآني
        
    • رأتني
        
    • رأني
        
    • ورآني
        
    • رآنى
        
    • رأوني
        
    • فرآني
        
    • رَآني
        
    • رأنى
        
    • شاهدني
        
    • هى تمكنت من رؤيتى
        
    • إنه يراني
        
    Herneyse, beni gördü ve bana doğru yürümeye başladı. Open Subtitles على أية حال، رآني وخطا من الرصيف لمقابلتي
    Hayır, hayır, beni gördü bu cadı sürpriz gibiydi. Open Subtitles . لا ، لا هذا الساحر الذي رآني بدا متفاجئاً
    Ertesi sabah ayrılırken birkaç Kappa Tau beni gördü. Open Subtitles أعتقد بأن واحد أو إثنان من كـابا تاوس رآني أرحل باالصباح التالي.
    beni gördü ve çok mahçup oldu dışarı kaçtı, onu görmedim. Open Subtitles رأتني وكانت محرجة جدًا لأجلي، وخرجت خِـفية معتقدة أنني لم أرها
    Asansördeyken beni gördü tam o sırada Hassan içeri girdi. Open Subtitles عندما كنت في المصعد رأتني وكان حسن يمر بجانبها
    Bir süre sonra, siyah bir adam, Harry Fleming beni gördü. Open Subtitles و بعد فترة على يد رجل أسود حتى رأني هاري فليمنج
    Ayrıca o gün döndüğümde komşum da beni gördü. Open Subtitles أيضا، ذلك اليوم عندما رجعت للبيت جاري رآني
    Ben yukari çiktim babam beni gördü, kiçimin tekmelendigini çoraplarimin ve sneakerlarimin olmadigini gördü. Open Subtitles ثم ذهبت للأعلى و رآني والدي ثم رآني و قد تم الإعتداء علي
    Babam beni gördü ve o soğuk bakışıyla baktı. Open Subtitles رآني و الدي و رمقني بإحدى إبتساماته الباردة
    Biri beni gördü herhalde çünkü yamyamlığa zorlamakla suçlandım. Open Subtitles لا بد أن أحدهم رآني لأني بعد فترة أُتهمت بالتشجيع عل أكل لحوم نفس الفصيلة
    Sonra içlerinden biri beni gördü, ve beni de soymak istedi. Open Subtitles وبعدئذٍ رآني أحدهم وجائته فكرة أن يسرقني أيضًا،
    Az önce oğlunuza da izah ettiğim gibi, yaklaşık bir km evvel oğlunuzun ışık ihlali yaptığını gördüm, beni gördü ve hızını arttırdı. Open Subtitles كنت أخبر إبنك أنه قبل نصف ميل رأيت أضواء المكابح وحين رآني أسرع ثانيةً
    O kadar sonra beni gördü, ben bilmiyorum, ama ben onu gördüm. Open Subtitles أنا لا أعرف ما إذا رآني حتى وقت لاحق، ولكن رأيته.
    Annemi telefonda konuşurken duydum ve beni gördü, ...direkt kilere gitti. Open Subtitles لم تكن لتفعل , ليس الآن , سمعت أمي تتحدث إليها و عندما رأتني أمي ذهبت إلى الخزانة مباشرة
    Tabii! O buradaydı, artı, başka kimse yoktu. Çarpı, onu yarı çıplak bir hâlde seyrederken beni gördü. Open Subtitles حسناً، هي كانت هنا زائداً لم يكن هناك بالجوار ضرب رأتني اراقبها وهي شبه عارية
    Ayrıca, kadın beni gördü ve bacaklarımın sağlam olduğunu biliyor. Open Subtitles بجانب, أنها رأتني .و هي تعلم بأن ساقاي تعمل
    Müşterilerimden biriyle anlaşma yaparken beni gördü.. Open Subtitles رأتني جعل ترتيب مع أحد موكلي واجهت لي عن ذلك.
    Bugün Moe'nun botundaki herkes ve 20 kişi beni gördü. Open Subtitles الآن أنظر، رأني 20 شخص اليوم، كلّ من على مركب مو.
    Sahibi beni gördü, 38'liği çekti. Ben de tabanları yağladım. Open Subtitles ورآني مالك المحل وسحب مسدّساً عيار 38 وخرجتُ من هناك بأسرع ما يمكن
    Dışarı çıkmak için giyinmişti, beni gördü ve vazgeçti. Open Subtitles لقد كان مُستعداً للخروج، وعندما رآنى قام بالرجوع مباشرة
    - Bütün insanlar beni gördü. - Ve Coney Island Kafe'deki şu genç bayan. Open Subtitles الناس كلهم رأوني وتلك الآنسة بمقهي كوني آيلاند
    Kimse beni bırakmak istemedi ben de yürümeye başladım. Sonra o beni gördü ve bıraktı. Open Subtitles لم يرغب أحد بأن يوصلني لذا بدأتُ بالمشي, فرآني وأوصلني
    Resmini çektiğimde, sanırım beni gördü. Open Subtitles عندما أَخذتُ تلك الصورةِ، أعتقد رَآني.
    Bu yüzden postane çalışanı beni gördü ve bu yüzden sızdıranı hala aramaya devam etmeniz gerekiyor. Open Subtitles كان متعلق بياى كبيرة لهذا عامل البريد رأنى و لهذا انتى بحاجة لتستمرى فى البحث عن المسرب
    Bir gece babam beni gördü. O ve annem bana çok kızdılar. Open Subtitles في مساء ما ، شاهدني أبي هو و أمي قد غضبا علي
    beni gördü. Bana dokundu. Eğer öldüysem bana nasıl dokunabilirdi ki? Open Subtitles هى تمكنت من رؤيتى ومن لمسى كيف يمكنها أن تفعل هذا إذا كُنت ميت؟
    beni gördü yine de. Open Subtitles على أي حال إنه يراني.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more