| Ojai'de ki yaz işini de bıraktım, ama önce babam beni kovdu. | Open Subtitles | كنت سأستقيل من الوظيفه الصيفيه بشركه اوهاي لكن ابي طردني قبل ذلك |
| Ben de öyle yapıyordum ve bu yüzden beni kovdu. | Open Subtitles | ذلك ما كنت أقوله له و لقد طردني لقولي ذلك |
| Ama geçen sene beni kovdu. - Neden? | Open Subtitles | لقد استخدمت لإيصاله لقد طردني السنة الماضية |
| Her neyse, ...yönetim kurulu beni kovdu çünkü daha fazla adam çıkartamayacağımı söyledim. | Open Subtitles | على كلٍ فقد طردتني الشركة لأنني لا أريد طرد أخرين |
| "ister al, ister alma," dedi, ve sonra da beni kovdu. | Open Subtitles | و بهذا أجبرني علي أما أن أخذ النقود أو أتركهم ثم قام بطردي شر طرده |
| Hayır ben, ah, işe geç kaldım ve Dr. Connors beni kovdu. | Open Subtitles | لا أنا , كنت متأخرا على العمل والدّكتور كونورس طردني. |
| Kaybettim, en büyük müşterimi kaybettim. beni kovdu. | Open Subtitles | لقد فقدت أهم زبون لدي والمؤلم أنه طردني وأقفل الخط بوجهي |
| Seninki yine iyi. beni kovdu, onu dava edeceğim. | Open Subtitles | لا تأخذها على نحو سيء لقد طردني ، لذلك سأقاضيه |
| Belki neler yaşadığımı anlar diye düşünmüştüm ama o da beni kovdu. | Open Subtitles | لأني اعتقدت أنه ربما، مثلا، يفهم ما أمر به، لكنه طردني هو أيضا. |
| Sen beni cezalandırınca ev sahibimden biraz daha zaman istemek gibi bir hata yaptım ve o da beni kovdu. | Open Subtitles | لقد ارتكبت خطأ عندما طلبت المزيد من الوقت من المالك عندما عاقبتني . و لقد طردني |
| beni kovdu. O adam hakkında başka söyleyecek birşeyim yok. | Open Subtitles | لقد طردني, وليس لدي شيء لأقوله عن ذلك الرجل |
| Beni işe götürmene gerek yok. Keith beni kovdu. | Open Subtitles | أنا لا أحتاج أن تقوديني للعمل حسناً كيث طردني |
| Evet, evet. Aklandığım gün beni kovdu. | Open Subtitles | نعم، لقد طردني في اليوم الذي تمت فيه تبرئتي |
| Başkan mücevherler yüzünden beni kovdu. | Open Subtitles | الرئيس طردني لتخلّي عن المجوهرات |
| Schmidt beni kovdu. 19 dolara yeni aldığım bu çantayı hiçbir zaman kullanamayacağım. | Open Subtitles | - شميدت ، طردني و لآن لا أستطيع أن أستخدم هذه الحقيبة ، التي شريتها للتو و كان ثمنها 19 دولار |
| Yani, ona yeni taşınmıştım ama çok geçmeden beni kovdu. | Open Subtitles | أعني، للتو انتقلت للعيش معها، لقد طردتني بالفعل |
| Karım beni kovdu. Başka gidecek yerim yoktu. | Open Subtitles | زوجتي طردتني للخـارج ، ولم يكنّ لدي مكان أخر أذهب إليته |
| Sanırım beni kovdu. | Open Subtitles | لا أعلم، أعتقد أنها ربما قد طردتني |
| İşe 20 dakika geç kaldım diye beni kovdu. | Open Subtitles | هو قام بطردي لتأخري لمدة 20 دقيقة عن العمل. |
| Anne, kadın beni kovdu. | Open Subtitles | أمي، المرأة فصلتني |
| Harry'yi arayıp beni kovmasını söylemiş. Roger'ın da tepesi attı ve beni kovdu. | Open Subtitles | وقال لهاري بان يطردني , وبعدها غضب روجر وطردني |
| Ziyaretimin arkasında senin olduğunu tahmin edince beni kovdu. | Open Subtitles | لقد طردتنى بمجرد انها عرفت انك وراء زيارتى لها |
| Bence doğru olanı yaptım, ama George beni kovdu ve suratıma yumruk attı. | Open Subtitles | لقد ظننت انى فعلت الصواب ولكن جورج طردنى وضربنى فى وجهى |