"beni yok" - Translation from Turkish to Arabic

• تدميري
• لتدميرى
• يحطمني
• بتدميرى
• تدميرى
• خيال ملهم

Beni yok etmek istiyor, bu yüzden arkadaşlarımın peşine düştü.
إنها تريد تدميري لذلك قامت بالذهاب خلف أصدقائي للقيام بذلك

Benim oyuncaklarımı yok etmek istediler. Beni yok etmek istediler.
كانوا يريدون تدمير ألعابي كانوا يريدون تدميري

Eğer sen, Allah'ının bir kulu olarak, Beni yok etmek için 100,000 savaşçıyla, Allah'ımın yalnız bir kulu olarak,
لو أنك ، كخادم لربك يجب ان تستخدم 10000 مصارع لتدميرى خادم منعزل لربى

Sizi ben davet etmedim. Siz, bir düşman gibi, Beni yok etmek için geldiniz.
لم أدعوك إلى هنا أتيت كعدو لتدميرى

Beni yok edip sonsuza dek mutlu yaşamasına izin mi verecektim?
أتعتقد بأنّني سأدعه يحطمني ومن ثمّ يكون أسعد من ذي قبل ؟

Einon'ın kötülüğü yok edilene kadar asla kazanmış olmayacaksın... ve bunu yapmak için de Beni yok etmelisin!
لن تنتصر أبدا حتى يدمر شر أينون كليا ولفعل ذلك عليك بتدميرى

Bana annenizin Yunan olduğunu ve tavsiyelerinle Beni yok etmeye çalıştığını söylediler.
-لقد اخبرونى ان امك كانت يونانية -و هكذا تصبحين كالعدو السرى ,تحاولي تدميرى بنصيحتك

Bir gün, bana yol gösterirken, geleceğimle ilgili düşüncelerini belirtirken, diğer gün... Beni yok saydı.
في لحظة , كان يقوم بأرشادي إلى الطريق , كل كلمة خيال ملهم ... بعد ذلك

Bu galakside Beni yok edebilecek tek silah orada.
بداخله السلاح الوحيد في هذه المجرة له مقدرة على تدميري

Beni yok etmeye çalışan düşmanlarıma merhamet etmemi mi istiyorsunuz?
أنتِ تطلبين مني أن أرحم أعدائي الذين يحاولون تدميري

Artık çalışmalarım ve Beni yok etmek isteyen insanlarla ilgili gerçekleri öğrenme vaktin geldi.
لقد حان الوقت لتعرف الحقيقة حول عملي وحول الأشخاص الذين حاولوا تدميري

Aynı tarot kartlarının söylediği gibi kendisini eskiden sevdiğim biri olarak gizleyip Beni yok etmeye çalışıyordur.
يشبه نفسه بشخص أعتدت أن أحبه محاولاً تدميري كما اخبرت أوراق اللعب

Geri dönmekle kalmadılar, bir de Beni yok etmeye kararlılar.
لم يقومان بلعودة فحسب لكنهما يريدان تدميري

Bu kadar zamandır ondan nefret etmeme rağmen Beni yok etmek istemiş olmasına rağmen gittim.
~~برغم أنه ~~حاول أن يحطمني ~~ذهبت

Beni yok etmesine izin veremem !
لا أستطيع أن أجعله يحطمني

Beni yok edemezsin, bunun gibi binlerce mekanım var.
لا تستطيع تدميرى لدى المزيد من الأماكن مثل هذه حول أنحاء العالم .

Beni yok etmeye çalıştılar, hiç şüphesiz.
لقد حاولوا تدميرى, بِلا أدنى شكْ.