İstediğini söyle, ama dün Benim gördüğüm adam tehdit oluşturuyor. | Open Subtitles | قل ما تشاء، لكن الرجل الذي رأيته البارحة كان تهديدًا. |
Dostum, bu Benim gördüğüm herife benziyor. Ama o uçamıyordu. | Open Subtitles | يا رجل, يبدو إنه الرجل الذي رأيته إلا إنه لم يستطع الطيران |
Görmüyor musun? Benim gördüğüm şey kamerayı saklayıp beraber oluşumuzu filme alman. | Open Subtitles | ما أراه هو أنك وضعن كاميرا مخفية و قمت بتصويرنا نمارس الجنس |
Dünyanın herhangi bir yerinde o sırada gökyüzüne bakan birisi de Benim gördüğüm şeyin aynısını gördü. | Open Subtitles | ويمكن لأى انسان فى العالم أن يرى ما رأيته |
Bu odadaki kimsenin göremediği ama Benim gördüğüm şey ne biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلـم مـا الذي أراه فـي هذه الغـرفـة و لا يـراه غيـري ؟ |
Evet, Benim gördüğüm tek kadın şu an karşımda duruyor. Aynen. Ne güzel. | Open Subtitles | نعم , ولكن المرأة الوحيدة التي أراها هي من تقف أمامي تماماً وأنتَ أيضاً رائع , ما مدي روعة هذا ؟ |
Eğer Kuzey Kutbu'ndan bilge bir adam gelip bana ayıların beyaz olduğunu söylerse ona inanabilirim, ama Benim gördüğüm tüm ayılar boz renkliydi." | TED | لو أن حكيماً أتى من القطب الشمالي وقال لي أن الدببة بيضاء، فإني قد أصدقه، لكن كل الدببة التي رأيتها كانت بنية اللون". |
Ama, uygun, Benim gördüğüm şeyi tanımlamak için kullanacağım bir kelime olmazdı | Open Subtitles | حسنا، معقول ليست كلمة أود أن استخدام لوصف ما أرى. |
Benim gördüğüm adam elli bir yaşında olamaz. | Open Subtitles | الرجل الذى رأيته كان لايبدو عليه أن لديه 51 عاماً |
Benim gördüğüm adamın üniforması yoktu. | Open Subtitles | الشخص الذي رأيته لم يكن مرتديا الزي الرسمي |
Benim gördüğüm adamın koyu saçları ve spor arabası vardı. | Open Subtitles | رجل اشقر؟ الرجل الذي رأيته كان لديه شعر غامق اللون و سيارة رياضية |
- Bilmiyorum. Ben-- Tamam, bu Benim gördüğüm en çılgın şeydi. | Open Subtitles | حسناً، إليكم الجزء الأكثر جنوناً الذي رأيته على الإطلاق. |
Benim gördüğüm lezzetli birşey yemek üzere olan bir inek. O inek ne yiyiyor? | TED | ولكن ما أراه هو بقرة على وشك أكل شيء ما لذيذ . والسؤال ما الذي سوف تأكله البقرة ؟ |
Benim gördüğüm şey ise birçok mucit. | TED | ما أراه هو الكثير والكثير من المخترعين. |
Hayır, Benim gördüğüm senin çarpık zihninde olanlar. Kalbinde olanlar değil. | Open Subtitles | كلا، ما رأيته هو بداخل عقلك المريض لم يكن قلبك. |
Benim gördüğüm evime götürmek için beni almaya gelen sevgilimdi. | Open Subtitles | ما رأيته كان رجلِ, و كان أتي لأخذي لأخذي إلى منزلي |
Benim gördüğüm dünyada Rockefeller Center'ın yıkıntıları arasında bir geyiğe yaklaşıyorsun sessizce. | Open Subtitles | لقد خضنا تواً تجربة الحياة في العالم الذي أراه تطارد الغزلان في غابه الوادي الواسعه |
Fakat dünyayı Benim gördüğüm gibi detaylı bir biçimde görmesine gerek yok. | Open Subtitles | لكنه لا يحتاج إلى رؤية العالم في كل التفاصيل التي أراها. |
Sen Benim gördüğüm en muhteşem nedimeydin. | Open Subtitles | كنت أكثر الوصيفات التي رأيتها إثارة على الإطلاق |
Bazıları Benim gördüğüm şeyi görme fırsatını kaçırıyorlar. | Open Subtitles | البعض منهم لم تتح له الفرصة ليرى ما أرى |
Benim gördüğüm, kız kardeşini ölmek üzere gören bir kızın travmatik haliydi. | Open Subtitles | مارأيته هو فتاة صغيره تعرضت لصدمة بسبب رؤية شقيقتها قريبه من الموت |
Suçlu olduğunu istediğin kadar.. ...inkar edebilirsin. Ancak Benim gördüğüm.. | Open Subtitles | أُنظر، يمكنك نكران الذنب كل ما تريده، لكن كما اراه |
Onu Benim gördüğüm gibi görebilseydin... gözüyaşlı bir savaş mağlubu. | Open Subtitles | ليتك رأيته كما رأيته أنا مكسور الجناح ونائحاً |