| Çok sıkıldım. Babam gitti ve annem benimle konuşmayacak kadar bile meşgul | Open Subtitles | سئمت من هذا، خرج والدي و والدتي منشغله و لا تتحدث معي حتى |
| Ben az kalsın ölüyordum ve bir daha benimle konuşmayacak mısın? | Open Subtitles | كدت أموت وأنت وحسب لن تتحدث معي مرة أخرى؟ |
| Güzel, çünkü bunun hakkında benimle konuşmayacak ya da öyle bir şey, gerçekten. | Open Subtitles | .. جيد ، لأنها لا تتحدث معي بشأن أي شئ ، الأمر ليس كـ |
| Bu konuda benimle konuşmayacak ya da bana söylemeyecek miydin? | Open Subtitles | ماذا؟ وكنت لن تتحدث إلي عن هذا أو تخبرني |
| Sana hayatımın üç yılını verdim, benimle konuşmayacak mısın? | Open Subtitles | أنا أعطيتك ثلاث سنوات من حياتي و أنت لا تريدين التحدث معي |
| benimle konuşmayacak bile. Aramalarıma cevap bile vermeyecek. | Open Subtitles | انه لن يتكلم معي حتى ولن يجيب على مكالماتي |
| benimle konuşmayacak. Benimle asla konuşmaz. | Open Subtitles | إنه لا يتحدث إلي ، إنه لم يتحدث إلي أبدا |
| Bunu sen yazmışsın ezik herif. O benimle konuşmayacak. | Open Subtitles | انت كتبت هذا انها لن تتحدث معي |
| Ölene kadar benimle konuşmayacak mısın? | Open Subtitles | وأنت فقط لن تتحدث معي لباقي حياتك؟ |
| benimle konuşmayacak. Bana küfür ediyor. | Open Subtitles | هي لا تتحدث معي لقد اسمت على هذا |
| Bir daha benimle konuşmayacak. | Open Subtitles | حسنا ، انها لن تتحدث معي . |
| benimle konuşmayacak. | Open Subtitles | لن تتحدث معي |
| benimle konuşmayacak bile. | Open Subtitles | لن تتحدث إلي |
| Eğer burada bir şey satamazsam, şehide kimse benimle konuşmayacak bile. | Open Subtitles | اذا لم اتمكن من اقناعكم بشئ هنا لن يقبل احد حتى التحدث معي |
| benimle konuşmayacak olsa bile, Prenses Di'nin peşinizi bırakmasını. | Open Subtitles | محاولة للحصول على الأميرة ديانا قبالة درب الخاص بك، إذا كانت سوف حتى التحدث معي. |
| Kimse benimle konuşmayacak. | Open Subtitles | لا أحد سوف يتكلم معي |
| Beni görmeyecek. benimle konuşmayacak. | Open Subtitles | يرفض أن يرَني أو يتحدث إلي |