Bense neredeyse her şekilde senden daha başarılı biri olacağım gidişat bu yönde. | Open Subtitles | و أنا سأظل أنجح منك دائماً في جميع النواحي و هذا هو الواقع |
Üç kişi daha öldü. Bense bir daha asla kardeşimi göremeyebilirim. | Open Subtitles | ،أكثر من ثلاثة أشخاص ماتوا و أنا قدّ لا أرى أختي |
Şimdi büyük bir editör olmuşsun Bense kendimi politikacılar için pazarlıyorum. | Open Subtitles | نعم ، أنت الآن محررٌ كبير أما أنا فأبيع نفسي للسياسيّين |
Bense diğer tarafa gideceğim. Muhtemelen cehennemi benim için yeniden açarlar. | Open Subtitles | أما أنا فسأذهب للمثوى الآخر، غالبًا سيعيدون فتح الجحيم خصيصًا لي. |
Onun çoğu kasları çalışıyor, Bense bütün gün rampalarla dolu bir eve kilitliyim. | Open Subtitles | ماذا يمكن أَن أَقول؟ وأطرافها سليمة بينما أنا ملتصقة بهذا الكرسى ومقيدة بالمنزل |
Bense aranan adam, polis ve sizi tanıyacak çok kişi demektir diyorum. | Open Subtitles | أمّا أنا فأراه مكاناً عامّاً ورجال مطلوبون وشرطة وشهود كثر للتعرّف عليكم |
O büyük bir terfi aldı, Bense birkaç ay önce işten çıkarıldım. | Open Subtitles | لقد حصلت لتوها على ترقية رائعة و انا سرحت قبل بضعة أشهر |
Sen yurtta yaşayan bir Candy Bense zengin avanak. Çekici bir kadın bile olmadığın halde seninle oynaştım mı? Ben mi? | Open Subtitles | و أنا الغني الذي يشفق عليكِ . لدي حاسة سادسة مميزة |
Ama gittikçe kolaylaşıyor. Çünkü o gittikçe zayıflıyor, Bense gittikçe güçleniyorum. | Open Subtitles | و لكن الأمر أصبح أسهل ، لأنها تصير أضعف و أنا أصير أقوى |
Bense ona avukat olacağını söylüyorum. Yoksa poposunu tekmelerim. | Open Subtitles | و أنا أقول انه سيصبح محامي و الا سأركل مؤخرته |
Bense pahalı ayakkabılarla işiyorum. | Open Subtitles | لكننى أهتم كثيرا خاصة و أنا أرتدى حذاءً غالى |
Sen profesyonellerler iş çevirmiş bir adamsın, Bense tam bir amatörüm. | Open Subtitles | أنت معتاد على العمل مع محترفين و أنا لست منهم، أنا هاوي |
Bazı insanlar beyzbol stadyumlarına maç izlemek için gider. Bense tasarım ilişkilerine bakmak için giderim. | TED | بعض الناس يذهبون إلى ملاعب البيس بول ليراقبوا المباراة أما أنا فأذهب لأرى علاقات التصاميم |
Bense hala bir bakir ve meteliksizdim Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أما أنا فكنت لا أزال بتولاً؛ وأعزب ومفلساً؛ لم يكن لديّ خيار آخر |
Bir kocası ve bir oğlu oldu. Bense hala bekliyorum. | Open Subtitles | و لديها زوج و ابن أما أنا فلا زلت أنتظر |
Oh, yeah,benim arkadaşlarımın hepsi 20 yaşında Bense sadece 12 | Open Subtitles | ولكن أصدقائى الآن فى العشرين من عمرهم أما أنا فمازلت فى الثانية عشر من عمرى |
Bense bazen kendimi karanlıkta kolsuz biriyle kol kola yürüyor gibi hissediyorum. | Open Subtitles | بينما أنا أشعر أحياناً أني أمشي في الظلام.. يداً بيد, مع شخص بلا يدين. |
Bense, zafere dogru yol aliyorum. | Open Subtitles | أمّا أنا على الجانب الآخر، ألعب لأتذوّق لذّة الإثارة اللذيذة للنصر |
- Bizim sadece üç günümüz vardı Bense birini harcadım. | Open Subtitles | و كان لدينا ثلاث ايام فقط و انا اخذت احدهم |
diyordu. Bense en çok ihtiyaç olanın temiz su erişimi olduğunu biliyordum. | TED | وأنا كنت أعلم أن ما يحتجنه أكثر هو الماء الصالح للشرب. |
Bense yemek siparişimi beklerken biri nasıl öldürülür onu öğreniyorum. | Open Subtitles | وها أنا هنا أتعلم كيف أقتل أثناء انتظارى وصول الطعام |
Bense, bir hata yaparak geleceğimi tehlikeye atmak istemiyorum! | Open Subtitles | لكن انا مش عايز أغلط غلطة تعرض مستقبلي للخطر |
Bense size kurtuluş vaad ediyorum. | Open Subtitles | ستبحرون إلى هلاكِكُم أنا أعرض عليكم الخلاص |
Bense, dünyanın en çirkin adamı menajerim Joe'yla pis bir dairede, kahrolası kumardan, hiçbir şey kazanamadığımız için mutsuz olacağım. | Open Subtitles | وسأكون عالق مع مديري في شقة قذرة اقبح رجل على الأرض متبجح تعيس لأن مراهنتنا لم تكن مربحة |
Bense bana ait olanları, yani vazomu, saatimi ve şömine siperimi istiyorum. | Open Subtitles | ، وأنا أريد ممتلكاتي الزهرية و الساعة و شاشتي |
Sen tüm bunları benim için yaptın, Bense sana hiçbir şey veremedim. | Open Subtitles | ولكنك قمت بكل هذا من أجلى وأنا لم أقوم لكِ باى شيء |
Bosver. Eminim senin isin basindan askindir, Bense kuruntu yapiyorumdur. | Open Subtitles | أعلم أنّكَ مشغولاً للغاية، و ربما أتوّهم مّا ببالي. |
Bense hastane yatağında, telefonun sesinden kaçamadan yatıyordum. | Open Subtitles | و رقدت فى فراش المستشفى لا أستطيع الحراك بسبب هذا الرنين |
Bense Londra'ya uğrayacağım. | Open Subtitles | أما بالنسبة لي سوف أسرع إلى مدينة لندن |