O şey gördüğüm hiçbir insana benzemiyordu. | Open Subtitles | هذا الشئ لا يبدو كأي إنسان قابلته من قبل |
Evet, taksiye bindim ama şoför ehliyetteki fotoğrafa hiç mi hiç benzemiyordu ben de atlayıp kaçtım. | Open Subtitles | نعم, لقد كنت في تاكسي لكن السائق لم يبدُ على الإطلاق كما في صورة رخصته لذا قفزت خارجاً و هربت |
Hiç böyle şeyler yapabilecek birine benzemiyordu. | Open Subtitles | وهو فقط لا يبدو مثل النوع الذي يرسل الزهور |
Bir eşkıya gibi dövüştün az önce pratik yaptığın zamankine benzemiyordu. | Open Subtitles | إنك قاتلت كالمجرم الآن. لم تكن مثل عندما نتدرب. |
İnsana benzemiyordu, sanırım bir androitti. | Open Subtitles | هو لم يبد إنساني حتى. أعتقد هو كان رجل droid. |
İsa, Yahudiyken İsrail'den geldiğinde tahmin ediyorum ki bu resimlerden hiçbirine benzemiyordu. | Open Subtitles | حسناً ، منذ ان كان المسيح يهودي و جاء من إسرائيل أعتقد انه لم يكن يشبه الرسومات أبداً |
Aslında pek krala benzemiyordu. | Open Subtitles | كان علينا ان نمتلك اطفال تنمو بيننا انه لم يكن كثيرا" كالملك بحق, ليس بقدرك ولم يكن اي احد منهم كذلك |
Bu CJ tanığım hiç bir Kazak kadınına benzemiyordu. | Open Subtitles | تلك "سي جي" ليست مثل اي امرأة شاهدتها على الاطلاق |
- Karşılaştığımız hiçbir savaşçıya benzemiyordu. - Belli ki, onu yıkmışsınız. | Open Subtitles | لقد كان بخلاف أى محارب و اجهناه من الواضح انك اسقطه |
Artık sana söyleyebiliriz, Lily. Sosisli satan adam Barney'e benzemiyordu. | Open Subtitles | أعتقد أننا لم نخبرك يا (ليلي)، بائع النقانق لم يشبه مطلقاً (بارني) |
Marisa pek benzemiyordu. | Open Subtitles | حسناً ( مريسا) لا تبدوا كذلك |
Gösteri gününün sabahı diğer günlere benzemiyordu. | Open Subtitles | صباح يوم العرض لم يكن كأي صباح يوم اعتيادي |
Gösteri gününün sabahı diğer günlere benzemiyordu. | Open Subtitles | صباح يوم العرض لم يكن كأي صباح يوم اعتيادي |
Işıltılı bronzdan yapılmış; insanüstü güçle donatılan ve tanrıların yaşam sıvısı olan ikor tarafından desteklenen bu otomat, Hephaestus'un daha önce oluşturduğu hiçbir şeye benzemiyordu. | TED | مصنوع من البرونز اللامع وبقوي خارقة تفوق البشر، ويعيش عن طريق الأيكور المعروف بدم الآلهه، هذا الإنسان الآلي لم يكن كأي شيء صنعه هيفستوس من قبل. |
Geri döndüğümde, oğlum şaşırmışa benzemiyordu, sanki... | Open Subtitles | عندما عُدت، لم يبدُ .. ابني مندهشاً، كأنّه |
Telefonuna benzemiyordu ve ben de ona güvenmiyorum bu yüzden müdahale etmelerini söyledim. | Open Subtitles | لم يبدُ كهاتف، ولا أثق بها، لذا أمرتهم بالهجوم. |
- Çay salonundaki adam sana iyilik borcu olan birine benzemiyordu. | Open Subtitles | الرجل الذي كان في المطعم، لم يبدُ أنّه كان مدينًا لك بصنيع. |
Artık evlendiğim adama benzemiyordu. | Open Subtitles | أصبح لا يبدو مثل الرجل الذي تزوّجته |
Çıkardığı ses daha önce duyduğun hiçbir şey benzemiyordu. | Open Subtitles | أنه فقط لا يبدو مثل أي شيء قد سمعتي به |
Ama gördüğüm hiçbir yanığa benzemiyordu. | Open Subtitles | و لكنها لم تكن مثل أى حروق رأيتها من قبل أبدا |
Hayır, kesinlikle Cimarron'a benzemiyordu. | Open Subtitles | لا بالتأكيد لم تكن مثل السيمارون |
Bu yüzden insan cesedine benzemiyordu. | Open Subtitles | لهذا لم يبد وكأنه جسد رجل في البدء |
Bilmiyorum. Hiçbir şeye benzemiyordu. | Open Subtitles | لا أدري، لم يبد لي أي شيء |
İnternetteki fotoğrafına hiç benzemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن يشبه صورته التي وضعها على الإطلاق |
Senin kadar bile benzemiyordu ama zaten hiçbiri benzemiyordu. | Open Subtitles | انه لم يكن كثيرا" كالملك بحق, ليس بقدرك ولم يكن اي احد منهم كذلك |
Bu CJ tanığım hiç bir Kazak kadınına benzemiyordu. | Open Subtitles | تلك "سي جي" ليست مثل اي امرأة شاهدتها على الاطلاق |
Yaşadığım hiçbir şeye benzemiyordu. | Open Subtitles | كان بخلاف أي شيئ قد جرّبته على الإطلاق |
Taksi şoförü yeterince Barney'e benzemiyordu. | Open Subtitles | ذلك السائق لم يشبه (بارني) كثيراً |
Marisa pek benzemiyordu. | Open Subtitles | حسناً ( مريسا) لا تبدوا كذلك |