Büyük ihtimalle kızı ve oğluyla beraber çalışıyor. | Open Subtitles | وهي في مكان ما داخل هذه البلاد، وعلى الأرجح أنّها تعمل مع إبنها وإبنتها. |
St. Patrick ile beraber çalışıyor olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد هى تعمل مع جيمس باتريك |
Chloe Isaac'le beraber çalışıyor. | Open Subtitles | كلو تعمل مع ذلك الرجل ايزاك |
Ona enjekte ettiğim radyoaktif kontrast nörolojik yollarını ikili kodlara dönüştürmek için x-ışını tomografisi ile beraber çalışıyor. | Open Subtitles | الإشعاع المُعاكس الذي اعطيتها إياه للتو يعمل مع الأشعة السينية للتصوير المقطعي لتحويل مساراتها العصبية إلى رمز ثنائي |
Ne? Olamaz. O, iç işleri ile beraber çalışıyor. | Open Subtitles | لا, لا, لا لا, إنه يعمل مع "الشؤون الداخلية" |
beraber çalışıyor olabileceklerini düşünüyorsun. | Open Subtitles | تظنّه ربّما يعمل معهم |
O serserilerle beraber çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تعمل مع المنفيين |
Babanla beraber çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تعمل مع بابا |
Çünkü annesi polisle beraber çalışıyor. Hadi canım! | Open Subtitles | لأن أمها تعمل مع الشرطة، داه! |
Gidemedi çünkü ismi Stu ve Andrew ile beraber çalışıyor. | Open Subtitles | لم يستطِع الذهاب لأن إسمه (ستو) وهو يعمل مع (آندرو). |
Brassel. Sanırım Davian ile beraber çalışıyor. | Open Subtitles | اعتقد ان براسل يعمل مع دافين |
Başkanı öldürenlerle beraber çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل مع مَن قتلوا الرئيسة |
Barbara, tek bildiğimiz Batman'in de Pyg ve Toad ile beraber çalışıyor olabileceği. | Open Subtitles | (باربرة)، كل ما نعرفه، بأن (باتمان) ربما يكون يعمل مع (بيغ) و(تود). أخبرتك من قبل، (باتمان) ليس بطلاً. |
Başkan, Millerların yerini tespit etmek için FBI, emniyet ve istihbarat teşkilatlarıyla beraber çalışıyor. | Open Subtitles | الرئيس يعمل مع مكتب التحقيقات الفيدرالي ووكالات أمنية واستخباراتية أخرى (كي يحددوا مكان آل (ميلر |
Kocanızla beraber çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل مع زوجك |
beraber çalışıyor olabileceklerini düşünüyorsun. | Open Subtitles | تظنّه ربّما يعمل معهم |