Son zamanlarda Ann Coulter'ın Berkeley'de konuşabilmesi ve Milo'nun serbest konuşma özgürlüğü olabilmesi için tavır sergiliyoruz. | TED | فقد أخذنا مؤخرًا موقفًا لتوضيح سبب حاجة آن كولتر لإلقاء كلمة في بيركلي. ولماذا ميلو لدية حق حرية التعبير. |
Salı günleri Berkeley'de Genel Semantik dersi alıyorum, yeni dört harfli kelimeler buluyorum. | Open Subtitles | وفي الثلاثاء لدي تدريب علي علم دلالات الالفاظ في بيركلي العثور على كلمات ذات أربع دلالات |
Sanırım ben ve hippi arkadaşlarım Berkeley'de haksız bir savaşı göstererek ve durdurarak zamanımızı boşa harcadık. | Open Subtitles | أعتقد أنا وأصدقائي الحمقى جميعنا نهدر وقتنا فحسب في بيركلي لنثبت ونوقف حرب ظالمة |
Berkeley'de neler yaptığını biliyoruz, genç adam. | Open Subtitles | نحن نعرف كل شيء عن ما فعلتموه في بيركلي ، والشاب. |
Berkeley de çalışmak için iş başvurusu yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف انك تقدمت بطلب لشغل وظيفة بدوام كامل في بيركلي |
Berkeley de evde bir tane alabilirdim. | TED | وسأحصل على واحد في البيت في بيركلي. |
Berkeley'de doğup büyümüş. Yeni yetişen din âlimi gibi biri... | Open Subtitles | ولد وترعرع في (بيركلي) إنّه أشبه بفقيه في أوّل نموّه.. |
Bilmiyorum, yani, üçlü ilişkilerden haberim var ...ama çoğu Berkeley'de. | Open Subtitles | لا اعرف ، أعني لقد سمعتٌ عن ثلاث طرق للعلاقات "ولكن معظمهم في "بيركلي ماذا تعتقد ؟ |
Yaklaştın..ben biraz daha ilerdeyim Berkeley de. | Open Subtitles | اقتربت سأكون بالشارع المقابل، في بيركلي |
Berkeley'de kaldım. | Open Subtitles | كان لديّ إجتماع إداري وبقيتُ ساهرة في "بيركلي" |
Charlie ile birzamanlar ben Berkeley'de Psikoloji okurken ve o Napa'daki şarap bağında çalışırken tanıştık. | Open Subtitles | تشارلي و أنا إلتقينا في قديم الزمان عندما كنت أستعد للحصول على درجة الدكتوراه في علم النفس في بيركلي و هو كان يعمل في مزرعة عنب في نابا |
Berkeley'de gece okulunda lisans eğitimi almışsın. | Open Subtitles | ودرستَ في الجامعة في بيركلي مساءاً. |
Elaine Berkeley'de, eşi Jerry ile birlikte organik güzellik dükkânı işletiyormuş. | Open Subtitles | الآن، كانت إلين تستخدم متجر تجميل عضوي... ... في بيركلي مع زوجها جيري. |
California, Berkeley'de Trans Time, cryonic uzmanlardır. | Open Subtitles | TRANS TlME في بيركلي , كاليفورنيا, متخصصون cryonic . |
- Evet, otomotiv. Berkeley'de ziraat fakültesi var mıydı? | Open Subtitles | نعم، شركة السيارات، هل لديكم جامعة زراعة في (بيركلي)؟ |
70'lerde Berkeley'de radikal öğrencilerdenmiş. | Open Subtitles | وإتضح أنّه كان جامعيا متطرفا في (بيركلي) أوائل السبعينات. |
Yale'de okudu, Berkeley'de öğretmendi. | Open Subtitles | ذهب لجامعة (يال) قام بالتدريس في (بيركلي) |
Bir polis kaynağı, Nicholas Twisp'i geçtiğimiz eylül Berkeley'de çıkan yangının şüphelisi olarak belirledi. | Open Subtitles | ... قال مصدر في الشرطة حددت نيكولاس Twisp كمشتبه به... ... في حريق هائل أيلول / سبتمبر الماضي في بيركلي في وسط المدينة. |
Bu yemeği Berkeley'de öğrenmiştim. Çok, çok özel. | Open Subtitles | تعلمتُ طبخ هذا الطبق في (بيركلي) خاص جداً جداً |
Jaclyn Blackstone 39 yaşında, Berkeley'de yaşayan çok yönlü bir kadın. | Open Subtitles | )جاكلين بلاكستون) إمرأه تبلغ من العُمر 39 عامًا وهي يساريّة تعيش في (بيركلي). |