"besleyecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • لإطعامهم
        
    • لإطعام
        
    • يطعم
        
    • لتغذية
        
    • إطعامها
        
    • يُطعم
        
    • ليطعم
        
    • لأطعام
        
    • ستُغذّيك
        
    • بإطعامه
        
    Toy ve eğitimsiz adamlar. Sadece Besleyecek daha fazla boğaz ederler. Open Subtitles . رجال جدد , غير مدربين . إنهم ليس إلا أفواه كثيرة لإطعامهم
    Yani onları bir ay Besleyecek kadarını öldürdük. Neden hâlâ peşimizdeler? Open Subtitles أنا متأكدة أننا فتلنا منهم ما يكفي لإطعامهم لمدة شهر لماذا مازالوا يلاحقونا؟
    Yarım milyar insanı Besleyecek kaloride besin kaybediliyor. TED يمثل ذلك مقدارًا كافيًا من سعرات الأطعمة لإطعام نصف مليار شخص.
    -Böyle bir maaşla biri nasıl hayatta kalacak ve ailesini Besleyecek ki. Open Subtitles أنا الرجل الذي يفترض أن ينجو و يطعم أسرته و لكن ليس بهذا الراتب
    Topraklarımızı ve arılarımızı Besleyecek koruyucu bitkileri yeniden ekme konusunda dikkatlice düşünmeliyiz. TED ونحن بحاجة للتفكير مليا في إعادة زرع المحاصيل الغطائية لتغذية تربتنا وكذا نحلاتنا.
    Bizimle kalamadı, çünkü Besleyecek paramız yoktu! Open Subtitles وقال أبي أننا لانستطيع الاحتفاظ بها لأننا لانستطيع إطعامها
    Kuşları Besleyecek başka birini bulmak zorundayım. Open Subtitles علي إيجاد شخص آخر يُطعم الطيور
    Ahbap, orada bir kişiyi üç ay boyunca... günde üç öğün Besleyecek malzeme var. Open Subtitles يا رفيق، يوجد طعام كافي بالداخل ليطعم الفرد ثلاث وجبات لثلاثة شهور أخرى
    Diyorlar ki, Mary öldüğü için iblisi Besleyecek kimse kalmamış. Open Subtitles يقولون بسبب موت ماري لم يعد هناك أحد لأطعام الشيطان
    Emma bu gece seni Besleyecek. Open Subtitles ( إيما ) ستُغذّيك اللّيلة .
    Besleyecek bir boğaz daha. Open Subtitles -فم آخر لأقوم بإطعامه
    Besleyecek üç tane geniş gözlü çocuğum var. Open Subtitles لدي 3 أولاد ذو أعين واسعة لإطعامهم
    Besleyecek çok fazla çocuğum var. Open Subtitles لديّ الكثير من الأطفال لإطعامهم.
    Besleyecek altı aç boğaz var. Open Subtitles ستة أفواه جائعة لإطعامهم
    Bütün çekim ekibini Besleyecek kadar aldık mı? Open Subtitles هل لدينا طعام يكفي لإطعام الطاقم بأكمله؟ عزيزي، لدينا ما يكفي لإطعام الشبكة بأكملها.
    Bütün gün oradan oraya koştum. Köpeği Besleyecek zamanım olmadı. Open Subtitles لقد كنت امشي بالمكان لم اجد الوقت لإطعام الكلب
    Bir planla başlayıp delice riskler alıp aileni ucu ucuna Besleyecek kadar para kazanıp... Open Subtitles تبدأ بخطة جنونية تتحمّل المخاطر الجنونية بالكاد تجمع مالاً يكفي لإطعام عائلتك
    - Oda arkadaşım "Buz Kıracağı"nın şekerleri satmak için Maine'e gideceğinden bahsettiğimi hatırlıyor musun? - Evet. "Kıç Deliği"ni Besleyecek birisini bulmayı unuttum. Open Subtitles هل تتذكر عندما احظرت الحلوى هناك "نسيت ان اوصي شخص بأن يطعم"باتهول
    "Buz Kıracağı"nın şekerleri satmak için Maine'e gideceğinden bahsetmiştim hatırlıyor musun? Evet. "Kıç Deliği"ni Besleyecek birisini bulmayı unuttum. Open Subtitles هل تتذكر عندما احظرت الحلوى هناك "نسيت ان اوصي شخص بأن يطعم"باتهول
    Elimizde Besleyecek çok fazla boğaz ve yetersiz yiyecek kalır. Open Subtitles ما نتركه هو الكثير من الأفواه لتغذية و لايوجد اكل كافِ
    Bu gezegende bütün filoyu Besleyecek kadar yosun var, ama sistemdeki yıldız son derece değişken, inanmayacaksınız ama patlamak üzere. Open Subtitles توجد كمية كبيرة من الطحالب على هذا الكوكب لتغذية كافة الأسطول ولكن النجم بهذا النظام غير مُستقر كًُلية إذا كنت ستصدق هذا على وشك أن يًصبح سوبر نوفا
    Fakirliği sorun ediyorsan bizim ülkenin durumu da aynı, Besleyecek tonla ağız var. Open Subtitles ،نحن الإيطايون فقراء للغاية أيضاً .العديد من الأفواه يجب إطعامها
    Görünüşe göre, balıklarını Besleyecek gücü bile yokmuş. Open Subtitles يبدو أنهُ لم يقدر أن يُطعم السمك خاصتهُ
    Ahbap, orada bir kişiyi üç ay boyunca... günde üç öğün Besleyecek malzeme var. Open Subtitles يا رفيق، يوجد طعام كافي بالداخل ليطعم الفرد ثلاث وجبات لثلاثة شهور أخرى
    Bir orduyu Besleyecek kadar fare var. Open Subtitles تلك فئران كافية لأطعام جيش
    Emma seni Besleyecek. Open Subtitles (إيما ) ستُغذّيك اللّيلة .
    Besleyecek bir boğaz daha. Open Subtitles -فم آخر لأقوم بإطعامه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more