"beyan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعلن
        
    • بيان
        
    • البيان
        
    • تصرح
        
    • التصريح
        
    • تعلن
        
    • لتصرح
        
    • ويتضمن مذكّرة مكتوبة
        
    • نتيجة لحالتك
        
    • إنه نظراً
        
    • أصرّح
        
    • المنصوصة
        
    Aptalca davrandı ve beyan etmedi. Open Subtitles لقد كان سخيفا انه لم يعلن عنها فى الجمارك.
    Senin de, ailenin hiçbir terör olayına karışmadığını... gösteren bir belge beyan etmen gerekiyor. Open Subtitles وعليك أن تقدم لي بيان يثبت أن أياً من أفراد عائلتك لم يشارك بأنشطة إرهابية
    Yeni bir öneriye açığım ama bir beyan görmem gerekir. Open Subtitles سأفتح لكم زاوية دخول جديدة لكني بحاجة إلى رؤية البيان
    Para karşılığı yaptığın birkaç konuşmayı gelir olarak beyan etmezsen, pat, kongreden atılıverirsin, kesinlikle başkanlık yarışına da katılamazsın. Open Subtitles لا تصرح عن خطابين مدفوعي الأجر على أنهما دخلاً, وفجأة تجد أنك لم تعد بالكونغرس وبالتأكيد غير مرشح للرئاسة
    Senatör, müvekkilim yazılı bir beyan okumak istiyor. Sayın başkan, bence bu beyan şu an için tamamen yersiz. Open Subtitles حضرة الرئيس, هذا التصريح لم يحن وقته بعد
    Ortada bir ceset yoksa, Alaska yasalarına göre bir kişinin yasal olarak ölü beyan edilebilmesi için yedi yıl boyunca kayıp olması gerekiyor. Open Subtitles بدون جثمان حقيقى تحت قوانين ألاسكا لابد أن يظل الإنسان مفقود لسبعة أعوام قبل أن تعلن وفاته أو وفاتها قانونا
    beyan edecek bir şeyin olmadığına kesinlikle emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكد بأنك ليس لديك شيء لتصرح به ؟
    Bu mitingin amacı gerçekleri su yüzüne çıkarmak ve soruşturmamızı beyan etmektir. Open Subtitles الآن، فإن الغرض من هذا الاجتماع هو الاعلان للعامه، وإعطاء الناس صوتا وأن يعلن التحقيق.
    " ve tanrı açıkça beyan etmiştir ki bizler erdemliyizdir." Open Subtitles ولكناللهبسماحةوبدونحساب.. يعلن أننا صالحين
    Parka gidip parayı bulduğumuzda aramızdan kimsenin parayı bulduğumuzu beyan edeceğini sanmıyorum. Open Subtitles - إذا ذهب إلى ذلك المنتزه هناك ، وأخرجنا النقود .. أنا متأكد أنه لن يعلن شيئا
    Ben size vardır demedim, ama araç için resmi bir beyan için merkeze gelmeniz gerekecek. Open Subtitles لَم اقل أنَك تعـرفين لكـن سيكون عـليك تقديم بيان رسمي من أجل السيارة
    Belirtmeliyim ki kadın bir koçun olması güçlü feminist bir beyan olur. Open Subtitles اقصد فقط، انه سيكون بيان انثوي قوي لوجود مدربة من الاناث
    Dennis'in dediğine göre, anlaşmanın içinde bir beyan, düzeltici önlemler... Open Subtitles يقول دنيس إن التسويات عادة ما تشتمل على بيان وإجراءات علاجية
    Alman Çevre Bakanı şu sözleri beyan etmek için bir basın toplantısı düzenledi: Open Subtitles في الألمانية وزير البيئة ودعا الصحافة مؤتمر لإصدار البيان الآتي:
    Vaktiniz için teşekkürler. O beyan konusunda irtibata geçeceğiz. Open Subtitles شكـراً على وقتـِك، ونكون على إتصال بخصوص هذا البيان
    Detroit'e gidiyorsun ve yanında beyan edecek bir şey yok. Open Subtitles "الذهاب إلى ديترويت" "و "دون الحاجة لأن تصرح عن شيء
    beyan edecek bir şeyin olmadığına emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكد بأنه لا يوجد شيء تريد أن تصرح به ؟
    Sayın başkan, bence bu beyan su an için tamamen yersiz. Open Subtitles حضرة الرئيس, هذا التصريح لم يحن وقتة بعد
    Kraliçe bir kralı, sağ kol ise başka bir kralı beyan ettiğinde altın pelerinliler kimin barışını koruyacak? Open Subtitles عندما تعلن الملكة ملكاًَ والساعد آخر، سلامة من سيحمي عباءات الذهب؟
    - beyan edeceğiniz bir şey var mı? Open Subtitles -أي شيء لتصرح به؟
    Ayrıca Valerie Plame'in ağzından bir beyan da var: Open Subtitles ويتضمن مذكّرة مكتوبة من قبل : فاليري بليم) والتي تقول)
    "Sevgili Ted, Massachusetts Eyaleti üzülerek beyan etmektedir ki hukuki statünüzdeki dikkatsizlik sebebiyle Tami Lynn McCafferty ile olan evliliğiniz devlet tarafından tanınmamakta ve dolayısıyla geçersiz, bu sebepten de feshedilmiş sayılmaktadır." Open Subtitles "عزيزي (تيد)، تتأسف ولاية (ماستشوست) لإبلاغك إنه نظراً لخطأ غير معتمد بخصوص حالتك القانونية أن زواجك من (تامي لين ماكفرتي) غير معترف بهِ من قبل الولاية
    Ciddiyetle beyan etmek istediğimse, malûm genç hanımla birlikteliğime temas eden son zamanlarda ağızdan ağza dolaşan tüm o söylentiler iğrenç bir şekilde yanlıştır. Open Subtitles أصرّح رسميًا أن كل الشائعات الأخيرة التي تربطني بفتاة شابة كلها ملفقة.
    kralın mührüyle damgalı bu belgede beyan edilen suçlamalara cevap vermek üzere kralın mahkemesine çağrılmaktadır. Open Subtitles حسب التهم المنصوصة هنا، والمختومة بختم الملك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more