"beyazları" - Translation from Turkish to Arabic

• البيض
• البيضاء
• بيض البشرة
• اللون الرمادي
• البيضَ
• القوقازيين

Şu zengin beyazları bulmak istiyordum.
لأني أردت أن أجد هؤلاء الأناس البيض الأغنياء.

beyazları çoğunun akılsız türlerini bilirim... ama yerliler kendi yakınları öldüğünde senin gibi acı çekmezler.
هذا تفكير معظم البيض الحمقىِ. لكن الهنود لا يَعانونَ مثلك عندما يقتل شخص.

Başkaları için, onlar şeytan idiler, dünyayı sahiplenmek isteyen beyazları durdurmaya gelmişlerdi.
او شيطان اتى ليحول دون ان يمتلك البيض العالم

Ama bu yeni deterjanı denedim. beyazları gerçekten iyi temizliyor.
لكني جَرَّبتُ هذا المُنَظِّف الجَديد، إنهُ حَقاً يُنَظِفُ المَلابِس البيضاء

Sakın renklilerle beyazları karıştırma.
لا تضع الملابس الملوّنة مع البيضاء في مكان واحد

beyazları yasaya bildirirsen, seni linç ederler.
أنت تحاول وضع القانون ضد بيض البشرة ، سيقتلونك

Kendimi beyazları kucaklamanın sevgisiyle ısınmış hissediyorum.
أحــس بدفء حب البيض الذين يقبلونني بينهم

Yalnızca yumurtaların beyazları, yağ yok, zeytinyağı, tereyağı yok. Ve mantarlı.
، فقط بياض البيض بدون دهن، بدون زيت، بدون زبد

Kadınları ve erkekleri, azınlıkları ve beyazları vuruyor. Herkesden nefret ediyor.
إنه يقتل الرجال والنساء البيض والملونون ، يكره كل شخص

Kardeş, sen bu zengin beyazları savunma işine başlamadan önce seni buraya kadar getiren benim gibilerdi.
يا أخي قبل أن تبدأ بالدّفاع عن كل هؤلاء الأولاد البيض الأغنياء كان نوعي الذي أوصلك

Charles Manson'ın müritlerinden beyazları öldürerek ırklar arası bir savaş başlatamalarını istediği iddia edilir.
انه امر تابعيه بقتل البيض من اجل اشعال حرب عرقية

Bunu 300 yıllık ırkçılığın intikamını almak için beyazları taciz ederken kullanacağım.
سأستعمل هذه لمضايقة البيض للتعويض عن 300 سنة من الظلم العرقي

Fakat kendini iyi hissettirecekse, Ben senin yerine beyazları taciz ederim.
لكن، ان كان هذا يشعرك بتحسن فسأستعملها لمضايقة البيض

Bütün beyazları öldürüp topraklarına el koymak istiyorlar.
إنهم يريدون قتل جميـع البيض ويأخذون أرضنا بعيداً عنّا

Evet tamamen güneş yüzünden, siz beyazları kendine çekiyor.
نعم . هذا من الشمس ، انها تجعل كل الناس البيض مجنونين

Annem renklilerle, beyazları karıştırmayın demedi mi?
ألم تقل لك أمّي ألا تخلط الملابس البيضاء مع الملوّنة

Dedim sana renklilerle beyazları karıştırma diye.
لقد أمرتك بعدم خلط الثياب البيضاء مع الملوّنة

Ağabeyim renklilerle beyazları karıştırmış ve şimdi her şey pembe.
لقد وضع أخي الثياب الملوّنة مع لاثياب البيضاء و أضحت كلّها وردية الآن

Yapmanızı istediğim tek şey beyazları alıp--
كل ما أريده يا رجال أن ..تأخذو المادة البيضاء

beyazları kızdırıp, zencileri korkutacaksın.
ذلك يجعل بيض البشرة غاضبين و خائفين

Çekim başlamadan şu beyazları kapatmamız gerekiyor.
يجب ان نحسن هذا اللون الرمادي قبل ان اظهر امام الكاميرا

Piçler, sadece beyazları alıyorlar.
اللقطاء، هم يَأْخذونَ البيضَ فقط.

Sahaya çıkıp o beyazları mahvedeceksiniz!
أنتم ستقتلون هؤلاء القوقازيين!