| Şu zengin beyazları bulmak istiyordum. | TED | لأني أردت أن أجد هؤلاء الأناس البيض الأغنياء. |
| beyazları çoğunun akılsız türlerini bilirim... ama yerliler kendi yakınları öldüğünde senin gibi acı çekmezler. | Open Subtitles | هذا تفكير معظم البيض الحمقىِ. لكن الهنود لا يَعانونَ مثلك عندما يقتل شخص. |
| Başkaları için, onlar şeytan idiler, dünyayı sahiplenmek isteyen beyazları durdurmaya gelmişlerdi. | Open Subtitles | او شيطان اتى ليحول دون ان يمتلك البيض العالم |
| Ama bu yeni deterjanı denedim. beyazları gerçekten iyi temizliyor. | Open Subtitles | لكني جَرَّبتُ هذا المُنَظِّف الجَديد، إنهُ حَقاً يُنَظِفُ المَلابِس البيضاء |
| Sakın renklilerle beyazları karıştırma. | Open Subtitles | لا تضع الملابس الملوّنة مع البيضاء في مكان واحد |
| beyazları yasaya bildirirsen, seni linç ederler. | Open Subtitles | أنت تحاول وضع القانون ضد بيض البشرة ، سيقتلونك |
| Kendimi beyazları kucaklamanın sevgisiyle ısınmış hissediyorum. | Open Subtitles | أحــس بدفء حب البيض الذين يقبلونني بينهم |
| Yalnızca yumurtaların beyazları, yağ yok, zeytinyağı, tereyağı yok. Ve mantarlı. | Open Subtitles | ، فقط بياض البيض بدون دهن، بدون زيت، بدون زبد |
| Kadınları ve erkekleri, azınlıkları ve beyazları vuruyor. Herkesden nefret ediyor. | Open Subtitles | إنه يقتل الرجال والنساء البيض والملونون ، يكره كل شخص |
| Kardeş, sen bu zengin beyazları savunma işine başlamadan önce seni buraya kadar getiren benim gibilerdi. | Open Subtitles | يا أخي قبل أن تبدأ بالدّفاع عن كل هؤلاء الأولاد البيض الأغنياء كان نوعي الذي أوصلك |
| Charles Manson'ın müritlerinden beyazları öldürerek ırklar arası bir savaş başlatamalarını istediği iddia edilir. | Open Subtitles | انه امر تابعيه بقتل البيض من اجل اشعال حرب عرقية |
| Bunu 300 yıllık ırkçılığın intikamını almak için beyazları taciz ederken kullanacağım. | Open Subtitles | سأستعمل هذه لمضايقة البيض للتعويض عن 300 سنة من الظلم العرقي |
| Fakat kendini iyi hissettirecekse, Ben senin yerine beyazları taciz ederim. | Open Subtitles | لكن، ان كان هذا يشعرك بتحسن فسأستعملها لمضايقة البيض |
| Bütün beyazları öldürüp topraklarına el koymak istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون قتل جميـع البيض ويأخذون أرضنا بعيداً عنّا |
| Evet tamamen güneş yüzünden, siz beyazları kendine çekiyor. | Open Subtitles | نعم . هذا من الشمس ، انها تجعل كل الناس البيض مجنونين |
| Annem renklilerle, beyazları karıştırmayın demedi mi? | Open Subtitles | ألم تقل لك أمّي ألا تخلط الملابس البيضاء مع الملوّنة |
| Dedim sana renklilerle beyazları karıştırma diye. | Open Subtitles | لقد أمرتك بعدم خلط الثياب البيضاء مع الملوّنة |
| Ağabeyim renklilerle beyazları karıştırmış ve şimdi her şey pembe. | Open Subtitles | لقد وضع أخي الثياب الملوّنة مع لاثياب البيضاء و أضحت كلّها وردية الآن |
| Yapmanızı istediğim tek şey beyazları alıp-- | Open Subtitles | كل ما أريده يا رجال أن ..تأخذو المادة البيضاء |
| beyazları kızdırıp, zencileri korkutacaksın. | Open Subtitles | ذلك يجعل بيض البشرة غاضبين و خائفين |
| Çekim başlamadan şu beyazları kapatmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ان نحسن هذا اللون الرمادي قبل ان اظهر امام الكاميرا |
| Piçler, sadece beyazları alıyorlar. | Open Subtitles | اللقطاء، هم يَأْخذونَ البيضَ فقط. |
| Sahaya çıkıp o beyazları mahvedeceksiniz! | Open Subtitles | أنتم ستقتلون هؤلاء القوقازيين! |