"biçimi" - Translation from Turkish to Arabic

    • أشكال
        
    • الطريقة
        
    • طريقة
        
    • المنحى الذي أخذه
        
    • نمطَ
        
    Onları dinleme, kızım. Kötülüğün birçok biçimi ve yüzü vardır. Open Subtitles لا تصغِ إليهم يا ابنتي الشر له أشكال ووجوه كثيرة
    Demokrasinin devlet için en iyi yönetim biçimi olduğunu kimse sorgulamaz. TED من ناحية فلا أحد يشكك في أن الديمقراطية هي أفضل شكل من أشكال الحكم.
    Onun yerine dört farklı harf biçimi var: başta, ortada, ayrı ve sonda. TED وتحتوي بدل ذلك على أربعة أشكال للحروف: الأولية والوسطية والمعزولة والنهائية.
    Dinlerin bu ikisini birleştirme biçimi harika. TED الاديان ساحرة في الطريقة التي تجمع بها الاثنان.
    Hepimiz arasındaki birincil iletişim biçimi konuşmadır. TED التخاطب هو الطريقة الأساسية للتواصل بيننا.
    - Bir yaşam biçimi. - Şey, bu doğru olabilir. Open Subtitles ـ انها طريقة للحياة ـ حسنا ، ربما هذا صحيح
    Bugünün değişme biçimi hoşuna gitti mi? Open Subtitles أيعجبك المنحى الذي أخذه هذا اليوم؟
    Senin yaralarının biçimi çok özel. Open Subtitles إنّ نمطَ إصاباتِك مطابق ليس مشابه
    Ve birden mimariyi artık inşa edilmiş içerik olarak değil, bir organizma, bir yaşam biçimi olarak düşünürsünüz. TED وفجأةً تبدأون التفكير في المعمار على أنها ليست مادة مبنية، بل ككائن عضوي، وكشكل من أشكال الحياة
    Sevgili sivil toplulukların birçok biçimi şimdi, bu bilinçlenme çağında gelişiyor. TED تزدهر الآن العديد من أشكال المجتمعات المدنية المحبوبة في عصر الصحوة هذا.
    SEOA ilk yaşam biçimi değildi fakat izini sürebildiğimiz en eskisi oydu. TED لم يكن اللوكا أول أشكال الحياة لكنه أبعد ما يمكننا تعقبه،
    Varoluşçuluğun masum bir biçimi de denebilir. Open Subtitles وهو شكل من أشكال تحميل المسؤولية على الوجودية
    Cihazlar düzgün çalışıyorsa hayvan türünde bir yaşam biçimi var. Open Subtitles إنْ المُعدّات تعمل بكفاءة، ثمّة إشارات لشكل من أشكال الحياة الحيوانية.
    Tanımlanamayan yaşam biçimi tespit edildi. Open Subtitles ثمَّة قراءة لشكل من أشكال الحياة مجهول الهويّة.
    Belki savaş meydanında değil, ama... cesaretin birçok biçimi vardır. Open Subtitles ..ربما ليس فى ساحة المعركة لكن هناك أشكال عدة من الشجاعة
    Aldığımız DNA örnekleri üç farklı yaşam biçimi temsil ediyor. Open Subtitles عيّنات الحمض النووي التي أخذناها يبدو أنها تمثّل ثلاثة أشكال حياة مميّزة
    Bir bakıma bu, biz insanların da müzik yapma biçimi. TED من نحوٍ آخر، هذه هي نوعًا ما نفس الطريقة التي يؤلّف بها الإنسان الموسيقى.
    Ve ormanın büyüme biçimi arazideki yangınların yapısını belirlerdi. TED وشكّلت الطريقة التي نمت عليها الغابة منحى الحريق على المناظر الطبيعية
    Ama diyelim ki dün, bulaşık makinesine tabakların doğru dizilme biçimi konusunda büyük bir tartışma yaptınız. TED ولكن دعونا نفترض فقط أنه يوم أمس قد دخلتم في شجار كبير حول الطريقة المناسبة لتعبئة غسالة الصحون.
    Akıllıca olan, sineğin onu çırpış biçimi. Bu da sonuçta sinir sistemince kumanda ediliyor ve sineklerin dikkat çekici uçuş manevraları yapmalarını sağlıyor. TED بل الشيء الذكي هو طريقة رفرفة الآجنحة و الذي بالطبع يتحكم به الجهاز العصبي، وهذا يتيح للذباب لأداء حركات جوية رائعة.
    Gerçek insanlar arasında dilin kullanılma biçimi. TED إنها طريقة لإستخدام اللغة بين الناس الفعليين.
    Bugünün değişme biçimi hoşuna gitti mi? Open Subtitles أيعجبك المنحى الذي أخذه هذا اليوم؟
    Senin yaralarının biçimi çok özel. Open Subtitles إنّ نمطَ إصاباتِك مطابق ليس مشابه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more