bildiğim şey şu, böyle para kazanmamızın bir sebebi var. | Open Subtitles | ما أعلمه هو بأن هنالك سبب لكل الأرباح التي نجنيها |
Ama bildiğim şey şu ki, bu ailenin hayatımdaki en önemli şey olduğu. | Open Subtitles | لكن ما أعلمه الآن أن هذه العائلة هى الشيء الأكثر أهمية في حياتي |
Tek bildiğim şey ise, buradan çıkmak için ilahi bir dokunuş beklemeyeceğim. | Open Subtitles | كل ما أعلمه هو إنني لا أجلس للإنتظار من أجل تدخل السماء لتخرجنا من هنا. |
Benim bildiğim şey Bay Callahan'ın, bana, hakkınızda yargıya varmam için maaş ödediğidir. | Open Subtitles | ما أعرف أن السيد كالاهان يدفع لي لأحكم عليكم |
Tek bildiğim şey sana âşık olduğum. Gerisini ne yapacaksın? | Open Subtitles | كل ما اعرفه, هو انك انت من وقعت فى حبها ماذا يهم ان اعرف اكثر |
Tek bildiğim şey, ...yarın, ya da ertesi gün, ...buradan gideceğiniz. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو غدا أو بعد غد أنتم سوف تغادرون |
bildiğim şey, nasıl bir anlaşmamız varsa, bu yaptığımız her neyse artık benim sana ihtiyaç duyduğum kadar senin de bana ihtiyacın var. | Open Subtitles | والآن ما أعلمه هو أنه مهما كانت الصفقة التي عقدناها, ومهما كان تعريف هذا.. فأنتِ بحاجتي بقدر ما أحتاجك أنا |
bildiğim şey Kara Orman denilen boka geri döneceğin. | Open Subtitles | ما أعلمه جيداً هو أنك تبيع مخدر الغابة السوداء |
Tek bildiğim şey buraya gelmenin Spencer'ı korkutmuş olması. | Open Subtitles | كل ما أعلمه أن سبنسر مرعوبة جدًا لكونك هنا |
Tek bildiğim şey bıçak kemiğe dayanınca onu kimsenin incitmesine izin vermeyeceğimi fark ettim. | Open Subtitles | ما أعلمه أنّي اضطررت للمقاومة، وأدركت أنّي لن أدع أيّ أحد يأذيه. |
Nasıl yapılır bilmiyorum. Sen ve kardeşinin olmadığı zamanlardan beri polisim. Tek bildiğim şey bu. | Open Subtitles | أجهل السبب، إلّا أنّي شرطيّ منذ قبل مولدك أنت وأختك، وهذا كلّ ما أعلمه. |
bildiğim şey ise piyango ile başlattığımız şeyi bitirmemiz gerektiği. | Open Subtitles | ما أعلمه ان علينا انهاء ما بدأناه باليانصيب |
Ama bildiğim şey ise, hayallerini gerçekleştirmek için benden yardım istedi. | Open Subtitles | ولكن ما أعلمه أنه سيطلب مساعدتي لفعل ذلك |
ama bildiğim şey ise, o herşeyi bildiğini sandığıdır ama o bir şey bilmiyor ve bu beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | لكن ما أعلمه أنه يعتقد أنه يعرف كل شئ وهو لا يعرف أى شئ وهذا ما يُقلقنى |
Tek bildiğim şey bu. Sence bu sahte mi? | Open Subtitles | كل ما أعرف بشأنه هو هذا هل تظن أنها مزيفه؟ |
O kadar çok kez başarısız oldum ki sanki tek yapmayı bildiğim şey buymuş gibi. | Open Subtitles | انه مثل لقد فشلت مرات عديدة. هذا هو كل ما أعرف كيفية القيام به. |
Tek bildiğim şey depoya giren bir şeyi fena halde istiyordu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه ان اشخاصا ما اقتحموا مخزن المؤن كانوا يبحثون عن شئ ما حقير يريدونه |
Tek bildiğim şey senin devam etmeni istedi. | Open Subtitles | كل ما اعرفه كل مايرده منك ان تتقدمي في حياتك |
bildiğim şey, babanın karısına aptalca şeyler yapan ilk polis olmadığı. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنّ والدك لن يكون أوّل شرطيّ يخون زوجته |
Tek bildiğim şey, eğer orada olsaydım bunu çözmek için bir yol bulurdum. | Open Subtitles | ،كلّ ما أعرفهُ لو كُنتُ هُنالِكَ .لأكتشفتُ وسيلةً لإتمامِ الأمر |
Tek bildiğim şey beni yüzüstü bırakmadınız. | Open Subtitles | إعرف بأنك لست فقط تتركني |
Conor hakkında tek bildiğim şey, bize bu evi sattığı. | Open Subtitles | كل الذي أعلمه أنه قام ببيع هذا المنزل لنا |