Birçok insan 3B baskının bildiğimiz şekliyle üretimin sonunu getireceğini düşünüyor. | TED | يعتقد الكثير أن الطباعة الثلاثية الأبعاد ستكون نهاية التصنيع كما نعرفه. |
Yazıcı en basit şekli ya da en karmaşık şekli yaptığıyla ilgilenmez, bu da bildiğimiz şekliyle tasarım ve üretimi tamamen tepetaklak ediyor. | TED | لا تهتم الطابعة إن كانت تصنع أبسط الأشكال أم أعقدها، وهذا يقلب التصميم والتصنيع كما نعرفه رأسا على عقب. |
50.000 yıl önce bugün bildiğimiz şekliyle güneş koruyucular yoktu. | TED | الواقي الشمسي كما نعرفه اليوم لم يكن موجوداً منذ 50.000 سنة مضت. |
Bazı dünyalar öylesine düşmancıldır ki bildiğimiz şekliyle yaşam buralarda mümkün olmazdı. | Open Subtitles | بعض العوالم ضارية للغاية بحيث يستحيل وجود الحياة التي نعرفها بها |
bildiğimiz şekliyle yaşam, bir atmosfere ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | الحياة التي نعرفها تحتاج لغلافٍ جوي |
Bu şirket, mahallem... bildiğimiz şekliyle Batı medeniyeti. | Open Subtitles | هذه الشركة، حيي الحضارة الغربية كما نعرفها |
Bir zamanlar bildiğimiz şekliyle özbenlik, artık yok ve bence soyut, dijital bir evren kimliğimizin bir parçası olmuş ve size, bunun bana göre ne anlama geldiğini aktarmak istiyorum. | TED | الذات كما كنّا نعرفها لم تعد موجودة، أعتقد أنّ هناك كونا تجريديّا رقميّا قد أصبح يمثّل جزءا من هويّتنا، و أرغب في التّحدث عن معنى ذلك في رأيي. |
Bu gerçekten şimdi bizim bildiğimiz şekliyle tamamen yeni bir fantezi edebiyatı türünün başlangıcıdır. | Open Subtitles | ،هذا ما بدأت به فعلا ،إن جاز التعبير صنفا شاملا من الأدب الخيالي كما نعرفه الآن |
[Çalışma Şeklimiz] bildiğimiz şekliyle iş alımları pek çok yönden hatalı. | TED | [الطريقة التي نعمل بها] التوظيف كما نعرفه لديه ثغرات على العديد من الجبهات. |
Bildiğiniz gibi, kültür hayal gücünden doğmuştur ve bizim bildiğimiz şekliyle hayal gücü, türümüzün atası Homo erectus soyundan geldiği zaman ortaya çıkmıştır ve bilinçle aşılanarak dünyanın yaşanılabilir her köşesine taşınacağı bir yolculuğa başlamıştır. | TED | تعلمون، الثقافة تخلق من الخيال والخيال -- الخيال كما نعرفه.. بدأ منذ بدء جنسنا وهو من مزايا أسلافنا وباندماجه مع الوعي، بدأت رحلة ووصلت إلى كافة الأصقاع المأهولة |
bildiğimiz şekliyle yaşam suya bağımlıdır. | Open Subtitles | الحياة التي نعرفها تعتمد على المياه |
bildiğimiz şekliyle yaşam sona ererdi. | Open Subtitles | ستنتهي الحياة التي نعرفها |
Bu hızda bir bilgisayar, bildiğimiz şekliyle mahremiyetin sona ermesi anlamına gelecektir. | Open Subtitles | حاسوب بمثل تلك السرعة سيعني نهاية الخصوصية كما نعرفها |
Ben bunun, gördüğünüz gibi tüm evrimin kritik anı olduğunu düşünüyorum, akıllı varlıklarla ilgileniyorsak ya da bizim bildiğimiz şekliyle yaşamla öyleyse bu olay gerçekten hepsinin ilk başlangıcı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه كانت اللحظة الحاسمة في التطور ككل كما نراه نحن لأننا مهتمون بالمخلوقات الذكية أو الحياة كما نعرفها نحن لذا فإن هذا الحدث هو في الحقيقة البداية الأولى لذلك كله |
Roma İmparatorluğu, bu sınırlamaların üstesinden gelecek altyapıyı geliştirebildi, ama bunun dışında, bildiğimiz şekliyle modern şehirler gerçekten de mevcut değildi, ta ki Sanayi Devrimi'ne kadar, yeni teknolojiler kitlesel ölçekte kullanılınca, şehirlerin büyümesini ve daha fazla entegre olmasını sağladı, polis, yangın ve temizlik departmanları kuruldu ve yol ağları ve sonra elektrik dağıtımı yapıldı. | TED | الإمبراطورية الرومانية تمكنت من تطوير بنية تحتية للتغلب على هذه القيود فيما عدا ذلك فالمدن الحديثة كما نعرفها لم تبدأ إلى حين الثورة الصناعية عندما بدأ تطبيق تقنيات جديدة على صعيد واسع مما سمح للمدن بالتوسع والاندماج أكثر وإيجاد الشرطة والنار وإدارات الصرف الصحي بالإضافة إلى شبكات الطرق وفي وقت لاحق توزيع الكهرباء . |