Herkes yapıyor. Bunun karbondan bağımsız tek enerji olduklarını bildikleri için yapıyorlar. | TED | الجميع يفعل. لأنهم يعلمون أن ذلك أحد الطرق المضمونة لإنتاج طاقة لا تبعث الكربون. |
Görünüşe göre diğer takımlar rezil olacaklarını bildikleri için çekindiler. | Open Subtitles | على ما يبدو لم يقبل أحد غيركم باللعب ضدنا لأنهم يعلمون أننا سنتغلّب عليهم بسهولة |
Polis olmadığımı bildikleri için parayı benim indirmemi istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون منّي أخذ المال إلى هناك لأنهم يعلمون أنني لست شرطياً |
Bu bölgeyi iyi bildikleri için burayı seçtiler, değil mi? | Open Subtitles | هم إختاروا هذا المكان كمكان للإنزال لأنهم يعرفون المنطقة، صحيح؟ |
Çoğu İngiltere'ye dilini bildikleri için gitmek istiyorlar, hayatlarına burada yeniden başlamanın daha kolay olacağını düşünüyorlar | TED | معظمهم يرغبون في الوصول إلى بريطانيا لأنهم يعرفون اللغة، ويجدون أنه من السهل بدء حياتهم من هناك. |
Diğer gruplar bana saygılarından ötürü... ve senin, haddini aşanın canına okuyacağını... bildikleri için uzak dururlar. | Open Subtitles | فالمشغلون الآخرون يمتنعون عن ذلك احتراماً لي لأنهم يعرفون فداحة سفك الدماء الذي سيحدث لو فكروا في ذلك حتى |
Şeker hastalığının durumu kötüleştirdiğini bildikleri için gülüyorlar. | Open Subtitles | انهم يضحكون لأنهم يعلمون ان السكري يفاقم الحالة قد يتطور ذلك لمرض لجهاز كامل |
Hayallerindeki iş o olduğu için değil tamirciler için her zaman iş olacağını bildikleri için yapmışlar. | Open Subtitles | ليس لأنه حلم حياتهم, بل لأنهم يعلمون أن شغل الميكانيكا مستمر دائمًا. |
Bana bunu soracağını bildikleri için Merkez bana haber vermemiş olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن المركز لم يخبرني لأنهم يعلمون بأنك قد تسألني هذا السؤال |
Kim olduğumu bildikleri için duyuyorlar. | Open Subtitles | يحترموني لأنهم يعلمون من أكون |
Geoffery'nin katil olduğunu bildikleri için çekildiler. | Open Subtitles | هم يتظاهرون لأنهم يعرفون أن (جيوفرى) قاتل |
İnsanlar benim sırrımı bildikleri için ölebilir! | Open Subtitles | مات الناس لأنهم يعرفون سري! |