Bu adamın bileği son birkaç saat içinde sert bir köşeye çarpılıp kırılmış. | Open Subtitles | معصم الرجل كسر بزاوية قوية منذ ساعات قليلة |
Kurbanın bileği Epps'in bileğindeki sakatlıkla örtüşmesi için yapılmış. | Open Subtitles | معصم الضحية كسر ليشبه إصابة إيبز ضربة على الرأس أفقدته الوعي |
Bu, patenle kayarken bileği çatlayan ve çıkan bir kadının röntgen filmi. | TED | هذه أشعة سينية لإمرأة قامت بكسر وخلع كاحلها في حادث تزلج بأحذية العجلات. |
bileği incindi ve burnu kanadı diye bana kötü kız muamelesi yaptılar. | Open Subtitles | لذا أنا أُعامل كأنني الشريرة فقط لإنه عنده رسغ مخلوع وأنفه تدمي |
Annesi bileği burkulmuş numarası yapacak ve bütün kış bizde kalacaklar. | Open Subtitles | انظري، أمه ستزيف خلع كاحل وسيكونون لدينا طيلة الشتاء |
Ayak bileği bölgesindeki kaval ve kamış kemiklerini ölçtüm. | Open Subtitles | قست عظمة الظنبوب و الشظية حول منطقة الكاحل |
Kızın sol bileği, sağ bileğinden 5 cm kısaydı. | Open Subtitles | يا صاح، لقد كان رسغها الأيسر أقصر ببوصتين من رسغها الأيمن |
Şapkasını elinde tutuyor, ki bileği parçalanmış olsaydı bunu yapamazdı. | Open Subtitles | ويمسك قبعتة وهو أمر مستحيل إذا أصيب معصمه |
bileği kırılmış, diğerlerine ilaveten. | Open Subtitles | معصمها مكسور من بين عدة أمور أخرى |
Çünkü o, bu bileği kırarak kariyerimin üç yılına mal olan tek kişi. | Open Subtitles | لأنه هو من كسر كاحلي وأعاق مهنتي ثلاث سنوات |
Kırık bir bileği kopartmak insan gücünün ölçülerine daha yakın. | Open Subtitles | سحب يد من معصم مكسور في حدود الأمكانية البشرية |
bileği kırılmış, düzinelerce savunma yarası var. | Open Subtitles | معصم مكسورة، العشرات من الجروح الدفاعية |
Aşağıdayken ayak bileği yaralanmış. Morumsu bir sıvıdan dolayı kaymış. - O olabilir mi? | Open Subtitles | لقد أذت كاحلها عندما كانت هناك انزلقت في سائل بنفسجي |
Kabin aşağı inerken ayak bileği kasnağa sıkışmış. | Open Subtitles | بينما إنخفضت الكابينة، حوصر كاحلها في البكرة، |
Sağ bileği parçalanmış, klavikulası kırılmış kolunu bir kaç kez kırmış. | Open Subtitles | حطمت كاحلها الأيمن , وكسر في عظمة الترقوة كسرت ذراعها عدد من المران |
Nabzı atan yumuşak bir bileği olan oğluna nasıl tepki vereceğini sanıyorsun? | Open Subtitles | هكذا تعتقد بأنه يرد إلى إبن ذلك هل كان عنده رسغ هزيل مع ينبض؟ |
Kırık bileği için gitmişti. Onu bayılttılar. Bir daha da ayılmadı. | Open Subtitles | ذهب بسبب رسغ مكسور ووضعوه تحت المُخدر، ولم يستيقظ |
Eğer bu ağırlıkları giymiyor olsaydı, Lee'nin ayak bileği ezilmiş olurdu. | Open Subtitles | لو لم يكن يرتدي هذه الأوزان كان سيتحطم كاحل لي |
Sanırım bileği yerinde tutan tek şey selobant. | Open Subtitles | أعتقد ان هذا الشريط اللاصق هو الشيء الوحيد الذي يبقى الكاحل |
Sol bileği kesilmiş. | Open Subtitles | رسغها اليسار مَقْطُوعُ. |
Belki bileği kırılmıştır. | Open Subtitles | ربما كسر معصمه , لا شئ خطير جدا |
bileği için çok fazla birşey diyemem. | Open Subtitles | ولا يُمكنني قول الكثير عن معصمها |
Bir yıl boyunca, benim ayak bileği bunlardan birini giymek zorunda kaldı. | Open Subtitles | كان علي أن أرتدي واحداً مثل هذا على كاحلي لمدة عام |
Önce size komik yürüyüşümü göstereyim. Çok komiktir. Ayak bileği numaram. | Open Subtitles | . أولا ، سأريك مشيتي الكوميدية . إنها صيحة خطيرة ، نمرة الرسغ |
Avluda bileği dahi burkulursa dosyayı geri çekerim. | Open Subtitles | إن لوى كاحله في الساحة حتى، سأسحب الالتماس |