"bileklik" - Translation from Turkish to Arabic

    • سوار
        
    • السوار
        
    • سواراً
        
    • الأساور
        
    • لسوار
        
    • العصبة
        
    • المعصم
        
    • سوارك
        
    • أساور
        
    • اساور
        
    • الأسورة
        
    • سوارها
        
    Elmas bir bileklik çaldı sonra ben de ondan çaldım. Open Subtitles قام بسرقة سوار ألماسي الذي قمت بسرقته منه بعد ذلك
    Yarasını tedavi ederken bileklik taktığı dikkatimi çekti. Open Subtitles بينما كنت أعالج جرحها لاحظت أنها ترتدي سوار
    Uygun bulmadığımızı söylersek, kenevirden bileklik takmasını hızlandırmış oluruz sadece. Open Subtitles حتى لو كنا غير متفقين سنسكت وتتطور علاقتهم ويشتري لها سوار
    Ve şimdi bileklik onların elinde. Hemen heyecanlanmayın. Open Subtitles كنّا نتمنّى بأنّها تقودنا إلى السوار من الواضح أنها عملت
    Aptal bir bileklik takıyor olman, hiç bir şeye fayda etmiyor. Open Subtitles و توقف ارتداء هذا السوار السخيف و كأن هناك فرق , لا يمكنك أن تقوم بأي شيء حيال أي شيء
    Şu iri ve yerimi gösteren bileklik, sırrımızı açığa çıkarabilir. Open Subtitles شيء ما يخبرني أن سواراً ضخما مُحددا للموقع قد يعيقنا
    ikincisi ise, evde iş yapmaya olanak sunması. bileklik yapımı, takı tasarımı, dikiş nakış, ambalajlama gibi ev işlerine. TED والثانية، هي سماحه ببيئة مناسبة للعمل بالمنزل، كصناعة الأساور وتصميم المجوهرات والتطريز والتعبئة والخ.
    1000 kişiye bileklik verilmiş, ancak 800 kişi kapasitesi var. Open Subtitles ألف سوار ضاع , ولم يجدوا إلاّثمانمائةسوار.
    Cumartesi günü öğleden sonra dışarı çıkmışken bir deri bileklik alayım dedim. Open Subtitles لقد كنت خارجاً بالصدفة في ظهيرة يوم السبت فاشتريت سوار جلدي
    Bar 220'den alınan bileklik, müvekkilinizin aracanın arka koltuğunda bulundu. Open Subtitles سوار القميص من شريط 220 كسبناه من المقعد الخلفي من سائق سيارتك
    Bir bileklik bir burger demek. Dört küpeyse patates kızartması. Open Subtitles سوار واحد يمنحكِ شطيرة أربعة أقراط تمنحكِ بطاطس مقلية
    Bu sana doğduğun gün hastanede taktıkları bileklik. Open Subtitles إنَّه سوار اليد خاصتك الذي وضعوه لكِ المستشفى يوم ولادتك
    Rajesh, annene yaptığın kolyenin yanına bir de bileklik eklemek ister misin? Yok, kalsın. Open Subtitles راجيش, هل تريد أن تصنع سوار لوالدتك لتناسب القلادة ؟ لا , شكرا
    Deri bileklik taktığı yer yanmamış. Open Subtitles براندون لديه خط تان في معصمه حيث كان عادة ما يرتدي سوار جلدي
    Bu, Ruh Şampiyonası ve ben o bileklik olmadan buradan ayrılmayacağım. Open Subtitles هذه بطولة الروح ولن اغادرها بدون ان يكون معي السوار
    Ona bileklik veremem ama güvende olduğunu bileceksin. Open Subtitles لا يُمكنني إعطائه السوار ولكن على الأقل ستعرف أنّه بخير
    bileklik numaran beni hep etkilemiştir ama bir kere de olsa sana vurabildim. Open Subtitles خدعة السوار تلك تعجبني دائمًا، لكن على الأقل تمكنتُ منك مرّة.
    Şu an Kansas çocuk hastanesinde yeni doğan bebeklere takılan bileklik. Open Subtitles السوار اللذي يضعونه على المواليد الجدد في مستشىفى مدينة كانساس للاطفال الان.
    Orijinal fotoğrafta kız kardeşin bileklik takıyor ama replikasında bileklik falan yok. Open Subtitles في الصورة الأصلية، كانت أختك تضع سواراً بينما لا تضع شيئاً في الصورة المقلدة
    - Neden bileklik taktığını? - Gördü mü onu? Open Subtitles سبب وضعك لسوار تعقب - هل رأته؟
    Bak dostum, kızdığını biliyorum ama Kırmızı bileklik'in parçası olmanın bir anlamı var. Open Subtitles انظر، أعلم أنك غاضب ولكن كونك جزء من العصبة الحمراء يعني شيئًا
    Hastanede bileklik düşmüştür, karışmıştır. Open Subtitles أسورة المعصم للأطفال قد سقطت في الحضانة أو اختلطت ببعض
    Güzel bileklik Open Subtitles ماهذه الكلمات المكتوبة على سوارك ؟
    Herkese bileklik falan dağıtmışlardı. Open Subtitles وكانت أساور الخرز منتشرة في كل مكان
    Deri bileklik falan mı takacaksın? Open Subtitles هل ستبدأ بإرتداء اساور جلدية؟
    Kayıt paketleri ve bir nevi elektronik bileklik var. Open Subtitles حسناً، وجدت أحزمة التسجيل، ونوع من الأسورة الإلكترونيّة
    bileklik üzerindeki baş harfleri de kimliğini tespit etmemizde yardımcı oldu. Open Subtitles أحرف محفورة على ظهر سوارها المسروق ساعدت على الوصول لتطابق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more