"bilgeliğine" - Translation from Turkish to Arabic

• حكمة
• حكمتك
• لحكمتك
• حكمته
• وحكمة
• حكمتكَ

Onların sonsuz bilgeliğine ne oldu?
أين كانت حكمة الشّيوخ اللامتناهية في اليوم الذي قرروا ذلك ؟

İnsanoğlunun bu zor zamanında tüm insanlar hep birden Amerika Başkanı'nın bilgeliğine ve liderliğine sığındı.
وفى أكثر ساعات البشريه ظُلمه تحول العالم بأكمله كوحده واحده إلى حكمة وقيادة

Kendimizi tamamen senin kontrol ve sonsuz bilgeliğine bırakıyoruz.
ونسلم أنفسنا .. طوع يديك وطوع حكمتك التي ليس لها حدود

Evet, yaralanmam benim suçumdu çünkü sonsuz bilgeliğine kulak asmadım.
أجل، إنه خطأي أن تأذيت لأنني لم أنصت لحكمتك اللّا نهائية

Onun bilgeliğine güvenmeliyiz.
علينا أن نثق في حكمته.

İkisini de elinde tutmak için, bir savaşçının gücüne yırtıcı hayvan sessizliğine ve bir ustanın bilgeliğine sahip olmalısın.
لتقبل كلاهما يجب أن تتحلي بقوة المحاربين صلابة المحارب وحكمة المعلم

Ama yardımına ihtiyacım vardı. bilgeliğine, kurnazlığına ihtiyacım vardı.
ولكنني بحاجة إلى مساعدتكَ أحتاج إلى حكمتكَ

İnsanoğlunun bu zor zamanında tüm insanlar hep birden Amerika Başkanı'nın bilgeliğine ve liderliğine sığındı.
وفى أكثر ساعات البشرية ظلمه تحول العالم بأكمله كوحدة واحده إلى حكمة وقيادة

Ama yine Eugene'nin bilgeliğine bakacak olursak bir kız böyle dediğinde, asla geri dönmüyor.
أيضا, إن حكمة يوجين في أن الفتاة عندما تقول ذلك إنها لا تعود أبداً في الحقيقة

Ama ölmeden önce, tanrıların bilgeliğine sığınabilirim.
لا، لكن إذا كنت سأتوسل حكمة الآلهة قبل أن نهلك

Yerde kalman gerektiğini anlaman için Hz. Süleyman'ın bilgeliğine ihtiyacın yok.
لا يستلزم الأمر حكمة كبيرة لكى يعرف متى يجب أن يظل أرضا

Yudhisthira'nın bilgeliğine, Bhima'nın gücüne sahip.
حكمة يوديشير , قوة بيم ... ... لديه الاثنان ...

Genç Einstein'in bilimi medeniyetimiz sürdüğü sürece devam edecek. Ama medeniyetin yaşaması için yaşlı Einstein'ın bilgeliğine ihtiyacımız olacak-- insancıl, bütüncül ve ileri görüşlü.
الدراسات العلمية التي أجراها أينشتاين الشاب ستستمر ما استمرت حضارتنا. ولكن كي تظل الحضارة حية سنحتاج إلى حكمة أينشتاين الكبير -- بإنسانيته واهتمامه بالعالم وبصيرته

Cesaretini ispatladın artık sıra bilgeliğine geldi.
لقد أثبت شجاعتك لكنك لم تثبت حكمتك - أنا لن أتراجع -

Avatar Kyoshi, bilgeliğine ihtiyacım var.
أفاتار كيوشي أحتاج إلى حكمتك

Biz senin bilgeliğine hürmetkârız.
و امام حكمتك نحن ازله.

Ulu Tanrı'm, bilgeliğine ve sezine naçizane duamdır.
رب السماوات أنا ادعو لحكمتك و بصيرتك

Onun bilgeliğine güvenmeliyiz.
علينا أن نثق في حكمته

Bir yetişkinin vücuduna ve Solomon'un bilgeliğine sahip.
هو يمتلك جسم بالغ وحكمة سليمان ؟

Samson'un kuvveti ve Süleyman'ın bilgeliğine sahip!
بقوّة (شمشون) وحكمة (سليمان)!

bilgeliğine ihtiyacım var.
أريدُ حكمتكَ