"bilgisayarındaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • حاسوب
        
    • حاسوبه
        
    • كمبيوتر
        
    • حاسوبك
        
    • حاسوبها
        
    • بحاسوب
        
    • كومبيوتر
        
    • جهاز الكمبيوتر
        
    Bu adamın bilgisayarındaki şifre için medyumsal bir tahminin var mı? Open Subtitles ألديك أية تخمينات عما تكونه كلمة سر حاسوب هذا الشخص ؟
    Peki bilgisayarındaki program ne oldu? Open Subtitles حسناً , ماذا عن البرنامج الذي على حاسوب والدك؟
    İlk olarak, işlediği suçların kanıtı olan bilgisayarındaki videolar. Open Subtitles اولا, الشرائط التي تورطه التي يبقيها في حاسوبه
    bilgisayarındaki şifreli dosya dışında... Open Subtitles . . ماعد أن لديه ملف خاص على حاسوبه
    Betty'nin bilgisayarındaki her ne ise ikna edici bir dava oluşturacak. Open Subtitles مهما كان الذي بداخل كمبيوتر بيتي فسوف يقدم قضية مقنعة جداً
    Rafts'ın bilgisayarındaki iş dosyasını sonunda açtık. Bil bakalım ne çıktı? Open Subtitles فتحنا ملفات العمل في كمبيوتر رافت , خمن ماوجدنا
    bilgisayarındaki oyunu kontrol etmelerini isteyeceğim. Open Subtitles سَأَطْلبُ مِنْهم التَدقيق على هذه اللعبةِ التى فى حاسوبك
    Telefonundaki ve bilgisayarındaki resimleri sosyal medyadaki arkadaşlarıyla karşılaştırdım. Open Subtitles لقد اخترقت الصور التي على هاتفها و حاسوبها ومع الاصدقاء في شبكتها الاجتماعية
    - N'oldu? Yük gemisinin ışık hızı bilgisayarındaki kayıtlı navigasyonel girişleri kullanarak son liman çağrısını bulabilirdim. Open Subtitles {\fnAdobe Arabic}باستخدام مُدخلات الملاحة المسجّلة بحاسوب .الانتقال الوميضيّ لسفينة الشّحن
    Bir teröristin bilgisayarındaki rakamlar yüzünden? Evet. Open Subtitles بسبب ظهور بعض الأرقام في حاسوب محمول لأحد الإرهابيين؟
    Evet efendim. Kızınızın bilgisayarındaki GPS'i takip ediyoruz. Open Subtitles أجل سيّدي، نحن نتعقب جهاز التتبع الموجود في حاسوب ابنتك
    İnsanların bilgisayarındaki dosyaları hacklemek suçtur. Open Subtitles الولوج على أجهزة حاسوب الآخرين هو الجناية.
    Parsa'nın dizüstü bilgisayarındaki dosyaların şifresini kırmaya çalışıyorum ve fazladan çok yetenekli parmaklar takımına ihtiyacım var. Open Subtitles حسناً,أنا أحاول أن أفك تشفير الملفات من على حاسوب بارسا الشخصى و أريد أصابع اضافيه ماهره للغايه
    Troutman'ın bilgisayarındaki bilgiler silindiği için başladığımız noktaya döndük. Open Subtitles و مع مسح حاسوب تروتمان فقد عدنا لنقطة البداية
    - bilgisayarındaki yazılımdan haberdar olduysa, daha dikkatli davranmaya başlamış olabilir. Open Subtitles - أعني إذا كان يعرف - أن هناك برامج تجسس في حاسوبه ربما بدأ يكون حذر
    Chloe, bilgisayarındaki bir dosyanın şifresini kırdı. Open Subtitles لقد تمكنت (كلوي) من فك رموز أحد الملفات من على حاسوبه
    bilgisayarındaki fotoğrafa bakar mısın? Open Subtitles أنظر ما الذي على حاسوبه
    Ama Bayan Purcell'in bilgisayarındaki gizlenmiş fotoğraflar daha çok ilgimi çekti. Open Subtitles لكنّي اكتشفت, صور فوتوغرافيّة مخبّأة في كمبيوتر السيدة بيرسل
    Jax amcamın bilgisayarındaki Schtup Listesinden müşteri bilgilerini istedi. Open Subtitles طلب مني ان احمّل له ملفات من كمبيوتر عمي جاكس قائمة عملاء اسمها القائمة السوداء
    Sana mı, bir teröristin bilgisayarındaki patlayıcı kalıntısına mı? Open Subtitles أنتِ، أم بقايا متفجرات وجدت على كمبيوتر إرهابي؟
    IR Sinyali, bilgisayarındaki alıcıyla iletişim kuruyor. Open Subtitles أشارات الاشعة تتفاعل مع المستقبل في حاسوبك وهويأخذ شكل التقوسات الموجوية
    bilgisayarındaki mesajlaşmalarına bakmalıyım. Open Subtitles ويجب أن أراقب حاسوبها ورسائلها.
    Vincent'in bilgisayarındaki sanat galerileri vardı ya? Open Subtitles المعارض الفنيه الموجود بحاسوب(فينسنت)؟
    Babanın bilgisayarındaki gizli bilgilere erişmen ikinci dereceden suça giriyor. Open Subtitles القرصنة على كومبيوتر أبّيكِ جريمة من الدرجة الثانية،
    bilgisayarındaki dosyalara bakmak istiyorum, belki bir kanıt bulabilirim. Open Subtitles لذا قمت بفحص جهاز الكمبيوتر خاصته لأرى ان كان هناك أى دليل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more