"bilinçaltının" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللاوعي
        
    • وعي
        
    • عقله الباطن
        
    • عقلك الباطن
        
    Ve bilinçaltının o akılsız canavarları kapatılması imkansız bir makineye girdiler. Open Subtitles وهكذا تلك الوحوش القابعة في اللاوعي قادرة على إدارة آلة لا تتوقف عن العمل أبدا
    Amerika'nın bilinçaltının ahlaksız yanının ifşasıydı. Open Subtitles كان تعريةً للجانب السيئ من اللاوعي الأمريكي.
    Ama bilinçaltının da mutlu olduğunu düşünüyor musun? Open Subtitles ولكن هل تعتقد بأن اللاوعي الخاص بك هو سعيد أيضا ؟
    Ve bu iki periyod arasında, bilinçaltının problem üzerinde çalışmaya devam etmesine izin verirdi. Open Subtitles وساعتان في المساء. بين هاتين الفترتين، قد يسمح لنفسه ومن دون وعي مواصلة العمل على المشكلة.
    - Yine de bir hikâyeci olarak bir insanın bilinçaltının... ..sadece sözcükler aracılığıyla onları dinleyerek bambaşka formlara sokulabilmesi benim aşırı ilgimi çekiyor. Open Subtitles - ما زال، كstoryteller، أنا مسحور... كم إحساس الشخص وعي...
    Bastırılmış bir anısı var. bilinçaltının derinliklerine inmemiz lazım. Open Subtitles انه يعبر عن ذكرياته , نحن يجب ان ندخل عميقا فى عقله الباطن
    bilinçaltının seni sevdiği biri korumak istediği biri olarak tanımayı öğrendiği yere dolambaçlı yoldan gitmek gibi bir şey. Open Subtitles مثل منعطف يتعلّم فيه عقله الباطن تمييزكِ كشخص حبيب إليه. شخص يرغب بحمايته.
    Ama bilinçaltının nasıl çalıştığını bilirsin. Open Subtitles و لكنك تعرف كيف عقلك الباطن من الممكن أن يفعلها بدلا منك
    Ama bilinçaltının da aklına bile gelmediğinden emin misin? Open Subtitles ولكن هل أنت متأكد من أنه لم يحدث في اللاوعي الخاص بك؟
    Onların, bilinçaltının Bilgisayar'la etkileşmesinin bir sonucu olarak görüyorum. Open Subtitles اعتقادي أنهم نتاج اللاوعي الخاص بك التفاعل مع التداخل
    Bu sebeple de bilinçaltının en karanlık kısımlarının ortaya çıkması en büyük korkularını da su yüzüne çıkardı. Open Subtitles الذي بدأ بدوره إستهلال جزء الظلام من اللاوعي لديها، الذي سمح لها بالتعمّق في مخاوفها الغزيرة
    O kız, o gece neler yaşandığını öğrenmeni engellemeye çalışan bilinçaltının bir parçası. Open Subtitles الفتاة ، هي جزء من اللاوعي عندكِ و هذا الجزء يحاول منعك من أن تتذكري ما حدث في تلك الليلة
    bilinçaltının güvendiği bir formda inşaa edildim. Open Subtitles لقد تم إنشائي في شكل شخص يثق به اللاوعي الخاص بك
    bilinçaltının güvenebileceği bir şekilde yaratıldım. Open Subtitles لقد تم تصميمي على هيئة شخص يثق به اللاوعي الخاص بك
    Korkunç bir şey olur ve aklın onu bilinçaltının gizli bir köşesine iter. Open Subtitles حدوث شيء ما مُروع ، ويدفعه العقل لزاوية مخفية في اللاوعي
    Her şeyin Olivia'nın bilinçaltının bir ürünü olduğunu söyledim. Open Subtitles -أعتقدت أنك قلت أنه لا شيء من هذا حقيقي -لقد قلت أن كل شيء ينبع من وعي (أوليفيا )
    Bir ülkenin politik sağlığının tek gerçek ölçütü, ülkenin bilinçaltının tek doğru yansıması onlardır demiş. Open Subtitles أنهم المقياس الحقيقي ...للصحة السياسية للأمة التعبير الحقيقي الواحد والوحيد لـ "لا وعي" خاصتها
    Sonra da onu bilinçaltının derinliklerinden çıkarmak için ona rehberlik edecek. Open Subtitles ثم يقوم بإرشاده للخروج من أعماق عقله الباطن.
    bilinçaltının en derin yerlerini kurcaladım. Open Subtitles تلاعبت بأعمق جذور عقله الباطن.
    Scott onu bilinçaltının derinliklerinden çıkarmak için ona rehberlik edecek. Open Subtitles سيحاول (سكوت) إرشاده ليخرج من أعماق عقله الباطن.
    Rüya, gün içinde başına gelen şeylere bilinçaltının mantıklı bir açıklama yapma şeklidir. Open Subtitles حسنٌ، الأحلام تكون بسبب عقلك الباطن يحاول أن يفهم ما حدث لك خلال اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more