Carl'a gidebileceğimi biliyorum, o ne istediğimi anlayacaktır. | TED | أعلم أنه يمكنني أن أذهب إلى كارل، سوف يفهم ما أطلبه. |
Şu kadarını biliyorum, o çirkin şapkayı takmazdım. | Open Subtitles | أعلم أنه لا يجب ارتداء هذه القبعة السخيفة. |
biliyorum o 100% değil, ama... ne derler bilirsin, gösteri devam etmeli. | Open Subtitles | أعلم أنها ليست بحال جيدة ولكن... كما يقولون, لابد أن يستمر العرض |
Dinle, benim kararım olduğunu biliyorum, o yüzden hayatıma devam etmem kolay oldu, bir de üzerine espriler yapmak tabii ki. | Open Subtitles | أعلم بأنه كان قراري، لذا كان من السهل عليّ أن أتخطى الأمر، وكما تعلم، إلقاء النكات وأشياء أخرى |
Burası olduğunu biliyorum. O kadar apaçık gördüm ki. | Open Subtitles | انا اعرف انه هنا لقد كان واضح جداً ما رأيته |
Onu öldürdün. biliyorum o sendin Tischbier. | Open Subtitles | لقد قتلتها أنا أعلم أنَّه كان أنت (تشبير) |
Bunu değiştirdiğini biliyorum. Bu konuşmayı ilk defa yapmadığımızı biliyorum... o yüzden ne kaybettiğimizi bilmiyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنه غير هذه، أعلم بأننا لم نجر محادثة كهذه في المرة الأولى |
Biliyorum, o beni 15 yıllık bir başlangıç var olduğunu biliyorum, ama bilirsin, ben sadece rakam, ben bu yapmaya devam eğer, sonra er ya da geç... | Open Subtitles | أعلم ، أعلم أنه سبقني بخمسة عشر سنة لكن تعلمين ، لقد فكرت إذا إستمررت بفعل هذا .. عندها لاحقاً أم آجلاً |
Yarı yükseldiğini biliyorum, o da ne demekse. | Open Subtitles | أعلم أنه نصف راقى , أىً كان ما يعنيه هذا |
Tatlım biliyorum o senin baban değil ama hatırlıyorsan baban artık bizimle yaşamak istemiyor. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس والدك لكن والدك لايريد العيش معنا بعد الآن, أتتذكر؟ |
Orada mevsimin yaz olduğunu biliyorum, o yüzden bikini götürebilirsin. | Open Subtitles | أقصد, أعلم أنه صيف هناك لذا وضّبي ملابس السباحة |
Bak, biliyorum o senin dostun ama aynı zamanda bir işçimiz. | Open Subtitles | ،اسمعي، أعلم أنها صديقتكِ ولكنها موظّفة لدينا أيضاً |
Evet, bak biliyorum o geçen sene bir hata yaptı | Open Subtitles | أجل، اسمع، أعلم أنها اقترفت اخطائاً بالعام الماضي |
Senin için zor biliyorum o büyüleyici hayatından çıkıp diğer insanların mücadelelerini görmek. | Open Subtitles | أعلم أنها خظوة صعبة لتمر خارج حياتك الساحرة |
biliyorum o senin adamın, onu sen çıkardın ama adamının başı dertte. | Open Subtitles | أعلم بأنه رجلك , أعلم أنك من إختاره و لكنه فى مأزق كبير |
biliyorum o senin adamın, onu sen çıkardın ama adamının başı dertte. | Open Subtitles | أعلم بأنه رجلك , أعلم أنك من إختاره و لكنه فى مأزق كبير |
Dinle, benim kararım olduğunu biliyorum, o yüzden hayatıma devam etmem kolay oldu, bir de üzerine espriler yapmak tabii ki. | Open Subtitles | أعلم بأنه كان قراري، لذا كان من السهل عليّ أن أتخطى الأمر، وكما تعلم، إلقاء النكات وأشياء أخرى |
Ben, elimizde bir sürü ceset olduğunu biliyorum; o da kocasının ve oğlunun nerede olduğunu bilir. | Open Subtitles | اعرف انه لدينا سلسلة من الجثث و هي تعرف اين ابنها و زوجها انت الضحية هنا |
Biliyorum, o saygınlığını yitirmiş deli bir kaltak. | Open Subtitles | اعرف , انه مثل لباس العاهرات لكن لكن بدون احترام |
biliyorum o sırada yola çıkmak aptallıktı | Open Subtitles | كنت اعرف انه من الغباء كونى على الطريق |
Onu öldürdün. biliyorum o sendin Tischbier. | Open Subtitles | لقد قتلتها أنا أعلم أنَّه كان أنت (تشبير) |