| Vatandaşının nasıl öldüğünü bilmeye hakkı vardı. | Open Subtitles | كان لديهِ الحق لمعرفة كيف مات مُواطنهُ |
| Bu kadın babasıyla bağlarını koparmak isteyebilir, ama yine de bunu bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | ،لعلها شاءت قطع جميع الروابط مع والدها لكنها تستحق معرفة ذلك |
| Bir adamı ölümü olabilecek bir göreve gönderiyorsak... nedenini bilmeye hakkı var sanırım. | Open Subtitles | اظن انه اذا كنا سنرسل رجلا الي حتفه فلديه الحق ان يعرف لماذا |
| Benimde hikayem o. İnsanların doğruları bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | أنا ضليع في هذا أيضاً للناس الحق في المعرفة |
| Bence gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | أظن ، أنه يستحق معرفة الحقيقة. |
| Neden öldüğümüzü bilemeyebiliriz ama herkes nasıl öldüklerini bilmeye hakkı vardır ve onlara söylemelisin ki geçiş yapabilsinler | Open Subtitles | قد لا نعرف سبب موتنا لكن الجميع يستحق أن يعرف سبب موته و عليك أن تخبرهم، لكي يعبروا إلى عالم الأموات |
| Pardon baba ama insanların Tıp Fakültesinde araştırma için hayvanların kullanıldığını bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | آسفة يا أبي، لكن لدى الناس الحق في أن تعرف أنّ كلية الطب تستخدم الحيوانات لأغراض البحث. |
| ...tüm potansiyel alıcılara mülkle ilgili bilmeye hakkı oldukları her şeyi açıklama zorunluluğunuz var. | Open Subtitles | أيّ شيء عن هذه الملكية لهم الحق في معرفته |
| Bence insanların bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | أعتقد أن الناس لهم الحق فى المعرفة. |
| Müdürün her olup biteni bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | وأنا كرئيس، لي الحق في معرفة حقيقة الأمر |
| Ama onun da bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | لكنها تستحق ان تعرف ايضا |
| - Vatandaşların neler döndüğünü bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | المواطنون لديهم الحق لمعرفة ما يحصل. |
| Kızının bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | فتاتها لديها الحق لمعرفة هذا |
| İnsanların bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | .الناس لديهم الحق لمعرفة هذا |
| Ben de annesinin bunu bilmeye hakkı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لذلك فكّرت أن أمها تستحق معرفة ذلك |
| Aşağıda gördüğün şeyi bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | إنها تستحق معرفة ما رأيته هناك |
| eğer birinin bilmeye hakkı varsa o kişi Harry. | Open Subtitles | هارى له الحق ان يعرف لو لم يكن هو , لا احد سيعرف انه سيعود |
| Evleneceğimi bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | ان لديه الحق ان يعرف أنني سأتزوج |
| Bilmiyorum, belki bilmeye hakkı vardır ama seni yargılamıyorum. | Open Subtitles | ربما لديه الحق في المعرفة لا أنتقدك |
| 'O bebeğin babası. Bunu bilmeye hakkı var.' | Open Subtitles | "هو والد هذا الطفل، لديه الحق في المعرفة." |
| Onunla konuşmalıydım, Mike. Gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | "أردت التحدث إليه ، "مايك إنه يستحق معرفة الحقيقة |
| Gerçeği bilmeye hakkı var! | Open Subtitles | إنه يستحق معرفة الحقيقة. |
| Bugün sizi buraya, bir seri katilin ortalıkta dolaştığını Gotham halkının bilmeye hakkı olduğunu düşündüğüm için çağırdım. | Open Subtitles | دعوت لك هنا اليوم... لأن شعب جوثام يستحق أن يعرف أن هناك سفاح في وسطهم. |
| Kilisenin vaizi ile ilgili gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | للكنيسة كل الحق في أن تعرف الحقيقة عن قسها |
| Toplumun bunu bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | .إنها تكشف كل هذا الكذب والعامة لهم الحق بالمعرفة |
| - İnsanların bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | - الناس لديهم الحق فى المعرفة. |
| En azından, bu insanın, hakkında bir suçlama olup olmadığını bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | على الأقل ، هذا الإنسان لديه الحق في معرفة ما إذا كان هناك اتهام ضده |
| Gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | انها تستحق ان تعرف الحقيقة |