"bilmiyormuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا تعرف
        
    • لا تعلم
        
    • لا يعرف
        
    • لم يعلم
        
    • يكن يعلم
        
    • لم يعرف
        
    • لا يعلم
        
    • لاتعرف
        
    • تكن تعرف
        
    • يكن يعرف
        
    • لم تعرف
        
    • لم تكن تعلم
        
    • لم تعلم
        
    • يكُن يعلم
        
    • بعدم المعرفة
        
    Tam olarak hangi hastane olduğunu bilmiyormuş ama sizi bir saat içinde arayacakmış. Open Subtitles قال بأنها لا تعرف بالضبط المستشفى لكن ستقوم بالإتصال بك بعد حوالي ساعة
    Benimle ilgili hiçbir şey bilmiyormuş gibi yaparak bunu bozma. Open Subtitles لا تفسدها ، بالتظاهر بأنك لا تعرف كل شيء عني
    Kabul etmek zorsa bilmiyormuş gibi davran. Open Subtitles إن كان هذا صعب عليك ادعي بأنك لا تعلم شيئا
    Onu götürdüklerini söyledi. Bunun ne demek olduğunu bilmiyormuş. Gitsek iyi olacak. Open Subtitles قال أنهم ينقلونه ، لا يعرف ماذا يعني هذا يجب أن نذهب
    Belli ki gece geç saatte canlı yayına çıkacağını bilmiyormuş. Open Subtitles بكلّ تأكيد، هو لم يعلم أنّه سيكون على الهواء في وقت لاحق من تلك الليلة
    Lanet! Sorgulama odasında bir tane daha olduğunu bilmiyormuş. Open Subtitles انه لم يكن يعلم ان هناك واحده في غرفة الاستجواب
    Harbin, eve girdiği sırada içeride biri olduğunu bile bilmiyormuş. Open Subtitles هاربن لم يعرف حتى بوجود احد في المنزل عندما دخله
    Tanrıya şükür nereye vuracağını bilmiyormuş. Open Subtitles الحمد الله انها لا تعرف ما الذى يجب أن تحطمه
    Planda olmadığım için, benimle ne yapacağını bilmiyormuş gibiydin. Open Subtitles وكأنك لا تعرف ماذا تعمل معي إن لم أكن في الخطة
    Evet, uzaylılar. Lütfen, Bay Siyah Giyen Adam, onlar hakkında birşey bilmiyormuş gibi davranmayın. Open Subtitles أجل، المخلوقات الفضائية، أرجوك يا ذا البدلة السوداء، لا تتظاهر بأنك لا تعرف عنهم شيئًا
    Neden söz ettiğimi bilmiyormuş gibi davranma. Open Subtitles لا تدّعي بأنّك لا تعرف ما الذي أتحدّث عنه
    sanki hiç bir şey bilmiyormuş gibi yapamaz mısın? Open Subtitles هل يُمكنك أنْ تدّعي أنك لا تعلم ما يحصل؟
    Ne yaptığımı bilmiyormuş gibi yapamazmısın? Open Subtitles ألا تستطيع التظاهر بأنك لا تعلم شي عن عملي ؟
    Baban birini sırtında taşımak nasıl olur hiç bilmiyormuş. Open Subtitles أباكِ لا يعرف عن ضوابط الجولات حملا على الأكتاف
    Jojo bilmiyormuş. Tekerlekleri bilirim. Open Subtitles جوجو لا يعرف شيء لا شيء أعرف فقط في الإطارات
    Ama kimse bilmiyormuş çünkü hiçbir alarm çalmamış. Open Subtitles حدث هذا منذ 3 أيام، لكن لم يعلم أحد لعدم انطلاق أي إنذار.
    Düzeltiyorum. Anlaşılan bilmiyormuş. Open Subtitles فهمت على نحو صحيح من الظاهر إنه لم يعلم
    Bir de dedi ki: "Siz birlikteyken bunu bilmiyormuş; çünkü bazı şeyleri zor anlıyormuş." Open Subtitles ..طلب مني أن أخبرك ..أنه لم يكن يعلم أنه يحبكِ عندما كنتما معاً لأنه بطيء الفهم
    Adam tütsüleme hakkında bir şey bilmiyormuş. Ama ilişkileri yürüyormuş. Open Subtitles وهو لم يعرف عن الإبادة، لكنهما أنجحا العلاقة
    Sahibi ölmüş, ancak köpek bunu bilmiyormuş ve hayatı boyunca da beklemeye devam etmiş. Open Subtitles سيده كان ميتاً , لكن الكلب لا يعلم و ظل ينتظره طوال حياته
    Annem de hala bilmiyormuş gibi yapmaya devam edecek. Open Subtitles وستستمر امي بالتصرف كأنها لاتعرف
    Duyduğuma göre Hazel'ın annesi o 15 yaşına gelene dek kız mı oğlan mı olduğunu bilmiyormuş. Open Subtitles بالطريقه التى سمعته بها , ام هازل لم تكن تعرف ان كان صبى ام فتاه حتى بلغ الخامسه عشر
    Atkins onu öldürmüş ancak cebinde bir servet yattığını... asla bilmiyormuş. Open Subtitles قام أتكينس بقتله و لم يكن يعرف بوجود ثروة في جيبه
    Bu bilgileri bilmiyormuş gibi ikinci ölümün olasılığını tartışmak gerçekten aptalca. TED وللجدل، عندئذ، فان فرصة الوفاة الثانية هي مثلما أنك لم تعرف تلك المعلومات هي بالفعل سخيفة جداً.
    İyi niyetli olduğuna inancım tam ama bunca konuşmadan sonra bilmiyormuş gibi davranamazsın. Open Subtitles أعلم أنك مؤمن، لكن الأن لم تعد تستطع التصرف كأنك لم تكن تعلم.
    Amy idi, sana ulaşmaya çalışmış- telesekretindeki mesajları kontrol edip etmeyeceğini bilmiyormuş. Open Subtitles كانت إيمي لم تعلم إذا كنت ستتفقدين رسائلك
    Bir kurtarma görevinin mümkün olmadığını düşünüyormuş çünkü daha önceleri kızın nerede tutulduğunu bilmiyormuş. Open Subtitles أعتقد أن عملية الإنقاذ كانت غير عملية لأنه لم يكُن يعلم لأين أخِِذًت
    Evet, ama Angela eğer bilmiyormuş gibi yapamayacaksak, gelmememiz gerektiğini söylüyor, ben de gitmiyorum işte. Open Subtitles أجل ، لكن (آنجيلا) قالت إذا لم نستطع التظاهر بعدم المعرفة لا نذهب لذا يجدر بي عدم الذهاب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more