| Şöyle diyor "Septus'un gelişinin Bininci gününde... ..ölen beş kişinin küllerinden doğacağını" yazıyor. | Open Subtitles | ولكن يُقال أنه سوف يأتي .. من رماد الخمسة في مساء اليوم الألف .. بعد حلول إله الحرب |
| Ve hayır, teşekkürler. Alabalık istemiyorum, Bininci kez. | Open Subtitles | و شكرا وأقولها للمرة الألف أنا لا أكل السلامون |
| Sanırım sizin için Bininci defadır bir kaba işiyorum, doktor. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذه المرة الألف التي أتبول في هذه العلبة من أجلك يا دكتور |
| Bininci keredir seni çağırıyorum, vefakâr ruhum. | Open Subtitles | يمكنني أن أدعوك للمرة الألف أيتها الروح المرشدة الوفية |
| İlk kez olmuyor. Kim bilir kaç Bininci. | Open Subtitles | وهذه ليست المرة الأولى بل وليست المرة الألف |
| 14 yılda Bininci kez reddedilmiş. | Open Subtitles | تم رفضي للمرة الألف طوال 14 سنة |
| Bininci kere söylüyorum, ben kestirmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم اكن في قيلولة للمرة الألف |
| Tamam bu sana Bininci kez söyleyişim istifçi değilim ben. | Open Subtitles | حسناً, وللمرةِ الألف أنا لستُ بـ " مـكـتـنـزة " |
| Bininci kere söylüyorum Rene, onların adı T Küreleri ama istiyorsan onlara gerçek isimleriyle seslen. | Open Subtitles | للمرة الألف يا (ريني) اسمهما كرتان تقنيتان لكن إن شئت، سمهما باسميهما اللائقين. |