| Bana başka Birşey daha söylüyor. | TED | وهذا يقودني إلى أمر آخر. إن كنتم تذكرون، |
| - Philadelphia'da yaşamadığım için şükürler olsun! - Birşey daha! | Open Subtitles | ـ حمدا لله أني لا اسكن في فيلاديلفيا ـ هناك أمر آخر |
| Oh , ve Birşey daha. | Open Subtitles | و هناك شيئا آخر |
| Çalışanlarınız berbat. ve sana Birşey daha söyleyeyim. | Open Subtitles | أنتم سيئون للغاية وسأخبركِ بشىء آخر |
| - Oh ve senin için oraya başka Birşey daha bıraktım. - Tekrar kullanabilirsin diye düşündüm. | Open Subtitles | وقد تركت شيئاً آخراً لك هناك ظننت بأنه يمكنك استخدامها مجدداً |
| Birşey daha. | Open Subtitles | فقط شيء واحد آخر |
| Ve Birşey daha. | Open Subtitles | وهناك شئ أخير. |
| Ve işte kuşku duymaman gereken Birşey daha, compadre. | Open Subtitles | وهناك شيء آخر أنت يجب أن لا تشكّ فيه |
| Gözyaşlarıyla ilgili öğrendiğim Birşey daha var. | Open Subtitles | هناك شيءٌ آخر كي نتعلمه من الدموع |
| İşte hatırladığım başka Birşey daha. | Open Subtitles | وهناك أمر آخر من الامور التي تعلق بالذهن |
| Bununla ilgili hoşuma giden Birşey daha var. | TED | هناك أمر آخر أحبه في هذه العملية. |
| Bir dakika, acele etmeyelim. Birşey daha var. | Open Subtitles | مهلا ، لا داعي للتسرع يبقى أمر آخر |
| Birşey daha. Porsche'ni kullanacağım. | Open Subtitles | هناك أمر آخر أريد أن أقود سيارتك. |
| Bayan Colbert... Birşey daha var. | Open Subtitles | سيدة كولبيرت هناك أمر آخر |
| Başka Birşey daha? | Open Subtitles | هل تعلم شيئا آخر ؟ |
| Beyinlerinin büyük olması, ergasterlerin Birşey daha yapmalarını sağladı. | Open Subtitles | (سمحت الأدمغة الأكبر حجما للـ(ايرجاستر بان يفعل شيئا آخر |
| Bekle. Gel buraya. Söylemem gereken Birşey daha var. | Open Subtitles | انتظر, تعال هنا يجب أن أخبرك بشىء آخر |
| Oh, Onunla ilgili Birşey daha hatırladım. | Open Subtitles | "تذكرت شيئاً آخراً للتو بشأنها" |
| Birşey daha: | Open Subtitles | شيء واحد آخر : |
| Ve Birşey daha. | Open Subtitles | وهناك شئ أخير. |