Kusura bakma ama eski erkek arkadaşımın evimin hemen dışındaki bir çadırda yaşıyor olması sence garip değil mi? | Open Subtitles | عذراً ، ألا تعتقد أن ذلك غريب بأن يعيش خليلي السابق في خيمة داخل حفرة تقع خارج منزلي ؟ |
Böyle yaşamaktansa dışarıda bir çadırda çakılmayı tercih ederim. | Open Subtitles | في الواقع.. افضل العيش في خيمة على ان اعيش هكذا |
Ayrıca bir çadırda yaşıyorum ve alkollü araç kullanmaktan ceza aldım. | Open Subtitles | مثلما يحدث حين أتغوط، كما أني أعيش في خيمة ومؤخراً أوقفت بسبب القيادة تحت تأثير الكحول |
Eğer banyoyu bile paylaşamıyorsak birlikte bir çadırda nasıl uyuyabileceğimizi bilmiyorum. | Open Subtitles | لو كنّا لا نستطيع حتّىَ أن نتشارك الحمّام لا اعلم كيف سننام في خيمة واحده معاً |
Vazgeçmeden önce her şeyi satarım ve bir çadırda yaşarım. | Open Subtitles | سأبيع كل شئ وأعيش بخيمة قبل أن أستسلم |
Vücut ısımı düşük tutmak için çatıda bir çadırda uyuyorum. | Open Subtitles | أنام في خيمة في السطح لكي أحافظ درجة حرارة الجسد ضمن حدود المعقول. |
Annenin 500 yaşında olması ve ikinizin bir çadırda yaşaması bile umurumda olmaz. | Open Subtitles | لا يهمني إذا كان عمر أمك 500 سنة وينتهى بكما الأمرانتما الاثنتين لتعيشا في خيمة |
O cadı kadınlar onu kaçırmışsa ve sonra onu gelin yapıp zorla bir çadırda yaşamaya zorladıysalar? | Open Subtitles | ماذا لو هذه المجموعة اختطفوها , وجعلوها زوجة ثانية وأجبروها على العيش في خيمة |
Eğer burada olmasaydın, Pasifik'te bir çadırda... | Open Subtitles | ان لم تكن هنا لكنت في خيمة بالمحيط الهادئ |
Hayatını küflü bir çadırda ilahi söyleyerek mi geçirmek istiyorsun? | Open Subtitles | أنت مستعدة لأن تقضي حياتك تغنّين في خيمة متعفّنة؟ |
Tüm oyuncaklarını satacağız ve parkta bir çadırda yaşayacağız tavşan ve sincap yiyerek besleneceğiz. | Open Subtitles | سنبيع كل ألعابك وسنعيش في خيمة في الحديقة سوف نأكل الأرانب والسناجب |
En ileri veya 21. yüzyıl mesleklerinden olup olmadığından emin değilim ama şu ana kadar hayatımın yüzde ikisinden fazlasını Kuzey Kutbu Dairesinde bir çadırda geçirdim, yani evden bayağı bir çıkıyorum diyebiliriz. | TED | لست متأكدًا إن كان هذا يعتبر عملًا متقدمًا أو يواكب القرن 21 لكنني أمضيت أكثر من 2 بالمئة من حياتي أعيش في خيمة في دائرة القطب الشمالي، خرجت من منزلي خائفًا قليلًا. |
Kışın ortasında bir çadırda yaşamak zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | -نحن لن نضطر أن نعيش في خيمة في عز الشتاء |
Garnie, orkestraları ve çay servisleri olan otellerden hoşIanır ama ona, iki haftalığına bir çadırda bile tatil ayarlayacağımızdan şüpheliyiz. | Open Subtitles | إنها تحب الفنادق ، مع الشاي وأوركسترا موسيقية ولكنا بدون شك سنتوطن لمدة أسبوعين في خيمة! |
Küçük, dar bir çadırda erkek arkadaşınla seviş. | Open Subtitles | لتمارسي الحب مع صديقك في خيمة صغيرة |
Ormanda, bir çadırda yalnızlarmış. | Open Subtitles | حيث كانا في الغابات, في خيمة, لوحدهما |
Hem burada bir çükün altındaki boktan bir çadırda uyumak zorunda değilsin. | Open Subtitles | و هنا لست مضطراً للنوم في خيمة تحت قضيب |
Büyük, beyaz bir çadırda. Hiç anlamı yoktu. | Open Subtitles | في خيمة بيضاء ضخمة لم أكن في عقلي |
İki kişilik bir çadırda bir ay geçirmek için dünyanın diğer yarısına seyahat ettiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنني قد سافرت في منتصف الطريق حرفيا حول العالم لقضاء شهر في خيمة من رجلين . |
bir çadırda kalıyorum. | Open Subtitles | علي أن أحد شقة فأنا أسكن بخيمة |