"bir ölü" - Translation from Turkish to Arabic

    • رجل ميت
        
    • شخص ميت
        
    • واحد ميت
        
    • ٍ ميت
        
    • ميت واحد
        
    • ضحية واحدة
        
    - bir ölü ile bir odadayız. Open Subtitles ـ راقب الباب فقط ـ نحن بالغرفة مع رجل ميت
    Elimde bir ölü ve kanatlı bir olay yeri var. Open Subtitles ذلك سيتطلب الكثير من الشريط لدي جثة رجل ميت ومسرح جريمة بأجنحة
    Ama şimdilik o sadece parktaki bir ölü. Open Subtitles ولكن، حتى الآن، انها مجرد رجل ميت في الحديقة.
    Şimdi Einstein onun için herhangi bir ölü, beyaz, tuhaf saçlı adam değil. TED الآن البرت إنيشتاين ليس مجرد شخص ميت ذو بشرة بيضاء مع شعر غريب
    Ben derim ki bu kitapları yakalım... mezarlığa gidip zeki bir ölü bulalım... iskeletini yakıp tüttürelim. Open Subtitles أقول بأننا نحرق الكتب و إذهب إلى تلك المقبرة . ونبحث عن شخص ميت وندخن هيكله العظمي
    74 ölü , tamamen yıkık bir bina ve bir ölü terörist Open Subtitles أربع وسبعون إصابة، عِمارَة سَكنية تدمرت، إرهابي واحد ميت
    Kiminle seks yapardiniz? bir ölü insanla mi yoksa yasayan ama-- Open Subtitles هل تفضلون ممارسة الجنس مع شخص ٍ ميت
    bir ölü Vietconglu Amerikan Hazinesine milyonlara mal oluyor. Open Subtitles ميت واحد من الفيتكونغ يكلف الوزارة المالية الامريكية مليون دولار
    bir ölü var. Open Subtitles ويوجد ضحية واحدة...
    New York birleşik devletlerinde nerde bir ölü adam varsa, orda mutlaka bir kız vardır. Open Subtitles تبعا للولايات المتحدة لمدينة نيويورك, عندما يكون هناك رجل ميت, فالدافع فتاة بشكل ما
    Akçaağaç şurubundan bahsediyoruz ama ayrıca bir ölü adamdan bahsediyoruz. Open Subtitles نحن نتحدث عن شراب القيقب ،ولكن نتحدث أيضاً عن رجل ميت
    Elimizde bir ölü var bize şüpheli lazım. Open Subtitles فكما ترى، لدينا رجل ميت ونحتاج لمشتبه به.
    Yürüyen bir ölüyüm. Arka koltukta giden bir ölü mü yoksa? Open Subtitles رجل ميت يسير رجل ميت راكب في المقعد الخلفي؟
    Hayatım! 911'i ara. Barda bir ölü var. Open Subtitles اتصلي بالشرطة يا عزيزتي لدينا رجل ميت في المقهى
    Unutulmaktan korkan bir ölü. Open Subtitles رجل ميت يخشى ان ينسى من الوجود
    Unutulmaktan korkan bir ölü. Open Subtitles رجل ميت يخشى ان ينسى من الوجود
    - Zaten bir öğrenci kayıp, ayrıca ahırda biri yaralanmış. Neden başka bir ölü daha arıyoruz? Open Subtitles حسناً، لماذا نبحث عن شخص ميت آخر بينما لدينا طالب جامعي نبحث عنه أصلاً وأنت رأيتِ شخص ما يؤذي بتلك الحظيرة؟
    Suratımı deşmeye çalışan 300 yaşında bir ölü adam olmasaydı, bunu Google'da kendim aratırdım. Open Subtitles كنت لأقرأه بنفسى لولا أن هناك 300 شخص ميت يحاولون نزع وجهى
    Paçayı kurtarmak daha az risklidir, ama arkanızda bir ölü bırakırsınız. Open Subtitles بشكل لا يُشكل خطورة لكن هذا معناه أنك ستترك خلفك شخص ميت
    bir ölü artı bir canlı adam aynı yerde bulundu. Open Subtitles شخص ميت يضاف إلى شخص حي وجدا في نفس المصنع المهجور
    - Hangisinin senin için daha kötü olacağını düşünüyordun. Üç ölü yargıç mı yoksa bir ölü çocuk mu? Open Subtitles كنت تفكرين بما الذي سيجعلكِ تبدين أسوأ، ثلاث قضاة موتى أو فتى واحد ميت.
    bir ölü lop dört canlı lop demektir. Open Subtitles فص واحد ميت يعني 4 فصوص حية
    Kiminle seks yapardınız? bir ölü insanla mı yoksa yaşayan ama-- Open Subtitles هل تفضلون ممارسة الجنس مع شخص ٍ ميت
    Bu olayda kesinlikle bir ölü var. Open Subtitles أقصد أن هناك ميت واحد في هذه القصة
    bir ölü var, Dr. Loman. Open Subtitles إذًا، د. (لومان)، ضحية واحدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more