Fakir bir ülkeden geliyor, ...ama orada iyi bir eğitim almış. | Open Subtitles | لقد أتت من بلد فقير لكنها حصلت على تعليم جيد هناك |
Özgün olarak Estonya'dan çıktığına inanılan bu operasyon web sitesi kapatılmaya çalışıldığı anda bir ülkeden diğer bir ülkeye hareket ediyor. | TED | هذه العملية يعتقد انها بدأت في الاصل من استونيا تتحرك من بلد الى اخر حالما يحاول شخص إغلاق الموقع |
Yani, sırf başka bir ülkeden geliyor diye, bunları göz ardı mı edeceğiz? | Open Subtitles | أعني، ألمجرّد كونه من بلد آخر، لا يحتسب هذا؟ |
Kim etnik alkol biyo-yakıt mucizesinin Güney Amerika'daki gelişmekte olan bir ülkeden geleceğini düşünürdü? | TED | من كان يظن أن معجزة اللإيثانول الحيوي قد تاتي من دولة نامية في امريكا الجنوبية؟ |
Benim davama dönelim, beni başka bir ülkeden takip ve taciz ettiği için daha da karmaşık bir hâl alıyor, bu da yardım almayı neredeyse imkansızlaştırıyor. | TED | عودة إلى قضيتي والتي هى أكثر تعقيدا لأنه كان يطاردني و يتحرش بى من دولة اخرى ما جعل الامر شبه مستحيلا بأن أحصل على مساعدة هنا |
Çünkü bu kızlar yabancı bir ülkeden olacak... ve belki de hala buraya uyum sağlayamamış olacaklardı. | Open Subtitles | لأن هذه الفتيات تكون من بلاد أجنبية و ربما مشتتات قليلاً من الرحلة |
Başka bir ülkeden tek başına buraya geliyorsun ve hiç vakit kaybetmeden bir kız arkadaş buluyorsun. | Open Subtitles | تأتي لهنا من بلد آخر لوحدك و خلال وقت سريع تصادق فتاة |
Başka bir ülkeden buraya tek başına geliyorsun ve hiç vakit kaybetmeden bir kızla arkadaşlık kuruyorsun. | Open Subtitles | تأتي لهنا من بلد آخر لوحدك و خلال وقت سريع تصادق فتاة |
Yabancı bir ülkeden yüksek değerli bir hedefi çıkartmak uygun şartlar altında bile çok zordur. | Open Subtitles | اخراج هدف ذو قيمة كبيرة من بلد أجنبي هو تحدٍ حتى بوجود أكثر الظروف مثالية |
Fakat çiçek hastalığı olan bir ülkeden et ya da kahve çekirdeği alır mıydın? | Open Subtitles | ، لكن الجُدري هل كُنت لتقوم بشراء لحم بقري أو قهوة أو فول من بلد كتلك ؟ |
Aynen, bir ülkeden prensesin, diğer ülkeden bir prensle evlenmesi olayı gibi. | Open Subtitles | أجل، انها تشبه قصة الأمير الذي تزوج أميرة من بلد اخري |
Başka bir ülkeden aptalın biriyle evlenmeyi kabul ettiği ortaya çıktı. | Open Subtitles | يبدو انها وافقت علي الزواج من رجل من بلد |
Eğer başka bir ülkeden bunca şeyi yapabilseydi çok kıyak bir sihir numarası olurdu. | Open Subtitles | أجل، ستعد خدعة سحرية عظيمة إن استطعت فعل هذا من بلد آخر |
Yabancı bir ülkeden kaynak ele geçirmeye çalışıyor olsaydım onu kesinlikle yanımda isterdim. | Open Subtitles | إذا كُنت أحاول الإستيلاء على مصادر من بلد أجنبي كُنت لأرغب في تواجده بصفي بكل تأكيد |
Doğal olarak,bir ülkeden diğerine bir yaştan diğerine değişime mecbur kalıyorlar. | Open Subtitles | بالطبع هناك مواد تتغير من دولة إلى أخرى، ومن عصر إلى آخر |
Ama ilk kez komşu bir ülkeden misafir ağırlayacağız. | Open Subtitles | لكن هذه فرصتُنا الأولى الّتي سَتَكُونُ لخدمة ضيوف من دولة مجاورةِ |
Ama ilk kez komşu bir ülkeden misafir ağırlayacağız. | Open Subtitles | لكن هذه فرصتُنا الأولى الّتي سَتَكُونُ لخدمة ضيوف من دولة مجاورةِ |
Wisconsin'den bir fabrika işçisi 800'lü numarayı arayıp başka bir ülkeden biriyle konuşursa, çıldırır. | Open Subtitles | اذا كان عمال المصنع من مدينة ويسكونسون اتصل بالرقم 800 لتشتري هذه واحضر شخصا من دولة اخرى وسيقوم برميها |
Bir şans bekliyorken yabancı bir ülkeden yardım almada yanlış olan nedir? | Open Subtitles | ما المشكلة في طلب المساعدة من دولة أجنبية ؟ |
Uzun zaman önce, Yunanistan'da başka bir ülkeden genç bir çocuğa aşık olan genç bir kız yaşarmış. | Open Subtitles | في زمن بعيد، في اليونان القديمة كانت هناك فتاة شابة وقعت في غرام فتى شاب من بلاد أخرى |
Malcolm McLean, bir ülkeden diğerine taşınıyordu ve çalışanların kutuları bir gemiye neden bu kadar geç yüklediklerini düşünüyordu. | TED | كان مالكوم ماكلين منتقلاً من بلدٍ إلى آخر وكان يتساءل لماذا استغرق هؤلاء وقتاً طويلاً لنقل الصناديق إلى السفينة. |