CEO'nun sana iyilik borcu olması kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً سيئاً أن يكون المدير العام مديناً لك. |
Şey, biliyor musun, bazen bu kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | حسنا , أنت تعرف , أحيانا هذا ليس شيئا سيئا. |
Bu çok şey istemek olabilir ama eğer rekabete hazırsanız kabiliyetlerinizin üstünde bir şey değildir. | Open Subtitles | هذا مطلب كبير و لكنه ليس شيئاً مستحيلاً اذا قبلتم التحدي |
Bence beden de zihin gibi fiziksel bir şey değildir. | Open Subtitles | العقل ليس شيء فيزيائي كما باقي أعضاء الجسم |
Ayağının tabanından çıkarabileceğin ve sonrasında yoluna devam edebileceğin bir şey değildir. | Open Subtitles | ليست شيئاً يمكنك أن تمحيه بسهولة وتكمل طريقك كأن شيئاً لم يكن. |
Babanın öncülüğündeki uyuşturucu etkisinde gizemli uyanışlar kolayca unutabileceğin bir şey değildir. | Open Subtitles | تعاطي مخدّرات ويقظة روحية مع أبيك، شيء لا يمكن أن تنساه. |
Sizi şu düşünceyle bırakmak isterim; gerçek benliğiniz dışarıda aramanız gereken, gizemli ve belki de asla bulamayacağınız bir şey değildir. | TED | هذه هى الفكرة التىي أريد أن أتركها لكم، وهي أن نفسك الحقيقية ليست شيئا تبحث عنه، كلغز من الصعب إيجاده. |
Normalde onay vereceğim bir şey değildir ama yorgunluktan ölüyorum. | Open Subtitles | هذا ليس أمراً أؤيده في الأحوال العادية. و لكنني منهكة. |
Bu çok kötü bir şey değildir hatta bazen en iyi öğretme yoludur. | Open Subtitles | ذلك ليس أمراً كريهاً بالضرورة، أحياناً يكون أفضل درساً متوفراً |
Burada işten atılmak hiçte hoş bir şey değildir. | Open Subtitles | أن تُطرد في هذا المكان ليس أمراً جيداً فيرونيكا لديها الحق فيما تقول |
Öyleyse, bu yalnız boş vakitlerinizde yaptığınız bir şey değildir. | TED | إذن أنه ليس شيئا نقوم به في وقت الفراغ. |
Asalet doğuştan gelen bir şey değildir. | Open Subtitles | ان تكوني نبيله ليس شيئا تاخذيه عند ولادتك |
Çünkü Tanrı'nın size verdiği bir organı başkasına vermek zorla yaptırılacak bir şey değildir. | Open Subtitles | لأنّ إعطاءكِ عضواً وضعه الربّ في جسدكِ لشخصٍ آخر، ليس شيئاً يقوم به الإنسان غصباً |
Bilmiyorum. Önemli bir şey değildir. | Open Subtitles | أنا لا أعرف من المحتمل أنه ليس شيئاً مهماً |
Bence beden de zihin gibi fiziksel bir şey değildir. | Open Subtitles | العقل ليس شيء فيزيائي كما باقي أعضاء الجسم |
Gergin olduğunu biliyorum ama unutma ki, ateş bükmenin kendisi korkulacak bir şey değildir. | Open Subtitles | أعلم أنك متوتر و لكن تذكر ان تسخير النار ليس شيء تخاف منه |
Ve herkes çok iyi bilir ki rızam benim öyle karşılıksız dağıttığım bir şey değildir. | Open Subtitles | وكما يعلم الجميع فإن مباركتي ليست شيئاً أمنحه بسهولة. |
Gerçek, saklanabilecek ya da inkâr edilebilecek bir şey değildir. | Open Subtitles | كانت الحقيقة شيء لا يمكن إنكاره أو إخفاؤه. |
Sadece anltmaya çalışıyorum ki Çelik marketten alabileceğiniz bir şey değildir. | Open Subtitles | احاول أن اوضح وجهة نظري الفولاذ ليش شيئاً تستطيع ان تشتريه من السوبرماركت |
Adalet sadece yukarından inen ve her şeyi doğru yapan bir şey değildir. | TED | العدالة ليست شيء يهبط من الأعلى ويصحح كل شيء. |
Bu şakalarından bıktım artık. Yangın komik bir şey değildir! | Open Subtitles | توقفِ عن المزاح الحرائق ليست مدعاة للضحك |
Probleme dinleme ve kavrama yolu ile yaklaşmak yeni bir şey değildir. Ancak hedefi teknoloji geliştirmek olan mühendisler bunu sıklıkla uygulamaz. | TED | هذه الطريقة لفهم المشكلة من خلال الاستماع والتفاعل معها ليست بالأمر الجديد، لكنّ المهندسين في الغالب لا يقومون بها، بل يتجهون نحو تطوير التقنيات. |
Belki önemli bir şey değildir, ama onunla konuşmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | إنه لا شئ على الأرجح لكن ربما تود التحدث إليه |