Yapabileceğin başka bir şey yokmuş. Yapman gerekeni yapmışsın. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء آخر بوسعك فعله فعلتِ ما كنت مضطرة لفعله |
Ve dün hücresini temizlediklerinde de her zamankinden farklı bir şey yokmuş. | Open Subtitles | وعندما اجتاحت زنزانته أمس لم يكن هناك شيء خارج عن المألوف. |
Gördün mü Anita? Endişelenecek bir şey yokmuş. | Open Subtitles | (الآن، تري، (أنيتا لم يكن هناك شيء يدعو للقلق |
- ...bir şey yokmuş gibi işe başlarlar. | Open Subtitles | -عودي للغوص في العمل كما لو أن شيئاً لم يحدث |
sanki orda hiç bir şey yokmuş gibi... | Open Subtitles | كما لو أن شيئاً لم يكن هناك |
Uçak yemeği enayiler için. Bunu kaçak sokacağım. bir şey yokmuş gibi davran. | Open Subtitles | طعام الطائرة مقرف سأقوم بتهريبها تصرف بشكل طبيعي |
"bir şey yokmuş gibi davran, sana doğrultulan bir silah var." yazıyor. | Open Subtitles | ذلك "تصرف بشكل طبيعي "أشير عليك بسلاح |
Yapabileceği bir şey yokmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء بوسعها فعله |
"bir şey yokmuş gibi?" mi diyor. | Open Subtitles | هل تقول، "تصرف بشكل طبيعي"؟ |