Güneşi örten sağanak yağmurdan çok daha fazla bir şeydi. | Open Subtitles | كان الأمر أكثر من مجرد مرور بعض السحاب عبر الشمس |
Başka bir şeydi. İkimiz de aynı anda tutunca bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | أعني كان شيئاً آخر شيء ما يحدث عندما نمسك بها نحن الإثنين |
Kuliste olmak, akrobatlar, aktörler, sihirbazlarla çevrili olmak insanı zehirleyen bir şeydi. | Open Subtitles | أن أكون في الكواليس محاطاً بالمهرجين، الممثلين و السحرة كان أمراً مؤلماً |
Abin ile aramızı yapman çok güzeldi hatta mükemmel bir şeydi. | Open Subtitles | إخراجك لي مع أخوك كان شيئا ولو أنه كان شيئا ممتازا |
Değiştirmesi zor bir şeydi, ama denemeye değerdi. | TED | شيء من الصعب تغييره لكن من الجيد محاولة القيام به |
Aşağılık zevkler adına erkekler tarafından kullanılmak çok makûs bir şeydi. | Open Subtitles | إنه شيء مؤسف كي تُستخدم من قبل الرجال من أجل الترفيه. |
Tamamen kuraldışıydı ve kesinlikle geçersiz. Ama müthiş bir şeydi. | Open Subtitles | هذا غير قانوني بالمرة و مستحيل الإعتماد على هذا، ولكن هذا كان شئ رائع |
Bu harika bir şeydi ve bununla ilgili en önemli şey, beyinleri nasıl elde edebileceğimizi değiştirmede çalışmış olması. | TED | لذا كان الأمر رائعًا وأفضل ما فيه أننا عملنا على تغير طريقة حصولنا على الأدمغة. |
Ben de şunu merak ettim: Tek çocuk politikası altında yaşayan insanlar için nasıl bir şeydi? | TED | فتساءلت كيف كان الأمر بالنسبة لمن عاش في ظل قانون عائلة بطفل واحد |
Yani... Oldukça heyecanlıydık. Festival gibi bir şeydi. | Open Subtitles | لذلك كنا متحمسين للغاية، أذ كان الأمر أقرب لمهرجان كبير |
Kırmızı bir şeydi işte. Kan mıydı başka bir şey miydi bilmiyoruz. | Open Subtitles | لقد كان شيئاً أحمراً، لا ندري إن كان دماً أو شيئاً آخر |
Aslında, gerçekleşmesi için yapılandırılmış bir şeydi, olması gerekiyordu. | TED | وفي الحقيقة، لقد كان شيئاً مخطط لحدوثه، كان من المفترض حدوثه. |
Bunu yapmamalıydın Blanche. Bu çok aptalca bir şeydi. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك كان شيئاً غبياً لتفعليه |
Sadece bir bölü iki kerelik bir şeydi, hiçbir anlamı yoktu. | Open Subtitles | كان أمراً حدث مرّة وتكرّر مرّة ثانية لم يعنِ لي شيئاً |
Müthiş bir şeydi. Güzelliğini görmek için orada olman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان أمراً جميلاً، كان عليك أن تحضر ذلك لتقدّره |
İlk başta, bu çok sezgisel olmayan bir şeydi, ama onların bakış açısından, bir çok anlamı var. | TED | في البداية، كان شيئا غير بديهي لكن عندما تفكر بالأمر من وجهة نظرهم، فالأمر واضح وذا مغزى |
Nazilere karşı sert durduk ve bu iyi bir şeydi. | TED | كان شيئا جيدًا أننا كنا أكثر صلابة مع النازيين. |
- İsmi "Fuck Your Yankee Blue Jeans" ya da onun gibi bir şeydi. | Open Subtitles | تُدعى عاشر جينزك اليانكي ذو اللون الازرق او شيء من هذا القبيل |
Aşağılık zevkler adına erkekler tarafından kullanılmak çok makûs bir şeydi. | Open Subtitles | إنه شيء مؤسف كي تُستخدم من قبل الرجال من أجل الترفيه. |
Rus politikacılar ile ilgili bir şeydi. | Open Subtitles | كان شيئ ما للعمل مع سياسيّ روسيّ، |
Kendi korkumla yarattığım bir şeydi ama ne zaman dalsam o köpek balığı her zaman orada bana doğru yüzmek için bekliyor | Open Subtitles | لقد كانت شيء صوره لي خوفي ولكن كلما غطست مجددا بعد ذلك اليوم كنت أجد تلك القرش هناك |
Üzücü bir şeydi. Marilyn çocuk istiyordu. | Open Subtitles | لكن الأمر كان محزنا كانت مارلين تريد الأطفال |
İkinizin arasında olağanüstü şeyler olduğunu biliyordum, saflaştırılması gereken bir şeydi. | Open Subtitles | أنا أعرف أن هناك شيئا غير عادي بينك اثنين، شيء كان لا بد من تطهير. |
- Korkunç bir şeydi. - Şu anda hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد كان أمرا مروعا لا يوجد شيء الآن هناك |
2009 yılında başladığımız noktaya dönersek, sistemimiz böyle bir şeydi. | TED | سابقا عندما بدأنا في 2009، هكذا كان يبدو نظامنا. |
Kurtul şundan. Bir seferlik bir şeydi. | Open Subtitles | تخلصي منه، لقد كان علاقة لليلة واحدة. |
Bugün hediyelerle yaptığın iyi bir şeydi. | Open Subtitles | لقد كان ما فعلته اليوم جيداً الهدايا |