bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu kaçmamız için tek şansımızdı. | Open Subtitles | كان يجب علي أن أفعل شيئاً هذة فرصتنا الوحيدة للهرب |
Dikkat çekmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu, değil mi efendim? | Open Subtitles | كان عليّ أن أفعل شيئاً لكيّ أبرز. أجل، فعلتُ ذلك، سيدي. |
bir şeyler yapmam gerek ve bunu bizim için yaptığıma güvenmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئاً و أريد أن تثق بأن هذا من أجلنا |
Hayır, bir şeyler yapmam gerek. Birileriyle çene çalmaya dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا ، يجب أن أفعل شيء لا أستطيع أن أتحدث بعد الأن |
Ama bir şeyler yapmam lazım, yoksa seni listemden silemem. | Open Subtitles | لكن يجب أن أفعل شيئا ً لا يمكنني شطبك من قائمتي |
Seni üç kere aradım. bir şeyler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أتصلت بك 3 مرات، كان علي فعل شيء ما |
Bu konuda bir şeyler yapmam gerek. | Open Subtitles | أي شيء يمكن أن يحصل افعل شيئا بخصوص الأمر |
Ama elimden gelen tek şey bu ve bir şeyler yapmam gerek. | Open Subtitles | لكنه الشيء الوحيد الذي أعرف كيف أقوم به، وعلي أن أقوم بشيء. |
diye sordu. O sırada hiçbir fikrim yoktu, sadece bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum. | TED | في ذاك الوقت، لم تكن لدي فكرة عن السبب وراء فعلي، علمت فقط أن علي أن أفعل شيئًا. |
Hâlâ fırsatım varken bir şeyler yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لابد أن أفعل شيئاً طالما مازال في امكاني أن افعل |
Hâlâ fırsatım varken bir şeyler yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لابد أن أفعل شيئاً طالما مازال في إمكاني أن أفعل |
bir şeyler yapmam gerekiyordu, kaçmamalıydım. | Open Subtitles | من المفترض ان أبقى و أفعل شيئاً ليس من المفترض أن أهرب |
Ayrıca, düğün için bir şeyler yapmam lazım. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك، عليّ أن أفعل شيئاً في الزفاف |
O günü aklımdan çıkarmak için bir şeyler yapmam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئاً ما لكي أبعد تفكيري عن هذا اليوم الكبير |
Bununla iyi bir şeyler yapmam gerek. | Open Subtitles | من المفترض أن أفعل شيئاً جيداً |
Bununla iyi bir şeyler yapmam gerek, ve yapmadım. | Open Subtitles | , من المفترض أن أفعل شيئاً جيداً . . و . . |
bir şeyler yapmam gerek. Bu durumdan sıkıldım artık. | Open Subtitles | لابدّ أن أفعل شيئاً تعبت من الشعور هكذا |
- Ama bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | لكني أعرف أنه كان يجب عليّ أن أفعل شيئاً ما حسناً ... |
Yeğenimi öldürdüler. Cesedini bize vermeyecekler. bir şeyler yapmam lazım! | Open Subtitles | قتلوا إبن أخي ، ولم يعطونا جثته حتى عليّ أن أفعل شيء |
- bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Uyumsuz olduğumu öğrenince, seni hayal kırıklığına uğratmış gibi hissettim. | Open Subtitles | أعتقدت بأن عليّ أن أفعل شيئا عندما عرفت أنني لست متطابق |
bir şeyler yapmam gerek. | Open Subtitles | حسناً، يجب عليّ فعل شيء ما |
Çubuktan düşüyordu. bir şeyler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كانت توشك على الافلات من العصا كان علي ان افعل شيئا |
Üstüme geliyordu. Güvenini sağlama almak için bir şeyler yapmam gerekti. | Open Subtitles | لقد كان يهددني، كان علي أن أقوم بشيء لأحافظ على ثقته |
Depodan sonra ilgini çekebilmek için çarpıcı bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | بعد عمليّة المستودع علمتُ أنّي لا بدّ أن أفعل شيئًا أكثر مأسويّةً للفت انتباهك. |