"bir adalet" - Translation from Turkish to Arabic

    • من العدالة
        
    • بالعدالة
        
    • عدالة
        
    Çocuklarımıza veya torunlarımıza bırakmak istediğimiz mirası düşündüğümüzde bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz. TED وعندما نفكر في نوع الميراث الذي نريد تركه لأبنائنا أو أحفادنا، فكروا في ترك إرثٍ من العدالة.
    Bu iste zalim bir adalet var. Open Subtitles هناك نوع ما من العدالة الخبيثة بخصوص هذا
    Açıkça sen derin bir adalet duygusu olan bir adamsın. - Sorun? Open Subtitles يبدو أنّك رجل تحظى بشعور عميق من العدالة.
    Topluma, hak edenin cezasını bulduğu bir adalet kanısı verir. Open Subtitles فهي تضفي أيضاً شعوراً بالعدالة والقصاص إلى المجتمع.
    Hepimiz biliyoruz ki tam bir adalet sağlanmadan bir toplum var olamaz. Open Subtitles نعلم جميعنا أن المجتمعات لا تقوم إلا بالعدالة المطلقة
    Bunu sağlayacağını sanmıyorum. Sana yaptıklarımı ödetecek bir adalet yoktur. Open Subtitles لا, لا أظنك ستفعل, لا يوجد عدالة لما فعلته بك
    Eğer insanların inandığı bir adalet biçimi varsa sanırım Bobby Long'unki bir şarkıydı. Open Subtitles وأعتقد انه لو أرد الناس أن يؤمنوا في نوع من العدالة فإن بوبي لونج قد حصل على عدالته في مقابل أغنية
    Çok güçlü bir adalet duygusu altında hareket ediyor olmalı. Open Subtitles هذا الشخص يتصرف تحت احساس قوي من العدالة
    Adalet dağıtmak için tutuldu. Bu tarz bir adalet ucuza gelmez. Open Subtitles وظّف لينقذ العدالة وهذا النوع من العدالة ليس رخيصاً
    Her biri, ne tür bir adalet aradığına dair kendi bakış açısına sahip ve derinden inanıyorum ki güvenilir bir adalet süreci, şerefini geri kazanmasının ve travmasını bitirmesinin anahtarı. TED لكل منهن وجهة نظر خاصة عن أي نوع من العدالة تبحث، وأنا أؤمن بعمق أن العدالة ذات المصداقية هي المفتاح لاستعادة كرامتها وإيجاد حل لصدمتها.
    Bu yüzden daha yüksek bir adalet anlayışına güvenerek suçlamayı geri çekmeye karar verdik. Open Subtitles ... لذا قررنا سحب التُهمة واثقين في تحقيق مستوى أعلى من العدالة
    Bugün, şehrimiz yeni inşa edilen bir adalet dönemine giriyor. Open Subtitles اليوم، يبدأ في مدينتنا عهد جديد من العدالة يجسدها تشكيل "وحدة نزاهة الإدانة" والتي تعمل على مستوى المدينة
    Dün gece, Gotham şehri yeni bir adalet dönemine girdi. Open Subtitles الليلة الماضية، مدينة (غوثام) دخلت عصراً جديداً من العدالة.
    Şu andan itibaren, Howard Stark bir adalet kaçağıdır. Open Subtitles (إعتباراً من هذه اللحظة (هوارد ستارك هارب من العدالة
    Ve o cinayeti kendine haklı gösterebilmek için abartılı bir adalet anlayışı geliştirdi. Open Subtitles ومنذ حينها تطور لديه حس متضخم بالعدالة لكي يبرر القتل لنفسه
    Evet, bizi bu duruma siz soktunuz ve sizi seçmemiz nereden bakarsan evrensel bir adalet bile olabilir ama bunu kime olsa yapardık. Open Subtitles نعم لقد أرغمتونا على الامر والامر بالكاد أشبه بالعدالة الكونية أنت تصبح أنت , لكن.. نحن كنا لنفعل هذا مع اى أحد
    Bir İsviçre çakısına benzer, gelişim boyunca incelikle bilenmiş sabit mental modüller ve keskin bir adalet duygusuna sahiptir. TED بل هو أقرب إلى سكين الجيش السويسري حيث يحتوي الدماغ على وحدات عقلية ثابتة يتعلم الطفل إجادتها بشكل دقيق خلال فترات النمو بالإضافة إلى إحساس قوي بالعدالة.
    Katomi'nin güçlü bir adalet duygusu vardı. Open Subtitles ... وبإحساسها القوي بالعدالة
    Swartz, geri vitesi olmayan zalim bir adalet sisteminin dişlilerine sıkışmıştı. Open Subtitles ‫عَلِقَ شوارتز في تروس آلة عدالة جنائية طاحنة لا يمكنها التراجع
    Hiçbir zaman çifte standartlı bir adalet sistemi olarak da tasarlanmadı: zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane. TED لم يُقصد من الكفالة مطلقًا خلق نظام عدالة ذي طبقتين. واحدة للأغنياء وواحدة لكل شخص آخر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more