Eğer ben de bir adamla birlikte olursam, sana söylerim. | Open Subtitles | حسناً لو كنت مع رجل ما عندئذ سوف اقول لك |
Buralı bir adamla birlikte yollarda geçirdiğim yazdan esinlenerek yazdığım şarkılar. | Open Subtitles | مستوحاة من الصيف على الطريق في جولة مع رجل من هنا |
Ve hiçbir kadın, annesine karşı koyamayan bir adamla birlikte olmamalı. | Open Subtitles | ولا يوجد مرأة تريد البقاء مع رجل لا يستطيع أن يواجه أمه |
Ben 28 yaşındayım, ve daha yalnızda bir adamla birlikte oldum. | Open Subtitles | اعني .. عمري 28 سنه و كنت دائماً مع رجل واحد فقط |
Benim en sevdiğim ise, beni şovunu izlemeye götürdüğünde orada bana istediğim kadar alkolsüz kokteyl veren bir adamla birlikte oturduğumdu. | Open Subtitles | الوحيدة المفضلة .. عندما كانت تأخذني لرؤية معارضها وأنا أجلس على الجانب الاخر مع هذا الرجل اللطيف |
Benim benzin istasyonumda bir adamla birlikte adamın silahı var. | Open Subtitles | إنها هنا، إنها هنا في محطة وقودي وهي، وهي مع رجل ومعه مسدس |
Nehirde bir adamla birlikte olduğun gibi saçmalıklar anlatıp beni pes ettirmeye çalıştılar ama işe yaramadı. | Open Subtitles | أنتِ مع رجل هنا أشياء فارغة كهذه , في محاولة إلهائي لكن هذا لا يعمل |
Yaklaşık bir haftadır gizemli bir adamla birlikte yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | .. هي تقول بأنكِ تخرجين مع رجل غامض في أخر أسبوع |
Annemin neden böyle bir adamla birlikte olduğunun mantıklı bir açıklaması yoktu. | Open Subtitles | لا يوجد سبب مقنع يمنع بقاء أمي مع رجل مثل هذا |
Bir anlığına, belki, başarılı yakışıklı bir adamla birlikte olabileceğim hissine kapıldım. | Open Subtitles | جعلني اشعر لدقيقة أنه يمكنني أن اكون مع رجل ناجح ووسيم |
Tatlı bir küçük kız ve iyi kalpli bir kadın neden kötü bir adamla birlikte olsunlar ki? | Open Subtitles | فتاة صغيرة لطيفة كهذه, وامرأة لطيفة، لماذا يكونون مع رجل سيء؟ |
Kendisi yakın zamanda benden ayrıldı çünkü hayalleri ve arabası olan bir adamla birlikte olmak istiyordu. | Open Subtitles | لقد قطعت علاقتها بي مؤخرا لأنها ارادت أن تصبح مع رجل لديه حلم و سيارة |
Seni tanıdıktan sonra başka bir adamla birlikte olmayı hiç istemedim. | Open Subtitles | و عندما قابلتك لم ارغب ابداً في ان اكون مع رجل غيرك |
Birileri benim adımı medyaya sızdırdı diye manşetlerde görünmekten ve hiç yanlız kalmadığım bir adamla birlikte adımın bir.. | Open Subtitles | أنا مناقشة العناوين الرئيسية, كل ذلك بسبب شخص ما, شخص واحد همس بمجرد اسمي همس أنني كان على علاقة مع رجل |
Evli bir adamla birlikte olmaya başladığın an ortalığı batırmıştın. | Open Subtitles | لكنك أفسدتي ذلك بمجرد وقوعك مع رجل متزوج |
Suratını boyayan bir adamla birlikte olursan işte böyle olur. | Open Subtitles | هذا ما تناله لاشتباكك مع رجل يدهن وجهه. |
Hep arkalarda otururdu. Genelde bir adamla birlikte. | Open Subtitles | تجلس دائما الصف الخلفي، عادة مع رجل |
Kay, Roots'u gördüğünden beri, hep zenci bir adamla birlikte olmak istemiştir. | Open Subtitles | كي) أرادت أن تكون مع رجل أسود) (منذ أن رأت فيلم (رووتس |
Belladonna asla bir adamla birlikte olmadı. | Open Subtitles | بيلادونا لم يسبق لها ان كانت مع رجل |
Annem senin gibi bir adamla birlikte olduğum için benimle gurur duyardı. | Open Subtitles | لكانت أمي فخورة بي الآن، كي أكون مع رجل مثلك ... |
Benim en sevdiğim ise, beni şovunu izlemeye götürdüğünde orada bana istediğim kadar alkolsüz kokteyl veren bir adamla birlikte oturduğumdu. | Open Subtitles | الوحيدة المفضلة .. عندما كانت تأخذني لرؤية معارضها وأنا أجلس على الجانب الاخر مع هذا الرجل اللطيف |