Demek istediğim, iş işten geçtikten sonra önlem almaya çalışmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | أعني لا فائدة من تعطيل قنبلة بعد أن000 بعد أن تكون قد إنفجرت |
Evet ama yarı yolda onlarla iş yapmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | نعم لا فائدة من ان أكون منخرطا بأعمال معهم بشكل جزئي |
Kahramanı oynamanın bir anlamı yok. Bana megafonu verin. | Open Subtitles | لا جدوى من تقمص شخصية البطل، سلّمني مكبر الصوت |
Evet, arefleksi Miller Fisher anlamına gelebilir, ama refleksleri kayıp değil zayıf olduğuna göre, hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | نعم، انعدام المنعكسات قد يعني متلازمة ميلر فيشر لكن بما أن المنعكسات ضعيفة لا غائبة فهذا لا يعني شيئاً |
Her neyse, bütün bunlar olmadan sunumun bir anlamı yok. | Open Subtitles | على أي حال، عملية التسليم .لا تعني شيئاً بدون الفيديو |
Çünkü, senin en iyi arkadaşın olarak -en azından bu dünyada-sana söylemem gerek ki, bunun hiç bir anlamı yok! | Open Subtitles | -لأنه من الواجب علي ان أخبرك, كأعز اصدقائك على الأقل في هذا العالم بأكمله. -ان هذا غير منطقي على الاطلاق. |
Hayal kurmanın bir anlamı yok. Çünkü hiçbir şey değişmiyor. | Open Subtitles | لكن لا فائدة من الاحلام لان لاشئ سوف يتغير |
Haydi, yukarıda kümes gibi odada kalmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | تعالي لا فائدة من البقاء محبوسة بمفردكِ بغرفتك |
Vasküliti olan birine yeni karaciğer vermenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا فائدة من إعطاء كبد لإمرأة مصابة بالتهاب الأوعية الدموية أيضاً |
Eğer ateş edemeyeceksek pozisyona girmemizin bir anlamı yok. | Open Subtitles | ربّما لا لا فائدة من القفز إن كانت أسلحتنا مُعطلة |
Uygun zamanda karşılaşırsam hoşlanacağım biriyle, geçici olarak çıkmamın bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا جدوى من مواعدة أحد قد يروقني لو إلتقيته في الموعد المناسب لكنه الآن لن يمثّل لي شيئاً سوى مرحلة إنتقالية |
Ev sahibiniz bile dışarıda, sesini duyurmaya çalışmanın hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | حتى صاحبة السكن غادرت لذا لا جدوى من صراخك |
Pekala, hiç üyemiz yokken nota kağıtlarını düzenlemenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | حسناً لا جدوى من ترتيب اوراق الأغاني إذا لم يكن لدينا أية أعضاء |
Hatta oraya gitsen bile, bunun bir anlamı yok. | Open Subtitles | حتى لو وصلت إلى هناك مازال هذا لا يعني شيئاً |
Hayır. Doğruluğu ispatlandı ama bunun pek bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا، لقد أتممت مصادقتها، لكن هذا لا يعني شيئاً |
- Başlama yine Lejyoner saçmalığına. Burada hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا تصدق هذه التفاهات فهي لا تعني شيئاً هنا |
Bunun bir anlamı yok. Genetik olarak bunu saklayamaz. | Open Subtitles | ذلك غير منطقي لا يمكنه ان يبحث عن ذلك جينيا |
Örgütün harekete geçemediği müddetçe yaptığım hiçbir listenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | أي قائمة أضعها لا معنى لها ، مالم تتحرك المنظمة بموجبها |
Seçimler hakkındaydı bu. Önceki cümle olmadan bir anlamı yok. | Open Subtitles | ذلك بشأن الانتخابات إنه لا يعني شيئا قبل الجملة السابقة |
Paris bana çok iyi davrandı ama sen olmayınca bir anlamı yok. | Open Subtitles | باريس ممتازة لي لكن بدونك هي لا تعني شيئا |
Dünya, anne... Bilmiyorum, benim için bir anlamı yok. | Open Subtitles | إنه مجرد عالم فحسب، أمّي كلاّ، هذا لا معنى له بالنسبة لي. |
Devlete parasını verdim. Ama buralarda bunun bir anlamı yok. | Open Subtitles | لقد دفعت حقها للحكومة لكن هذا لا يعني أي شيء |
Kalp ve beyin mükemmel uyumu yakalayamazsa tutkunun bir anlamı yok demektir. | TED | إذا لم يجد القلب قافية مثالية مع الرأس، فإن شغفكم لا يعني شيئًا. |
Eski Dünya'da hastalığının adı bi-polar'dı ama şu an bunun bir anlamı yok. | Open Subtitles | في العالم القديم يسمى اضطراب ثنائي القطب مرض نفسي يجعل الشخص يقوم بأفعال طائشة لكنه ليس له معنى هنا. |
Işığın Tanrısı'nın gözünde o yaraların bir anlamı yok. | Open Subtitles | هذه الآثار لا تعنى شيئاً لإله النور |
Zavallının teki. Hayatının bir anlamı yok. | Open Subtitles | إنه مجرد بائس مثير للشفقة، وحياته لا تعني أي شيء |
DNA'nı almamızın bir anlamı yok. | Open Subtitles | لاجدوى من حصولنا على حمضك النووي |